Hemşinliler, Hemşin Prensliği 1480 yılı civarı Osmanlı egemenliğine girdikten sonra bölgeden birçok yere göç ederek yayıldılar. Hemşin’in sınır ve yakın bölgelerine yaşanan göçler olduğu gibi Hemşin’den çok uzak bölgelere de göçler yaşandı. Bu göçlerle Hemşinliler, Hemşin’in civarında bulunan Hopa, Borçka, Kemalpaşa, Batum, Fındıklı, Ardeşen, Çayeli, Güneysu, İkizdere, Yusufeli, Uzundere, Tortum, İspir, Şenkaya, Araklı, Sürmene gibi yakın ilçelere yayıldılar. Ancak daha uzak yerlere de göç ettiler. Samsun, Sinop, Tokat, Çarşamba, Kurşunlu, Ordu, Düzce, Sakarya bölgeleri bunlardan bazıları. Bazı Hemşinliler ise Rus egemenliğinde bulunan Soçi, Sohum, Gagra, Voronej, Krasnodar gibi şehirlere göç ettiler. Batum’da yaşayan Hemşinliler ise 2. Dünya Savaşı sırasında Sovyet yönetimi tarafından Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan’a sürüldü. Böylelikle Hemşinliler küçücük nüfuslarına göre çok geniş bir coğrafyaya yayıldılar. Üstelik bir kısmı Hıristiyan kalıp bir kısmı Müslüman olduğu için kimlik algısı bakımından birbirlerinden bir uzaklaşma da yaşadılar (Her ne kadar bugün bu uzaklığı telafi edecek ilişkiler kuruluyorsa da henüz Hıristiyan ve Müslüman Hemşinliler arasında yeterli bir diyaloğun olduğunu söylemek çok zor).
Hemşin tarihinde yaşanan bu göçlerle ilgili araştırılması ve aydınlatılması gereken birçok konu var. Muhtemelen hâlâ Hemşinlilerin göç ettiği ama bizim habersiz olduğumuz yerler var. Az çok yazılmış çizilmiş ama Hemşinli kamuoyunun yeterli düzeyde bilmediği yerler var. Hıristiyan Hemşinlilerin kurduğu köylerde yaşayan, Ermeni adıyla anıldıkları için Hemşinli olduklarını bilmediğimiz insanlarımız var. İstanbul Ermenileri içinde yaşayan Hıristiyan Hemşinliler var (Onlarla ilgili bu köşede iki yazı yayımlamıştım daha önce). Gor dergisinin önümüzdeki sayısında Hemşin coğrafyası dosyası yapacağız. Umarım Hemşinlilerin yayıldığı alanların derli toplu bir fotoğrafını çekmeyi başarabiliriz.
Coğrafya sayısı için hazırlanırken Hemşinlilerin yayıldığı alanlarla ilgili bir bilgiye Hemşinlilerle doğrudan alakası olmayan bir kitapta tesadüfen rastladım. Kitap Nisan 2023’te Aras Yayıncılık tarafından yayımlanan Hagop Gobelyan’ın “Kızgın Buhardaki Koza” adlı romanı. Hagop Gobelyan’ın ailesi Bardizaglı. İzmit’te bulunan ve bugünkü adı Bahçecik olan Bardizag 1915’e kadar önemli bir Ermeni yerleşimi. Gobelyan romanını ailesinin yaşantısından yola çıkarak kaleme almış. Bardizaglıların temel geçim kaynağı olan ipekböcekçiliğinden esinlenerek koza imgesinin izini sürmüş. Herkese romanı okumalarını tavsiye ederek yazımızın konusuna geri dönelim.
Romanın girişinde Gobelyan, Bardizag ve çevresini tanıtıyor. Tanıttığı yerlerin bazıları Hemşinli yerleşimi. Biri şu: “Nahiyenin güneybatısında, köylülerin Döşeme adını verdikleri tepenin üzerinde, Hemşin civarından göç eden Ermenilerin kurmuş olduğu, Türklerin Sakarbıçkı dedikleri (Bugünkü adı Nüzhetiye), altmış beş haneden oluşan Zakar Köyü vardı. Lazistan Sancağı’ndan geldikleri için bu köyün halkı ‘Laz-Ermeni’ olarak adlandırılırdı.”
13 yıl İzmit’te yaşamış bir insan olarak bu satırları okuduğumda biraz şaşırdım, biraz da utandım. Nasıl çevremizi bu kadar az tanıyoruz diye… Nüzhetiye’de yaşayanlar bugün ne ölçüde tarihlerini biliyorlar? Köyün nüfusu ne ölçüde homojen kaldı bilmiyorum. Ama elbette bölgeden birileriyle görüşmeler yapmak için müthiş bir iştah duyuyorum. Umarım köyden birilerine ulaşır bu yazı ve bir iletişim olanağı doğar. Dikkati çeken diğer bir konu da; daha önce de bazı kaynaklarda karşılaştığım ve anlamaya çalıştığım Laz-Ermeni tabirinin Hemşinlilerin Lazistan Sancağı’ndan gelmelerinden dolayı kullanıldığına dair bilgi. Daha önce yazdığım bir yazıda Zaven Biberyan’ın Hemşinlileri ilk karşılaşmalarında Laz zannetmesi ve ‘değişik bir Ermenice’ konuşmalarına şaşırmasından söz etmiştim. Gobelyan, Bardizaglı olmanın ve ailesinin geçmişte Hemşinlilerle karşılaşmış olmasının avantajıyla Laz-Ermeni deyişinin kaynağını tespit ediyor.
Bir başka Hemşinli köyü de şu şekilde tanıtılmış:
“Bardizag’dan doğuya doğru yarım saat yürüyünce yetmiş beş haneli Döngel isimli Laz-Ermeni köyüne varılıyordu.”
Döngel’in bugünkü adı Karşıyaka ve oldukça gelişmiş ve göç alan bir yer. Acaba köyün eskilerini bulmak mümkün olur mu? Kendileri tarihleri konusunda ne ölçüde bilgiye sahipler? Buranın halkının eskileri ile de görüşmek, kayıtlar almak gerekiyor. Kitabın açıklamalar bölümünde Döngel’in hemen dışında Döngeli Surpı (Döngel’in Azizi) adlı 28 haneli bir Hemşinli köyünden daha söz ediliyor. Ancak bugün hâlâ yerleşim olup olmadığı ve bugünkü adı verilmemiş. Bu köyün de araştırılması gerekiyor. Köyün adının Döngeli Surpı olması ve bu ismi bölgede yer alan ve Surp Sarkis’in (Aziz Sarkis) ismini taşıyan şapelden almış olması bölge halkının Hıristiyan Hemşinli olma olasılığını da akla getiriyor. Elbette bu isim Bardizaglı Ermenilerin köye verdiği isim de olabilir. Bu durumda köye Hemşinli Ermenilerin ne ad verdiğini de öğrenmek lazım.
Yazar bölgeyi tanıtırken başka bir Hemşinli yerleşiminden daha söz ediyor:
“Güneybatıya doğru beş saatlik mesafedeki bir yaylada ise 30 Laz-Ermeni hanenin yaşadığı Manuşag (Menekşe) Köyü kurulmuştu.”
Menekşe Yaylası’nın Hemşin yerleşimi olduğunu daha önce de başka kaynaklarda okumuştum. Ancak maalesef henüz o bölgede yaşayan veya ataları yaşamış insanlarla da bir temasım olmadı. Umarım bundan sonra olabilir.
Bugün artık köyler bile çok hızlı şekilde şehirlerle iç içe geçiyor. Hele burada adı zikredilen özellikle Döngel gibi yerler tamamen şehir olmuş durumdalar. Bu nedenle de çok göç alıyorlar. Bu yerlerde yaşayan veya ataları buralarda yaşamış insanlara ulaşmak bugün eskisi kadar kolay değil. Umarım bu yazı vesilesiyle Hemşinlilerin pek de bilinmeyen bir bölüğü ile ilişki kurma şansı yakalarız.