Türlü

0
741

Bu ay size türlü yaptım, zeytinyağlı…

Renk söz konusu olduğunda, favori tercihiniz dışında varlığından memnun olabileceğiniz yegane renk, tüm renk tayfıdır. Yani şu bildiğiniz yedi renkli kombinasyon. Yaradılış kodlarımız yüzünden, uyum, çoklu armoni ve parçaları tam bütünler bize huzur verir. Bir dönemin Tetris oyununun bizde yarattığı keyfin altında bu tam olma hissi yatar, gök kuşağı da çoklu armonisiyle bizde güven yaratır. Kimsenin dışarıda kalmadığı bir birliktelik ve uyum duygusu. Önce bunu yok etmek gerekir; bu çoklu uyumu, güveni ve yarattığı enerjiyi yok etmek gerekir. Cinsel seçimler, üçüncü cinsin sembolü vb. gerekçeler teferruattır. Radikal gericilik sizden renkleri ister. Rengi sevmez!

***

Elli yaş muhitinde dolaşıyorsanız, eski dostlarınız göz bebeğiniz gibidir. Onlarla silinmiş hatıralarınızı andığınızda, hafızanın beyninizin neresini ısıttığını bile hisseder, tuhaf bir sevinç yaşarsınız. Toplumlar için de aynı durum geçerlidir; geçmişi, kadim varlıkları bir kalp gibi topluma kan pompalar. Bir tür kök hücre gibi yıpranan bağları onarır bu kan. Bu kan kimi zaman İmam Dur Türbesi’nden, kimi zaman Mari’den (MÖ 5000), Horsabad’dan, 12 bin yıllık Hasankeyf’ten doğar; çıktığı yerde boğmak, kurutmak gerekir. Hafızayı yok ederseniz, şifa için hazır olan o toplumsal tutkalı da lağıma dökmüş olursunuz. Bunu bazen dev bir mezarlık olarak yaşayan bir kentte olimpiyat düzenleyerek de yapabilirsiniz.

Radikal gericiliğin dini çoktur.

***

“Schindler’in Listesi” filminden kolayca hatırlayacağınız bir Nazi nidası vardır; filmin bir yerinde “yakılacaklar” tasnif edilirken askerler bağırmaktadır; “Kadınlar sola, erkekler sağa!”. Bunun tesadüfi yazılmadığına inanırım. Kadınlar gerçekten de tarih boyunca iradeleri uyandıran, utandıran, kalk diyen motivasyonlarıyla sola ayrılır. 1 Mayıs’ın kökü, kayıp gençlerin sesi onlardır. Onları öyle sıklıkla öldürmek gerekir ki, ölümden gayrısına şükürle dua etsinler; ehliyet aldıklarına sevinsin, kırbaçlandıklarında içselleştirsinler. Çünkü ‘doğuranın’ ne doğuracağı, nasıl eğiteceği, hangi dilde ninni söyleyeceği bilinmez. Sık sık, vahşice ve göz önünde öldürülmeliler ki bir kadın olarak sus!(sunlar)…

Renkleri, taşları, kadınları öğrendiniz. Çocukları, ağaçları, denizleri, hayvanları kendiniz çalışın. Soracaklar!..

Önceki İçerikBak sen şu işe!… – Aydan Çelik – Ağustos 2020
Sonraki İçerik‘Gümüş Kama’ anavatanında
Cihan İşbaşı
Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Resim Ana Sanat Dalını bitirdi. Karikatür, illüstrasyon ve tiyatro ile profesyonel olarak ilgilendi. Marje dergisinde tasarımcı, yazar ve karikatürist olarak çalıştı… 90’lı yılların sonunda İletişim tasarımı ve reklam yazarlığı yapmaya başladı. Antalya’ya yerleştiği ‘97 yılından itibaren sadece bu alanda çalışan İşbaşı, farklı üniversitelerde “Reklamda Yaratıcılık” ve “İletişim tasarımı” dersleri veriyor. Son 20 yıldır, kurucu ortağı olduğu Graphx’in Yaratıcı Yönetmenliği görevini sürdüren İşbaşı evli ve bir kız babasıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz