6 Şubat 2023 Pazartesi, 04.17’de gerçekleşen Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve 13.24’te gerçekleşen Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem felaketi, 10 ilimizde büyük yıkımlara ve çok sayıda can kaybına yol açmıştır.
Ülkece derin üzüntü hissettiğimiz bu elim facianın ardından, insan olmanın gereği olarak ihtiyaç duyulan bölgelere yardımlar gönderilmeye başlanmıştır.
Ankara Çerkes Derneği’nin (AÇD) koordinasyonunda, KAFFED’e bağlı diğer tüm derneklerden yapılan yardımlar da temel ihtiyaç listelerine uygun olarak hazırlanıp mümkün olan en kısa sürede afet bölgelerine ulaştırılmıştır. Bu organizasyonun öncülerinden biri olan AÇD Yönetim Kurulu Başkanı Bislan Jalouqa, yaşanan süreci ve sonrasında planlanan çalışmaları anlattı…
Deprem faciası haberini aldığımız andan itibaren arkadaşlarımızla konuşmaya başladık. Önce Kahramanmaraş’ta bir deprem olduğunu duyduk. Depremin gerçekleştiği sabah erken saatlerde arkadaşlarımızla dernekte toplanıp bir kriz masası oluşturduk. KAFFED Yönetim Kurulu da bir kriz masası oluşturdu ve sürecin başından itibaren ortak çalıştık.
İlk saatlerde haber almakta zorlandığımız için reaksiyon almakta da biraz geciktiğimizi hissettik ancak hızlı bir şekilde yardım etmemiz gerektiğine kanaat getirdik ve 6 Şubat Pazartesi akşamından itibaren derneğimizde yardım toplama faaliyetlerine başladık.
Bizler, özellikle Ankara’da, en kısa sürede ne kadar yardım ulaştırabilirsek ulaştırmaya çalışalım düşüncesiyle üyelerimize duyuru yaptık. Ankara’daki tüm gönüllülerin katılabileceği bir WhatsApp grubu oluşturduk. Derneğimizi bu süreçte 7/24 açık tuttuk ve gönüllülerimiz yardımlarını buraya ulaştırdılar.
Bizler, o süreçten şu ana kadar bir kısmı Kahramanmaraş’a, bir kısmı da Reyhanlı’ya olmak üzere birçok araçla yardım malzemesi gönderdik.
Uluslararası yardım taleplerinin de gelmesi üzerine, soydaşlarımızla sıkı bir iletişim halinde kalarak, onların desteklerini de ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Ankara Derneği, KAFFED’in görevlendirmesiyle, deprem bölgesindeki soydaşlarımızın tahliye işlemlerinin koordinasyonunu üstlendi. İlk günden itibaren, Kahramanmaraş, Gaziantep, Reyhanlı, Osmaniye gibi farklı yerlerden tahliye işlemlerine de başladık. Ankara’da bizim sunmuş olduğumuz olanaklarla şu an 220 kişi konaklıyor.
Depremin ilk gününden itibaren gönüllülerimiz hem Göksun bölgesinde hem Reyhanlı bölgesinde bulundu. Ben de Göksun, Kahramanmaraş, Pınarbaşı, İskenderun ve Reyhanlı bölgesinde bulundum. Oradaki derneklerimizle bundan sonrası için nasıl bir koordinasyon içerisinde olmamız gerektiğini konuştuk.
Derneğimizdeki yardımlaşma organizasyonu çok büyük bir organizasyondu. Yaşlı, genç, çocuk hep birlikte burada çok ciddi bir dayanışma içinde yardımları hazırladık ve çok hızlı bir şekilde de gönderdik. Öncelikli ihtiyaçları hızlıca temin ettik. Onları temin ettikten hemen sonra tahliyeyle gelecek insanların güvenli bir şekilde konaklaması için çalışmalara başladık. Şu an üçüncü aşamada, gelen insanların iaşelerinin temini, psikolojik destek ve eğitim ihtiyaçlarını sağlayabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu durumun kısa vadeli olmadığının bilincindeyiz ve programlarımızı buna uygun olarak yapıyoruz.
Bu süreçte KAFFED dernekleriyle de güzel bir işbölümü yapıldı. Kayseri’nin deprem bölgesine daha yakın olması, yardımları ulaştırabilmemiz açısından avantaj sağladı. Göksun’a gittiğimizde Kayseri’den 150’ye yakın gönüllü gencimiz vardı. Bu gönüllü gençlerimiz Göksun Derneği’nin gençleriyle birlikte ilk andan itibaren çok ciddi yardımlar ulaştırdılar. Deprem bölgesine daha uzakta olan derneklerimiz uzaktan yapılacak işler konusunda katkı sundular.
Bizler gittiğimiz bölgelerde üyemiz olsun ya da olmasın kimin yardıma ihtiyacı varsa onlara yardım etmeye çalıştık. Buna da özellikle hassasiyet gösteriyoruz. Göksun bölgesine AFAD ekiplerinin geç ulaşmış olması sorun teşkil etti. Ancak oradaki gönüllülerimiz, kendi imkânlarıyla enkaz altından vatandaşlarımızı çıkarmayı başardılar. Ancak Kahramanmaraş, İskenderun ve Antakya bölgesinde yaşayan insanlarımızdan çok ciddi kayıplarımız var, hâlâ enkaz altında olan insanlarımız var (18 Şubat).
Tahliye edilen insanlarımızı Gölbaşı Hacı Muratlı Köyü’nde, Nart Sitesi’nde konaklatıyoruz. Deprem olduğu günden itibaren derneğe yaklaşık 6-7 insanımız gelip “Buyurun, bu benim evimin anahtarı, bana lazım değil, 6 ay kullanabilirsiniz” diyerek anahtarlarını bize teslim ettiler. Ancak acil ev arayışımız devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de yardıma ihtiyacı olan insanlarımızın devletin ya da belediyelerin sundukları imkânlardan yararlanabilmeleri için çalışacağız. Dernekler olarak imkânlarımız sınırlı. Devletin sunduğu imkânlardan sonra da yine dernekler olarak üzerimize düşenleri yapmaya devam edeceğiz. Eğitim, iaşe, barınma gibi birçok konuyla ilgili ayrı ayrı çalışma grupları oluşturup bunları gönüllü olarak yapacağız.
Bu süreç başladığı andan itibaren 565 kişilik bir WhatsApp grubumuzun olması bizi güvende hissettiriyor. Daha önce örneğini görmediğim bir sivil inisiyatifle karşı karşıyayız. Özellikle 1999 depremini yaşayan insanlarımız, bizim hiç aklımıza gelmeyecek fikirlerle bizlere hem öneri hem de çözüm sundular. Depremzede vatandaşlarımızın günlük neye ihtiyaçları varsa liste gönderiyorlardı. İhtiyaç listelerine binaen oradaki vatandaşlarımıza TIR çıkardık ve sabah istenen yere ulaştırılmasını sağladık. Sosyal medya hesaplarımızdan, yapılan işleri abartmadan ama yardımların da nerelere ulaştığını göstererek insanlarımızı bilgilendirdik.
İskenderun’daki soydaşlarımız, deprem sonrasında haberleşme imkânı olmamasına rağmen dernek önünde buluştuklarını söylüyorlar. Adana’da da sabah 05.30’dan itibaren insanlarımız dernekte buluşmaya başlamışlar. Derneklerimizin sadece kültür merkezi değil, aslında birer yaşam merkezi olduğunu da bir kez daha görmüş olduk.
İskenderun’dan bir depremzede hemşerimizin evi yıkılmış. Ailesini güvenli bir yere aldıktan sonra hayatta kalmanın da büyük bir sıkıntı halini almaya başladığını söylüyor. Akşamüzeri internet bağlantısı yeniden sağlandıktan sonra derneğin yardım faaliyetlerini görüp, insanlarımızın arkasında durdukları ve onları yalnız bırakmayacakları düşüncesinin hâkim olduğunu söylüyor.
İnsanımızın, ihtiyacına koşacak yüzlerce insanın olduğunu bilmesi çok önemli bir duygu. Bu duyguyu sadece bizim insanımız değil, tüm Türkiye halkı gösterdi. Kayseri Kafkas Derneği’nin ilk günden itibaren birincil ihtiyaçlar olan çadır ve soba ihtiyacını bölgeye en hızlı şekilde ulaştırmaları da çok önemliydi. Onların sahada olmaları bizim burada farklı ihtiyaçlara cevap vermemizi kolaylaştırdı.
KAFFED olmanın kıymetini çok ciddi bir şekilde anladık. 32 ilde 53 dernek, tek bir merkeze bilgi akışı sağladığı için çok daha iyi görev dağılımı yapabildik. İhtiyaçları çok daha hızlı bir şekilde hem temin ettik hem ulaştırdık.
Bundan sonrası için dernek üyelerinin de katıldığı, olası felaketlere yönelik kapsamlı bir stratejik plan hazırlanacak. Türkiye’deki Çerkeslerle ilgili, nerede insanımız varsa onların bulundukları bölgelerde depo ihtiyacı ve depolarda olması gerekenlerin temini gibi çalışmalar profesyonel bir ekiple yapılacaktır.
Bu depremde şunu anladık ki AFAD’ın önceliği kentler oluyor. Biz de böyle durumlarda kırsal kesimdeki insanımızın ilk 48 saatini güvenli bir şekilde geçirebileceği ortamlar oluşturabilmeyi hedefliyoruz. Buna yönelik geniş kapsamlı çalışmalar önümüzdeki aylarda profesyonel bir biçimde yapılacaktır.
Ülke olarak çok büyük bir felaket yaşadık, kayıplarımızın tespiti derneklerimiz tarafından sürdürülüyor. Ülkemizin başı sağ olsun.
