Vaynakhların Sesi – Вайнахан Аза -Ekim 2020

0
989

‘Stalin’i lanetliyor ama ondan farkı yok’

Çeçenya Cumhurbaşkanı Ramzan Kadirov’un ve resmi görevlilerin ülkedeki keyfi icraatlarına karşı çıkan Çeçenlerden oluşan muhalif grup 1ADAT’ın temsilcileri, herhangi bir radikal örgütle ilişkilerinin olmadığını ve gençleri provoke ettiklerine dair suçlamaların haksız olduğunu belirtti.

Telegram kanalı 1ADAT, Çeçenya’da popülerleşmeye başladı, dört ay içinde 5 binden fazla abone topladı. Kanalın yazarları, başlattıkları hareketi “Ramzan Kadirov karşıtı savaşçılar” olarak adlandırıyor. Kanalın destekçilerinin çoğu Çeçenya’daki yerel yönetimlerin icraatlarına karşı çıkan Çeçenler…
1ADAT kanalında Çeçenya’daki kaçırma ve tutuklamalara ait bilgiler veriliyor. Muhalif kanalın yazarları, Kavkaz.Reali haber sitesine verdikleri röportajda Çeçenya’daki yetkililerin keyfi eylemlerinin kurbanlarına nasıl yardım ettiklerini anlattı ve gençleri kışkırtma suçlamalarını yanıtladı.

-1ADAT hareketi nasıl ortaya çıktı ve hedefleriniz neler?
-Dört ay önce başladık. Tabii ki fikrin kendisi çok daha önce oluşmuştu. Tumso Abdurahman gibi muhalif blog yazarlarının yeterli olmadığını anladık. Halkımıza bunun ortak bir mücadele olduğunu, herkesin katkı yapabileceğini göstermemiz ve onları harekete dahil etmemiz gerekiyordu.
Çeçenya’daki insan hakları kurumlarının neredeyse tümü yok edildi ve insan haklarının durumu giderek çıkmaza sapıyor. İnsanlar fütursuzca kaçırılıyor ve işkence görüyor, Kadirov’un propagandası kayda değer bir direnişle karşılaşmıyor. Tüm bunlar, bu suç rejimine karşı savaşmak için bir araya gelmemiz ve güçlerimizi birleştirmemiz gerektiğini anlamamızı sağladı.

-Kadirov ile diyalog başlatmanın anonim bir Telegram kanalından çok daha yararlı olabileceğini düşünmüyor musunuz?
-Halka açık bir diyalog olmalı. Kadirov’un Çeçenya’sında bu mümkün mü? Kadirov, yöneticiliğinin en başından itibaren her türlü muhalefete savaş açmaya başladı. Muhalifler ya tehditlerle susturuldu ya da öldürüldü. Kadirov’un Çeçenya’sında insan hakları savunucuları bile fütursuzca öldürülürken biz neden bahsediyoruz?
Kadirov sadece muhalefeti yok etmekle kalmadı, Çeçenya’yı Stalin dönemindeki SSCB’nin bir benzerine dönüştürdü. Burada komik bir çelişki var: Stalin’i alenen lanetliyor ama kendisinin de neredeyse ondan hiç farkı yok. Mümkün olan her fırsatta övülen ama hiç eleştirilmeyen bir lider var. Yetkililerin resmi ideolojisi: Ahmet-Hacı’nın yolu (Ramzan Kadirov’un babası Ahmet Kadirov 2004’te Grozni’deki stadyum patlamasında can vermişti).
Kadirov’un bir halkla ilişkiler ekibi olmasaydı insanların karşısına olduğu gibi çıkardı: İki kelimeyi bile bir araya getiremeyen, az eğitimli bir adam. Grozni Devlet Televizyonu ve Radyo Yayıncılığı Şirketi’nin daha önce prova edilmiş anlatımlarında bile Kadirov layıkıyla ve tutarlı konuşamıyor. Ama bu propaganda onu akademisyen yapmaya çalışıyor (Kadirov’un ekonomi alanında doktorası var).

-Ana görevinizin Çeçenya’daki propagandaya karşı mücadele ve insan haklarının korunması olduğunu söylüyorsunuz. Herhangi bir netice aldınız mı?
-Kadirov’un toplantılarında bizim hakkımızda konuşurlarsa, bizimle mücadele etmek için para tahsis ederlerse, bilişim robotlarını ve memurlarını bize karşı faaliyete geçirirlerse bu sadece klavye tuşlarına basmadığımız anlamına gelecektir.

“Hareketimizin belkemiği Çeçen halkı”

Kadirov rejimi bizi tehdit olarak algılıyor çünkü hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizi ve yöntemlerimizi görüyor. En önemlisi de bu rejim kitleleri olan kişilerden korkuyor. Tumso’yu da Anzor’u öldürdükleri gibi basitçe öldürebilirlerdi (“Viyanalı Anzor” adıyla bilinen 43 yaşındaki muhalif Mamikhan Umarov Temmuz 2020’de Viyana’da öldürüldü).
Hareketimizin belkemiği Çeçen halkı olunca bizimle nasıl mücadele edecekler? Çeçenya sakinleri arasında rejimin genel destek gördüğüne dair Kadirov’un başlattığı propagandanın yalanlarını ortaya çıkarmamız önemli…

“Erkeksen ülkeye gel” söylemi

-Çeçenya başkanının internette muhalefetle mücadele çağrısı yaptığını biliyorsunuz. Sınırsız idari kaynağa nasıl karşılık verebilirsiniz?
-Gerçeğin ve halkın desteğinin yardımı sayesinde mücadele ediyoruz. Halkı Kadirov’cuların istediği gibi silahlı mücadeleye çağırmayacağız. İnsanlarımızı koruyoruz, riske atmıyoruz. Ayrıca Kadirov’cuların bizi bir şekilde ilişkilendirmeye çalışacakları herhangi bir radikal örgütle de ilişkimiz yok. Savaş istemiyoruz, sadece özgürlük ve adalet için çaba gösteriyoruz. Bunlar aslında temel ihtiyaçlar ama bu bile bize çok görülüyor.
Hareketimizin önemli bir özelliği var: Çeçenya dışında değiliz, ülkede yaşıyor ve çalışıyoruz. Bu bize halkla yakın ve iç içe olma imkânı veriyor ve aynı zamanda da bu cüretkârlığımıza çok kızan Kadirov’cuların kafa karışıklığını artırıyor.
Muhalifleri “Erkeksen ülkeye gel” gibi klişe söylemlerle dürtmeye alıştılar. Ve biz zaten buradayız ve bu savın geçerliliği yok.

-Mesaj ve metinlerde kontrolden çıkmış duygulara neden izin veriyorsunuz?
-Bu sorunun cevabı için şunları düşünmelisiniz: Hareketimizin yönetiminde bulunan üyelerin her biri şu ya da bu şekilde Kadirov rejiminin ellerinde acılar çekti. Bu da tabii olarak bir iz bırakıyor.
Kendimizi Kadirov’cuların bir sonraki suçuyla ilgili taze haberleri umursamaz ve duygusuz bir şekilde duyuran bir kitle iletişim aracı olarak konumlandırmıyoruz. Bu halkın bir parçasıyız ve biz de endişeliyiz. Doğal olarak tüm bunlar bazen kişisel iletilere dönüşüyor ama halkın sesi haber bülteni gibi değildir, daima acı ve endişe taşır. Halka hitap eden bir hareketiz ve duygusallık bazen gereklidir.

-Telegram kanalınızda Çeçenya’daki insan kaçırmalar, tutuklamalar ve işkenceler hakkında bilgiler yayınlıyorsunuz. Kaynaklarınıza ne kadar güveniyorsunuz?
-Gelişmiş bir muhbir ağımız var. Güvenlik görevlileri ve Kadirov’un en yakın çevresini kapsayan farklı alanlardan insanlar… Ama hepsi kanunsuzluğa ve Çeçenya halkına işlenmiş suçlara karşı birleşmiş durumda.
Bize bilgi vermek için riske giriyorlar. Kaynaklar zaman içinde kendilerini kanıtladıkları için onlara güveniyoruz. Tabii ki yeni insanlar da geliyor ama onlardan aldığımız bilgileri dikkatle kontrol ediyoruz.

“Sessizlik hukuksuzluğa yardım eder”

-İnsan hakları savunucuları ile işbirliği yapıyor musunuz?
-Evet. Ayrıca 1ADAT hareketinin oluşumundan çok önce halkımıza yardımcı olan tatnınmış kurumlarla da işbirliği içindeyiz. Çeçen yetkililerin davranışlarından muzdarip olan bir kişi bizden yardım isterse insan hakları aktivistleriyle hemen bağlantı kurmasını sağlayacağız.
Bilgi konusunda da yardımcı oluyoruz, örneğin kaçırılma durumunda nasıl davranılacağı konusunda makaleler yayınladık. Çeçen toplumunda bir akraba kaybolduğunda sessiz kalmak ve bir yere gitmemek gibi bir klişe var maalesef. Bu davranış biçimine son vermek ve Çeçen ailelere yalnız olmadıklarını, sessiz kalarak sadece hukuksuzluğa yardımcı olacaklarını göstermek istiyoruz.

-Bir şekilde Çeçen gençliğini provoke ettiğinizi düşünüyor musunuz? Çocuklar yayınlarınıza yorum yazıyor ve Çeçenya’da iseler tespit edilme riskleri var.
-Hayır. Kimseyi provoke etmiyoruz. Üstelik defalarca önlemlerden bahsediyoruz ve “Çeçenya’daysanız yorum yazmayın” tavsiyesinde bulunuyoruz. Gençleri sokağa çıkmaya ve rejimle savaşmaya teşvik etseydik provoke etmiş olurduk ama yapmıyoruz.

-Instagram hesabınız kapatıldı. Telegram kanalınız da engellenirse ne olur?
-Instagram hesabımız Kadirov’cuların şikâyetleri yüzünden sebepsiz bir şekilde bloke edildi. Bu zaten tahmin ediliyordu. Kilidi kaldırmak için uğraşıyoruz.
Telegram kanalımız engellense bile başımıza kül serpmeyeceğiz (tövbe edip son vermeyeceğiz). Yavaş yavaş bir destekçi tabanı oluşturuyoruz, itibar kazanıyoruz. Yeni bir kanal kurmak sorun değil, abonelerimiz kolay bir şekilde oraya yönelir. En önemlisi halkın desteğidir. (www.kavkazr.com)

Çeviri: Serap Canbek

***

Antik köy canlanıyor

Çeçenya’nın antik köyü Hoy (Muhafızların Yerleşkesi) 1.826 mt rakımda yer alan Kezeneyom Gölü’ne birkaç km. uzaklıkta… Efsaneye göre bu köyün sakinleri Çeçenya sınırlarını koruyacak muhafızları eğitirmiş. Hoy’daki kuleler 10.-11. yüzyıllar arasında inşa edilmiş.


1944’te yaşanan sürgünün ardından 1956’dan sonra köylerine dönen Çeçenler yeni evler inşa etse de 2017’den itibaren eski evleri restore etmeye başladılar. Şu ana kadar iki savaş kulesi ve 100’den fazla konutun restorasyonu bitti.
Kule ve evlerin inşasında hiç harç kullanılmamasına rağmen restorasyonda çimento uygulanması evlerin tüm cazibesini ve orijinalliğini bozuyor çünkü eski taş ustaları kalmadı artık. Köydeki eski mezarlık, pagan ritüellerinin izlerini taşısa da yeni mezar taşları İslami standartlarda yapılıyor.
1867’de 2 bin insanın yaşadığı Hoy Köyü’ne dönenler tarihe tanıklık ederken eski binaları restore ederek geçmişlerine sahip çıkıyorlar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz