Düzce Çerkesleri (6. Bölüm)

0
1204

“Düzce Kazası’na 19. yy’da Yapılan Göçler Sonrası Nüfus Değişimi ve Osmanlı’nın Son Dönemlerinden Günümüze Türkiye’nin Sosyo-Kültürel Değişiminde Düzce Çerkesleri” başlıklı bu makale, “Düzce: Sefine-i Nuh’un Çerkes ve Abazaları” adlı çalışma kapsamında Nejad Özsoy ve Şimal Özcan tarafından hazırlanmıştır.

Nejad Özsoy: Makine mühendisi, araştırmacı,

e-mail: gutej@yahoo.com

Şimal Özcan: İngilizce öğretmeni, araştırmacı,

e-mail: guteyenal81@hotmail.com


Anadil üzerine özgürlükçü kanunlar ve Düzce’de yaşananlar

Anadil üzerine Türkiye’de son yıllarda önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Türk vatandaşlarının Türkçe dışında konuştukları dillere yönelik devletin resmi söylemi yıllar içinde özlü bir değişim ve dönüşüm geçirmiştir. 20 Eylül 2002 tarihinde çıkan Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkında Yönetmelik ile farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi amacıyla Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na göre açılabilecek özel kurslara ilişkin işlemler tanımlanmıştır. Özellikle Çerkesçe öğrenimi için Özel Öğretim Kurumları bünyesinde Çerkesçe kurslar açılamamış, dil öğrenimine ilişkin sadece dernekler bünyesinde bazı cılız faaliyetler yürütülmüş ve yeterli olamamıştır. Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde 19 Haziran 2003 tarihinde Meclis’ten geçen 6. uyum paketiyle 3984 sayılı Radyo ve Televizyon Kanunu’nda yeni bir düzenleme yapılmıştır. Kanuna: “…Ayrıca, kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapabilir” ifadesinin eklenmesiyle TRT’nin yanı sıra özel radyo ve televizyon kuruluşlarına da anadilde yayın yapma yolu açılmıştır. Yeni düzenleme sonrası RTÜK yeni bir yönetmelik (Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkında Yönetmelik) hazırlamıştır. Bu yönetmelik 25 Ocak 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikle, daha önce yalnızca TRT’ye verilen anadilde yayın yapma hakkı ulusal özel radyo ve televizyon kanallarına da verilmiştir. TRT’de 10 Haziran 2004 tarihinde yapılan Çerkesçe yayında ulusal kanalların büyük bir bölümü Düzce’den canlı yayın yapmışlardır. Cedidiye Mahallesi’ndeki Esen (Çerkes) kahvesinde toplanan kalabalık bu tarihi olaya tüm Türkiye’ye ile birlikte tanıklık etmiştir.

Çerkes kahvesinde toplanan Düzceli Çerkesler memnuniyetlerini Düzce’den yapılan canlı yayında tüm Türkiye’ye duyurdular. Programın süresi, kapsamı ve yayınlandığı saat itibarı ile sembolik bir yayın olsa da, Türkiye’de kaybolmakta olan Çerkesçe için ileriye yönelik devlet destekli atılabilecek bazı adımlara yönelik umut veriyordu. Düzce’nin yerel gazeteleri Çerkesçe yayını haberleştirdiler.

İşte bu ortamda 17 Haziran 2004 tarihinde Sabah Gazetesi’nde Yavuz Donat’ın köşesinde yayımlanan ‘Çerkesce yayına Çerkesler ne diyor?’ başlıklı yazı ile Düzceli Çerkeslerin bu yayınlardan rahatsızlık duyduğuna dair verilen olumsuz mesaj, dil üzerine atılan bu adımları önemseyen Düzceli Çerkeslerde hayal kırıklığı yarattı. Düzce Kuzey Kafkas Kültür Derneği bu yazı üzerine 30 Haziran 2004 Çarşamba günkü Düzce Postası Gazetesi’ne tam sayfa bir ilan vererek görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. 69

Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün 31 Ağustos 2012 tarihinde yayımladığı 2012/37 sayılı genelge ile 2012-2013 eğitim ve öğretim yılından itibaren Yaşayan diller ve Lehçeler başlığı altındaki ders ile bakanlığa bağlı tüm resmi ve özel ilkokul ve ortaokullarda haftada 2 saat Çerkesçe öğrenmenin yolu açılmıştır. Öğrenci velileri tarafından dilekçe ile yapılacak olan bu başvuru en az 10 öğrencinin aynı dersi seçmesi durumunda grup oluşturularak verilecektir. 2012-2013 yılı eğitim ve öğretim yılında Türkiye çapında sadece iki seçmeli ders sınıfı açılabilmiştir. Bunlardan biri Düzce Uzunmustafa İlköğretim Okulu’nda diğeri de Turhal Mimar Sinan Ortaokulu’ndadır.

2012-2013 eğitim ve öğretim yılında seçmeli ders olarak Çerkesçeyi seçen öğrenciler Düzce’den Baha Tütüncüoğlu, Efe Tayman, Ayşenur Ayyıldız, Batuhan Ak, Emir Ali Öztürk, Gupse Tezcan, Dilanur Hatakoy, Ufuk Tayhan, Kerem Güneş, Sinem Uysal. Turhal’dan Turan Hazar İçer, Umut Berke Güneş, Esra Şahin, Müberra Aydın, Melisa Keskin, Yusuf Can Öter ve Serhat Zırın. Öğrencilerin dil öğretmenleri Düzce’de Merhum Ahmet Bilgin ve Turhal’da Aydın İpek’tir.70 Toplumsal temenni seçmeli ders sınıflarının sonraki eğitim öğretim dönemlerinde artmasıdır.

Dil üzerine önemli gelişmelerden biri de Düzce Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi bünyesinde Çerkes Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması olmuştur. Bölümün açılmasına vesile olan gelişme; dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 6 Ocak 2012 tarihinde Düzce Üniversitesi’ni ziyaretinde, Rektör Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu’na farklı kültürlerin yaşatılması için çalışmalar yapması talimatını vermesi ile başlamıştır. Çerkes Dili ve Edebiyatı Bölümü verilen direktiflere uygun olarak gerekli izin ve kararların alınması ile 2013-2014 eğitim öğretim döneminde açılmıştır. Düzce Adige Kültür Derneği Carım Murat Caymaz başkanlığında, bölümün açılması sürecinin Türkiye ve Adigey Cumhuriyeti ayaklarında Düzce Üniversitesi Rektörlüğü’ne her türlü katkı ve desteği vermiştir. Adigey Cumhuriyeti’nden gelen Prof. Dr. Mira Khachemizova, Doç. Dr. Susana Shkhalakhova ve Doç. Dr. Ruzana Doleva Düzce Üniversitesi akademik kadrosunda göreve başlamıştır. Yüksek lisans programlarını da başlatan bölüme olan ilgi yüksek seviyededir.

Anadil öğretimi konusunda 2017 yılı sonunda önemli bir gelişme daha yaşandı. Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından Yabancı Diller Adigece A-1 Seviyesi Kurs Programı hazırlanarak 29.09.2017 tarihinde yayımlanarak 12 Ekim 2017 tarihinde resmen yürürlüğe girdi. Yürürlüğe giren programla birlikte il ve İlçelerdeki halk eğitim merkezlerinde Adigece ve Abazaca dil kurslarının açılmasının önü açıldı. Söz konusu program Talim ve Terbiye Kurulunun 29.07.2016 tarihli ve 55 sayılı kararı ile kabul edilen ‘Yaygın Eğitim Kurumları Yabancı Diller A-1 Seviyesi Çerçeve Kurs Programı’na uygun olarak hazırlandı. Türkiye çapında ilk kurs haberi Düzce’den geldi. Adige Dili ve Edebiyatı Derneği, Adige Kültür Evi Derneği, Köprübaşı Ömer Efendi Köyü Muhtarlığı iş birliği ve Düzce Adige Kültür Derneği katkıları ile 17 Aralık 2017 tarihinde başlatılan Adigece Dil Kursu 29 Ocak 2018 tarihinde Düzce Halk Eğitimi Müdürlüğü bünyesine alınarak resmiyet kazandı. Kurs öğretmeni olarak Düzce Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Kafkas Dilleri ve Kültürleri Bölümü Çerkes Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ilk mezunlarından Şınaho Gizem Daşdemir görevlendirildi. 15 Şubat 2018 tarihinde ise Düzce Adige Kültür Derneği merkez binasında Düzce Halk Eğitimi Müdürlüğü bünyesinde ikinci kurs da açıldı. Bu kursta da Şınaho Gizem Daşdemir ve Ayşe Yıldırım öğretmen olarak görev aldı.

Günümüzde 24 saat Adigece yayın yapacak TRT Çerkesçe kanalı için Çerkes sivil toplum örgütlerinin talepleri vardır. Bu talebin devlet tarafından hayata geçirilmesi dil üzerindeki asimilasyon tehdidine karşı olumlu bir adım olacaktır.

 

Düzce ve son söz

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk genel nüfus sayımı 28 Eylül 1927 tarihinde yapılmıştır. 1927 yılı nüfus sayımı sonuçları, Düzce’nin nüfusunun temel nitelikleri hakkında önemli bilgiler vermektedir. 36.083’ü erkek, 39.820’si kadın olmak üzere kazanın toplam nüfusu 75.903 kişiden oluşmaktadır. Toplam nüfusun 5.937’si Düzce şehir merkezinde ikâmet etmektedir.71 Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci genel nüfus sayımı 20 Ekim 1935’te yapıldı. Bu ikinci nüfus sayımında da Düzce kazasının nüfusu, bağlı bulunduğu Bolu vilayetinin merkez kazası Bolu da dahil diğer kazalarından daha fazladır. Düzce’nin nüfusu o yıllarda 38.253’ü erkek, 39.967’si kadın olmak üzere toplam 78.220’dir. Bu nüfusun 6.476’sı merkez kaza Düzce’de, 71.774’ü de nahiye ve köylerde yaşamaktadır.72

Bugün Düzce İline bağlı, merkez ilçe ile 8 ilçe, 10 belediye (2 tanesi merkez ilçeye bağlı belde belediyesi) ve 301 köy vardır. Düzce ovası ve etrafını çeviren yükseltilerde 197 köy bulunmaktadır. Bu köylerin 97 tanesi merkeze bağlı köylerdir. Merkeze bağlı 66 mahalle bulunmaktadır.73

2011 ve 2012 yılı sonuçlarına göre nüfusun %58,10’u şehir merkezlerinde, %41,90’ı köylerde yaşamaktadır.74 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 2010 yılı Düzce şehir merkezi nüfusu 129.118, 2011 yılı şehir merkezi nüfusu 133.551, 2012 yılı Düzce şehir merkezi nüfusu 135.557, 2013 yılı Düzce şehir merkezi nüfusu 143.018, 2016 yılı Düzce şehir merkezi nüfusu 162.897 kişi olmuştur.75

Düzce Çerkesleri ve Abazalarında sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik değişimin kapsamlı olarak incelenmesi, sosyal ve demografik bilgilerin derlenmesi ancak bilimsel bir çalışma kapsamında değer ifade eder. Bu konuda bir yetkinliğimiz olmadığı için araştırmamızda bu konuya girmeden sadece böylesi bir çalışmada faydalanılabileceğini düşündüğümüz bazı bilgilere yer vermeye çalıştık. 1864 sürgünü ve zorunlu olarak yapılan göçlerden sonra Çerkesler ve Abazalar yaklaşık100 yıl kadar, diğer kültürlerle iletişimin az olduğu, dışa kapalı köy yaşantılarında geleneklerini ve kimliklerini koruyabildiler. Köyden köye mızıka sesleri yankılandı; kızlı-erkekli kafileler halinde köyden köye düğünlere gittiler. Fakat 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızlı bir sosyal ve ekonomik değişim ve nüfus hareketinin başlamasıyla birlikte köyler de çözüldü ve kentlere yöneldiler. Köyden çıkınca toprak önemsiz hale geldi, kentleşmenin artmasıyla orantılı olarak hızlı bir kültür ve kimlik değişimi yaşandı. Kentlerde geçmişini bilmeyen, kültürüne yabancılaşmış kuşaklar yetişti. 1900’lü yılların ilk yarısında köylerdeki geniş tarım arazilerinin işletilmesi için dışarıdan gelenlere buralarda yer verilmesi ve köyden ayrılanların yerlerini dışarıdan gelenlerin alması ile Düzce’de Çerkeslerin kurduğu pek çok köy Çerkes köyü hüviyetini kaybetmiştir. Bu değişim iç ve dış etkenlerin zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Çerkes ve Abaza kültürü açısından da önü alınamayan bir asimilasyon süreci başlamıştır. Egemen kültürün bütün maddi ve maddi olmayan araçlarla belirleyici bir unsur olması; kültürlerde özellikle dil başta olmak üzere her türlü açıdan bir yok oluş süreci yaşatmış ve yaşatmaktadır. Kısacası her şey kimlik ve kültür açısından aleyhte işlemiştir ve halen de işlemektedir. Bugün Düzce’de 45 yaşın altındaki Çerkeslerin dil konuşamaması ifade etmek istediğimiz problemin en büyük göstergesidir. Çerkesler ve Abazalar tarihte yaşadıkları sürgün, göç gibi toplumsal yaşamlarını derinden etkileyen olumsuzluklara göğüs gererek bulundukları her yerde zorlu yaşam koşullarına alışmışlardır. Bunu sağlayan yegane unsur da, birbirlerine destek olmaları, acılarını sıkıntılarını paylaşarak güç birliği yapmaları ve onlara her türlü güzel vasıfları kazandıran kültürlerine sahip çıkmalarıdır. Günümüzde bu unsurların ne denli korunabildiği ise gözlenmeye muhtaçtır. (Bitti)

 

69 İlgili linkler, http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/donat/2004/06/17/cerkezce_yayina_cerkezler_ne_diyor, Erişim: 16.06.2010 – http://www.dkkkd.org/resimler/basindaduzcevecerkesler/12/1.htm, Erişim: 21.05.2012

70 Kafkasevi İnternet Sitesi, “Çer-Kad’dan Çerkesçe Sınıfı Öğrencilerine Ödül”, http://www.kafkasevi.com/index.php/news/detail/5499, Erişim: 05.01.2013

71 Fatih Özçelik, a.g.t, s. 31

72 Fatih Özçelik, a.g.t, s. 32

73 http://www.duzce.gov.tr, Erişim: 02.09.2014

74 TÜİK, Seçilmiş Göstergelerle 2012 Düzce, Eylül 2013, Yayın No: 4050, s.71.

75 TODAİE Yerel Yönetimler Merkezi, http://www.yerelnet.org.tr/belediyeler/belediye.php?belediyeid=129216, Erişim: 25.08.2014

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz