Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Habez’de bir ortaokul ve etno-sınıf

Anadilinizi ve kültürünüzü farklı yollarla öğrenebilirsiniz: Sıkıcı bir okul müfredatıyla ya da eğlenceyle. Habez’deki köy okulunda bu iki metodu bir araya getirmeyi denediler. 

Karaçay-Çerkes’in Habez bölgesindeki ortaokul, kırsal standartların üzerinde öğrenci sayısına sahip. Okulda 800’den fazla öğrenci var, dört adet 5. sınıf mevcut ve 5B şubesi oldukça sıradışı. Eğitim yılının başından itibaren etnografik bir hale dönüştü: Çocuklar, anadillerinin yanı sıra Çerkes gelenek ve göreneklerini derinlemesine öğreniyor. Formaları da klasik okul forması gibi değil, neredeyse tamamı ulusal öğelerden oluşuyor. 

Sınıfın öğretmeni Rasyat Çerkesova, ‘Çerkes Dili ve Edebiyatı’ mezunu. “Uzun zamandır böyle bir sınıf oluşturmak istiyordum” diyor ve devam ediyor: “Geçtiğimiz yıl 11. sınıf öğrencilerini okutmuştum, bu yıl 5. sınıf için hazırlanırken, ‘Bir hayali gerçekleştirmek istiyorsam, şimdi başlamalıyım’ dedim. Anadili Öğretmenleri Derneği’ndeki arkadaşlarım, Karaçay-Çerkes Adige Xase ve okulumuzun müdürü İrina Xapsirova da arka çıktı. Ebeveynler büyük destek sundu, bir okul forması taslağı oluşturdular ve etno-sınıfımız 1 Eylül’de 23 öğrenciye kapılarını açtı.” 

Sınıfın kapısında “Dil olmadan ulus olmaz” yazılı parlak bir poster asılı… Sıralarda lacivert elbiseli kızlar oturuyor, giysilerinin kemerleri ve kolları ulusal motiflerle süslü… Erkekler ise kar beyazı Çerkes gömlekleri giyiyor. 

Devletin eğitim modelinde anadili, edebiyat ve tarih için haftada 3 saat ders koşulu var. Habez’deki etno-sınıfa üç ders daha eklenmiş. 

Öğretmen Rasyat eklenen dersleri anlatıyor: “Birincisi okuma-yazma, ikincisi Adige Xabze… Üçüncüsünde ise çocuklar altın nakışı ve kukla tiyatrosunun sırlarını öğreniyor. Henüz özel ders kitaplarımız yok, Masirat Bekanova ile Raya Hatshuk’un metodolojik yayınlarını kullanıyoruz. Klasik öğretim yönteminden oldukça farklı olan bu yayınlar, dilin birçok karmaşık yönünü kolayca ve keyifle öğrenmelerine yardımcı oluyor çocukların… Etno-sınıf derslerindeki atmosfer çok farklı.” 

Sınıfın öğrencilerinden Aslanbek’in annesi Fatima Tamazovna, “Oğlum her dersten sonra zevkle yeni bir şey anlatıyor, biz de ona görgü kurallarıyla ilgili ödevlerde yardımcı oluyoruz” diyor. 

  

Görgünün incelikleri 

Bu arada öğrenciler hecelerin altını çizerek, öğretmenin söylediği kelimeleri yazıyor. Öğretmen, “Şimdi kontrol edelim” dedikten sonra defterlerini sıra arkadaşlarıyla değiştiriyorlar ve sessizlik başlıyor. Hatalarınızı başkasına afişe etmek pek eğlenceli değildir ama bir arkadaşınızın yazısı sizin önünüzdeyse kırmızı keçeli kaleminiz yanlışları cesurca düzeltir. 

Sınıftaki sessizliği ikinci sırada oturan erkek öğrencinin yüksek sesli hapşırığı bozuyor. Alışıldık “Çok yaşa” yerine sınıftaki kızlar kalkıp oturuyor. Bir süre sonra bir başkası hapşırıyor, derken bir başkası daha. Erkek öğrencilerin kahkahalarından hapşırıkların tesadüfi olmadığı anlaşılıyor. Öğretmen bu durumu açıklıyor: “Eğer bir erkek hapşırırsa (ister bir bebek isterse çok yaşlı bir adam olsun), orada bulunan tüm kadınlar ayağa kalkıp oturur. Bunu bir önceki Xabze dersinde işlemiştik; şimdi de bu afacanlar, kızların reaksiyonunu görmek için art arda hapşırıyormuş gibi yapıyor.” 

Çocuklar, bilgilerini yaşıtlarının ve hatta ebeveynlerinin önünde sergilemek için Adige görgü kurallarını özel bir ilgiyle öğreniyor. 

Rasyat anlatıyor: “Teoriyi pratikle pekiştiriyoruz. Bir erkek; annesinin, kız kardeşinin, eşinin ve kızının yanında nasıl yürümeli ya da babasına ve büyüklerine nasıl davranmalı? Çocuklar, bu gelenek ve ritüelleri gerçek hayatla kıyaslamaya ilgi duyuyor. Ailelerinde hangi geleneklerin kaldığını anlatıyorlar, bazılarını ise ilk kez duyduklarını itiraf ediyorlar.” 

Ebeveynler bu tür etkinliklere çok değer veriyor. Hatta bazıları, çocuğunu başka okullardan bu sınıfa nakletmeye hazır. 

Habez’deki okula başka bir köyden gelen öğrencilerden Desana İonova, “Etno-sınıfı duyan ebeveynlerim kaydımı bu sınıfa aldırdı. Etno derslerde puanlama yok ama ev ödevimi her zaman yapıyorum. Anadilimi ve geleneklerimizi öğrenmek istiyorum” diyor.  

  

Adige dilinin fonetiği 

Ders devam ediyor, harf ve resimler içeren parlak kartlar tahtada beliriyor. Öğrenciler, Adigece kelimelerle bulmacaları çözerken çok mutlu. 

Birkaç kız, ellerini kaldırarak evde öğrendikleri tekerlemeleri kontrol etme zamanının geldiğini hatırlatıyor. Tekerlemeleri sırayla daha hızlı söylemeye başlıyorlar ve sonra tüm sınıf tarafından tekrarlanıyor.  

Adige dilinin fonetiği, zincirleme “u”, “h”, “f”, “s” harfleri, gırtlak sesleri ve bunların zor kombinasyonlarından oluşuyor. Adigece tekerlemeleri kolayca telaffuz edenler, radyoda rahatlıkla spiker olabilir. Rasyat Çerkesova’nın konuşma terapistliği eğitimi alması ve edindiği bilgi ile becerileri anadili derslerinde kullanması boşuna değil. Rasyat şöyle diyor: “Her bir çocuk farklıdır, biri hemen kavrar ama bazılarının telaffuzu öğrenmek için birkaç kez tekrarlaması gerekir. Bazen dilinizin ağız içinde hangi pozisyonda olması gerektiğini anlatmak gerekebilir. Birçok ebeveyn bunu gözden kaçırıyor ve bu da çocukların anadillerini konuşmak istememelerinin ana nedenidir. Önce sesler yanlış telaffuz edilir, sonra kelimeler bozulur, diğerleri alay etmeye başlar ve çocukta bir bariyer oluşur. Zamanında önlem almak çok önemli.” 

Öğretmenin önem verdiği derslerin tüm unsurları konuşma, düşünme, hafıza, hayal gücünün geliştirilmesine yönelik. “Adige oyunlarına özel önem gösteriyoruz. Şimdiye dek sadece dil ile ilgili olanları kullandık. Ancak zaman içinde uzmanları davet edip açık hava oyunlarını uygulamayı düşünüyoruz” diyor. 

  

Sanat ve dikiş dersleri 

Etno derslerin üçüncüsü ise elişi ve tiyatro. Erkek öğrenciler oyunun senaryosu üzerinde çalışırken kız öğrenciler altın nakışını ve kukla tiyatrosu için kıyafet işlemeyi öğreniyor. Sahnelemek için, Nart destanlarından, Adige folklorundan öğretici hikâyeler seçiyorlar. Alim Xanfenov’un “Renkli Çakıl” adlı öyküsüne dayanan bir mini prodüksiyon gösterisi yapmışlar. 

Rasyat, “Provalar ve performans, okulun yanındaki Kültür Sarayı’nda yapıldı. Çocukların bir an önce büyük sahnede performans sergilemeye alışmasını istiyoruz.” 

Ders bitti, ama çocukların gitmek için hiç acelesi yok. İki çocuk, tiyatro ile ilgili öğrendikleri diyaloğu öğretmene anlatmak için birbiriyle yarışıyor. Kocaman gözleri olan kız sevincini paylaşıyor: Büyükannesi, altın nakışı dersi için sandığından bir parça yeşil kadife çıkarmış. (etokavkaz.ru) 

  

Çeviri: Serap Canbek 

Yazarın Diğer Yazıları

‘Adigey’den gelenler adeta kanatlandılar’

Ekim ayı boyunca çeşitli kentlerde gösterileri olan ‘Oshad’ grubunun sanat yönetmeni Victoria Yedic ile Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren Adiyuf Çerkes...

Tahir Elçi anıldı

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015 tarihinde Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yaptığı sırada katledilen ve cinayeti failsiz bırakılan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi...

Basın emekçileri tutuklama ve baskılara karşı eylem yaptı

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Basın İş Sendikası’nın çağrısıyla 16 Kasım’da Beyoğlu Tünel’de toplanan basın emekçileri, basına yönelik artan baskılar ve tutuklamalara karşı...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img