Yeni bir rapor, son 50 yılda 160 ülkenin neden olduğu hasarın sorumluluğunu belirledi.
Lancet Planetary Health dergisinde yayımlanan analizde, “Bu ülkelerin, dünyanın geri kalanına ekolojik borcu olmaları nedeniyle kaynak kullanımlarında radikal azaltımlar yapma konusunda liderlik etmeleri gerekiyor” denildi. Çığır açan araştırmaya göre, doğal kaynakların aşırı kullanımından kaynaklanan küresel ekolojik hasarın çoğunluğundan ABD ve Avrupa sorumlu. Araştırma, son yarım yüzyılda 160 ülkenin neden olduğu ekolojik zararı analiz eden ve ülkeleri bundan sorumlu tutan ilk yayın.
Dünyadaki aşırı malzeme kullanımına dair en büyük payı %27 ile ABD alırken ve Birleşik Krallık’ın da dahil olduğu AB’nin payının ise %25 olduğu tespit edildi. Avustralya, Kanada, Japonya ve Suudi Arabistan gibi diğer zengin ülkeler topluca %22’den sorumlu.
Analizde, Çin’in aşırı kaynak kullanımında %15’lik bir payı aldığı görüldü. Güneydeki daha yoksul ülkelerin ise toplam payı sadece %8.
Çalışmada, “Yüksek gelirli ülkeler, küresel ekolojik çöküşün başlıca itici güçleri. Kaynak kullanımlarını acilen adil ve sürdürülebilir seviyelere indirmeleri gerekiyor” denildi.
Çalışmanın başyazarı, Barselona’daki Çevre Bilimi ve Teknolojisi Enstitüsü’nden (ICTA-UAB) Prof. Jason Hickel, bulguların çarpıcı ve rahatsız edici olduğunu söyledi.
Hickel, “Yüksek gelirli ülkelerin, aşırı kaynak kullanımına katkısının ölçeği karşısında hepimiz şok olduk. Bu kadar yüksek olmasını beklemiyorduk. Şimdi sürdürülebilir seviyelere ulaşmak istiyorlarsa, kaynak kullanımlarını mevcut seviyelere göre yaklaşık %70 azaltmaları gerekiyor” dedi.
Kanıtlar, bunun İngiltere ve ABD gibi zengin ülkelerin birincil hedef olarak GSYH büyümesine odaklanmayı bırakmasını ve ekonomilerini bunun yerine insan refahını desteklemek, eşitsizliği azaltmak etrafında düzenlemesini gerektireceğini öne sürdü.
Hickel ve araştırmanın diğer yazarları, nüfus büyüklüğüne göre ülkelere, sürdürülebilir kaynak kullanımı düzeylerini adil bir şekilde paylaştırdı. Daha sonra bu payları, 1970-2017 dönemindeki ekolojik aşımları belirlemek için ülkelerin gerçek kaynak kullanım miktarlarından çıkardılar.
Araştırma, BM’nin uluslararası kaynak panelinden alınan verileri ve tahmin edilen hesaplamaları kullanarak, fosil yakıtlar, kereste, metaller, mineraller ve biyokütle gibi kaynaklar için küresel ticaret akışlarında yer alan malzemelerin yanı sıra yerel kaynakları da analiz etti.
BM panelinin eşbaşkanı Janez Potočnik, çalışmanın sonuçlarını “mantıklı ve doğru” olarak nitelendirdi ve “Yüksek gelirli ülkeler, gezegen sınırlarını gerçekten aşan ülkelerdir. Ekonomik oyunun kuralları ile küresel standartları belirlediler ve sürdürülebilirliğe geri dönüş yetkinliğinde olup hazır bulunduklarını göstermek zorundalar” dedi.
Oxford Üniversitesi Çevresel Değişim Enstitüsü’nde kıdemli bir yardımcı olan ekonomist Kate Raworth ise şunları söyledi: “Bunun gibi güçlü analizler sayesinde küresel muhasebede yeni bir dönem açılıyor. Bunlar gibi yeni ölçütler, küresel kuzey ve küresel güney arasındaki uzun süredir devam eden adaletsizliklere yeni netlik kazandırıyor. Dünyanın en zengin uluslarının gezegenimizin yaşam destek sistemlerini yok etme konusundaki sorumluluğu, şimdi en kötü etkilenenler için anlamlı tazminatlara dönüştürülmeli.” (Ekoloji Birliği)