Türkiye’de ardı ardına ‘Kürtçe şarkı ve halay’ baskınları düzenlenmeye başladı.
Siirt’in Kurtalan ilçesinde bir düğünde çekilen ve sosyal medyada paylaşılan görüntüler kadınların halay çektiği video, ırkçı hesaplar tarafından hedef gösterildi. Batman ve Siirt’te yapılan ev baskınlarında 6 kadın gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlar, Siirt İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Siirt Valiliği yaptığı yazılı açıklamada, “25.07.2024 tarihinde X sosyal medya platformunda, Kurtalan ilçesinde bir düğün salonunda çekilen bir görüntüde PKK/KCK Terör Örgütü propagandası içeren söylemlerin paylaşıldığı tespit edilmiştir” dendi.
Mersin, Ağrı, Hakkâri ve İstanbul’da benzer gözaltılar
Mersin’de de hedef haline getirildikten sonra gözaltına alınan 9 genç, 25 Temmuz’da “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklandı. Gençlere polis otobüsünde ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısı dinletildiği ortaya çıktı.
Benzer bir durum Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde yaşandı. Bir düğünde yöresel kıyafet giyip çalınan Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken 6 kişi “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Hakkâri’de polisler, üç mahalledeki düğünlere baskın düzenledi. ‘Siyasi şarkılar’ gerekçesiyle bazı müzisyenler, düğün çekimi yapan prodüksiyon şirketi çalışanları ile bazı düğün sahipleri gözaltına alındı.
İstanbul’un Bağcılar, Esenyurt, Sultangazi ve Gaziosmanpaşa ilçelerinde yapılan ev baskınlarında en az 11 kişi gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesinin, farklı tarih ve düğünlerde Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halaylar olduğu öğrenildi. 11 kişi, “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla suçlanıyor.
Halaylı protesto
Kürtçe şarkı eşliğinde halay çekenlerin tutuklanmasına karşı birçok kentte halaya duran yurttaşlar, Kürt dili ve kültürüne yönelik saldırıları protesto etti.
“Kürtlerin sınırlarını zorlamayın!”
Kürt siyasetçi Leyla Zana, sosyal medya hesabından, “Kürtlerin sınırlarını zorlamayın! Hepimizi Kürtçe şarkılarla, davul, zurna ve sloganlarımızla alanlara, meydanlara çıkarmayı düşünüyorsanız, seve seve varız!” paylaşımı yaptı.
“Bu halaya birlikte duralım”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kürtçe şarkılar eşliğine halay çeken çok sayıda kişinin tutuklanması nedeniyle yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Görüntülerin bazıları bugünlere, bazıları da geçmişe ait. Kadınlar, gençler, halay çektikleri için, Kürtçe şarkı eşliğinde eğlendikleri için, düğüne katıldıkları için tutuklanıyorlar. Onlarca insan şu anda tutuklu. Sebebi, halay çekmişler. İstedikleri Kürtçe şarkı eşliğinde halay çekmişler. Ne yapalım? Sizin verdiğiniz playlistlerle mi halay çekelim? Bu mudur Türkiye’nin geldiği nokta? Hani siz nefret suçunu kaldırmıştınız?
Belli ki bu iktidar da geçmiş iktidarlar gibi yaşananlardan ders çıkartmıyor. Türkiye’yi nasıl bir maliyetle karşı karşıya bıraktığını görmüyor. Bu politikalar onlarca yıldır sürdürüldü ama kimse sonuç almadı. Eğer böyle güç kazanacağını düşünenler varsa; özellikle onlara DEM Parti adına sesleniyorum. Böyle, olsa olsa sonunuzu hızlandırabilirsiniz. Kürt düşmanısınız. Bunu bu şekilde adlandırmak zorundayız. Doğru bir haliyle ifade etmek zorundayız. Buradan Türkiye kamuoyuna bir çağrı yapmak istiyorum. Gelin hep birlikte bu halayı büyütelim. Nasıl ki Karadeniz horondan vazgeçmez, Ege zeybekten vazgeçmez, Kürtler de halaylarından vazgeçmeyecekler. O yüzden bu halayı hep birlikte büyütelim, bu halaya birlikte duralım” dedi.
“İnsanları rahat bırakın”
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nin, Kürtçe müzik eşliğinde halay çekenlerin gözaltına alınması ve tutuklanmasına ilişkin yayımladığı yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Kürtçe şarkılar söyleyen müzisyenler ve bu şarkılar eşliğinde halay çekenler, giydikleri yöresel kıyafetlere de dikkat çekilerek, yasal işleme uğratılıyorlar. Bütün bunlar, birilerinin şikâyetiyle gerçekleşiyor.
Ülkede bir düğün komisyonu var galiba, kim hangi dilde ne dinliyor ve hangi tür şarkılarla dans ediyor, onları tespit ediyorlar. Haberlerde ‘siyasi içerikli’ şarkılar vurgusu yapılıyor ve her zaman olduğu gibi, insanların en doğal hakları bir şüphe bulutu yaratılarak, baskı altına alınıyor. Kürtçe şarkı söylemenin, halay çekmenin yasak olamayacağına ilişkin absürt denilebilecek açıklamalara zorluyorlar. Arapça her kelimeyi dinle ilişkilendiren insanlara benziyorlar, nerede Kürtçe görseler akıllarına sadece ‘terör’ geliyor.
Halay ekibi kurulurken, mülki amire yazılı başvuruda bulunup, orada söylenecek şarkıları denetim kuruluna mı gönderecekler? Ya da cenazelerindeki ağıtlar için Mezarlıklar Müdürlüğü’nden izin mi alacaklar? İnsanları rahat bırakın. Özgürce şarkılarını söyleyip, danslarını edebilsinler. Her şeyi ‘sakıncalı’ olarak kodlayan zihinlerinizdeki zincirleri başkalarının boynuna dolamaktan vazgeçin. ‘Terör’ kelimesinin bütün anlamları, düz ve yan anlamları fazlasıyla sömürüldü bu ülkede. Yurttaşların üçte ikisi ‘terörle’ ilişkilendirildi. Halay çekilir, şarkı söylenir, halkların sanatları sizden önce var olduğu gibi sizden sonra da var olacaktır.”