Toplanan çıkarılan, sadece günler…
Sayılı günler…
…
Dün yağan yağmur dünde kaldı…
Yarın doğacak güneş, yarının olacak…
…
Dün yaşanılanlar yarın yok…
Yarını yaşayacakların ise dünü hiç olmadı…
…
Bir gün önce, güneşi bir yerde batıran…
Yarını bir başka yerde batıracak…
…
Güneş hiç değişmeyecek, ama ay her gece bir başka olacak…
Eğer bulutlar izin verirse…
Kucağında saklayacak hallerini…
…
Duvara yansıyan gölge…
Ayın gölgesi…
…
Duvarına nota yapışmış evde…
Duvara yaslanmış piyano, duvara yapışmış notalarını geri çağırıyor…
…
Çerçeveler, bir eskiden…
Çerçeveler, bir yeniden…
…
Bir başlık, eskiden kalan…
Duvara yansıyan gölge, ayın gölgesi…
…
Çerçevelerin içi belli değil…
…
Avizeden sarkan taşlar da duvarda…
İki duvar arasında…
…
Tavanı yüksek odada…
Sessizce yürüyen, toprağın sesini duyuyor…
…
Ay çıkmadan, ortaya çıkan ateş böcekleri…
İz bırakarak yol alıyorlar…
…
Kediler takip edemiyor…
Takip edebildikleri, kıvrılarak yol alan küçük bir yılan, iki olmuş yılan…
…
Karıncalara ise dokunan yok…
…
Sabah hiç bitmiyor, bitmiyor kahvenin köpürmesi…
Akşam kahvesi gibi…
…
Sabah güneşine bir, bir de akşam güneşine katlanılıyor…
Gölge olduğu için…
…
Güneş gibi, gölge de her daim burada…
…
Kaldı bir geriye, bulutların hesaplaşması…
Denizi coşturan…
Denizi küstüren…
…
Ayın yalnız kaldığı, kalmadığı…
…
Gölgesi sayesinde nerede olduğunuzu gördüğünüz o koca ay…
…
Bir sahnede…
Çok ışık arasında…
…
Kapanınca perde, geriye toz kalan sahnede…
Oysa çok var sahnede, perde açık ise…
…
Perde açıldığında kapıdan görülen, binlerce anahtar deliği…
Açılacak kilidin peşinden giden, bir söz…
…
Tek bir söz ile açılacak kapı, ardına kadar…
…
Sahneden inecek ses, dinleyicilerin kulağına yapışacak…
…
Duvara yaslanmış piyanodan çıkan ses, nota olarak saklanacak…
…
Notalar sıralanacak yan yana…
Bir duvardan bir duvara…
…
Gölge yansımaları…
Uykusuzluğu bastıramayacak…
…
İki duvar arasında gidip gelecek…
Bir bu duvara çarpacak…
Bir bu duvara çarpacak…
…
Kâğıda dökülmemişse henüz…
Kuyruk olacaklar gölgelere…
Kimine uzun, kimine kısa…
Kimine sabah vakti…
Kimine gece…
…
Bir defa daha hatırlanacak…
Dalga sesleri, kokuyu uzağa götüremeyecek…
Dokuz katlı ağaçların gölgesinde, saklanacak o koku…
Tüm şehre yayılacak saklanan bu koku…
…
Nota dökülürken gölgeden kâğıda…
Kâğıda düştüğü yeri yakacak o koku…
…
Taşların arasında sessizce dolaşırken…
Bildik bir nota…
Hep var olacak…
…
Renk verecek fırça darbelerine…
Kırmızıdan maviye, yeşilden sarıya, beyazdan siyaha…
Renk olacak duvarda…
Her bir nota…
…
Fırça darbelerine yansıyacak en sert renkler…
Siyah ve beyaz…
…
Toplanmayacak, karışmayacak o iki renk…
Dün ile yarın gibi…