Uzunyayla’nın Demirboğa Köyü’nde doğan biri olarak otun anlamı hayvanların beslenmesinde çok önemli diye aklımda varken sonraki yıllarda şehir hayatı ile insanlar için ne kadar önemli olduğunu anladım.
Bu yazıya da “Bodrum Acı Ot Festivali” vesile oldu. Demirboğa’da kuzukulağı, beyaz kangal benzeri yabani doğal otların yanı sıra çay olarak kullanılan bir bitki biliyorum kırmızı taneleri olan… Mantar çok var. Çok güzel mantar olurdu çocukluğumda da. Bu yabani bitkilerden “beyaz kangal”a burada “şevketibostan” diyorlar, mezesi yapılıyor. Memleketimizde bunların bir araştırması yapılabilir mi ya da yapan var mıdır?
Etrafıma, arkadaşlarıma, çocuklarıma ot festivaline gittiğimi söyleyince “Hayırdır!” dediler. “Acı ot” dememiştim. Bodrum’da “tilkişen”, “yabani kuşkonmaz” adıyla bilinen acı ot, ağızda acı tat bırakmasından dolayı bu adı almış. Festivalde şenlik ve eğlencenin yanında Bodrum’un kültürünü ve lezzetlerini tanıtıyorlar. 1972’den bu yana her sene Bodrum’a geliyorum. İki yıl oldu buraya yerleşeli, bu tatları ben de yeni öğrendim. Deli kenker dolması, külür, çetimek pidesi, havanda incir, mart mantarı kavurması, sakızdırık köftesi, ilabada dolması, lokum pilavı… İlk duyduğum lezzetlerden bazıları…
Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen “Bodrum Acı Ot Festivali” 12-13 Mart’ta yapıldı. Festival kapsamında yemek atölyeleri ve söyleşilerin yanı sıra konser, halk dansları gösterileri sunuldu ve sanat tarihi uzmanı Zeynep Atılgan’ın fotoğrafları, “Mis Gibi Müsgebi” başlıklı sergiyle ziyarete açıldı.
Fotoğraflar: Bodrum Gündem
