Rosa Luxemburg Vakfı’nın Aralık 2020’de düzenlediği çevrimiçi etkinlikte “Kuzey Kafkasya’da Feminizm” başlıklı bir sohbet gerçekleştirildi. Toplumsal cinsiyet araştırmacısı Saida Sirazhudinova ve kadın haklarıyla ilgili yayın ve araştırmalar yapan ‘Daptar’ adlı internet gazetesinin genel yayın yönetmeni Svetlana Anokhina’nın konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte ‘feminizm’ kelimesi erkeklerin tepkisini çekti. Sohbete katılan kadınlar kendi deneyimlerini paylaştı.
2020 yılında Kuzey Kafkasya’da kadın haklarıyla ilgili bir araştırma gerçekleştiren Sirazhudinova, görüştüğü kadınların çoğunluğunun ‘feminist’ damgası yememek için isimlerini gizli tutmak istediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bir insanın kendisini feminist olarak tanımlaması dinini reddetmekle eşdeğer görülüyor. Tüm bunlara rağmen feminizm bu bölgeye nasıl girdi? Çünkü küreselleşme süreçleri giderek yoğunluk kazanıyor. Toplumun kapanık yapısına rağmen medya yoluyla bilgi akışı sağlanıyor, insanlar artık kapalı bir dünyada yaşamıyor.”
Araştırmalar, feminist düşüncenin daha çok kentlerde oluştuğunu ve yaş çeşitliliğine bakıldığında her yaştan kadının kadın hakları için mücadele ettiğini gösteriyor.
Svetlana Anokhina ise Rusya Federasyonu’nun devlet politikası olarak feminizmin öcü gibi gösterildiğini, gelenekçiler ve radikal dinciler tarafından feministlerin ‘dünyayı mahvedecek şeytanlar ordusu’ olarak nitelendirildiğini belirtti.
İslami feminizmin de bölgede yayıldığını belirten konuşmacılar özellikle Çeçenya’da aktivistlerin tehlike içinde olduğunu belirtti. Yazı ve paylaşımlarında kadın haklarından bahsedenlere baskı yapıldığı anlatıldı. (www.daptar.ru)
Çeviri: Serap Canbek