Değerli dostlar, bugüne kadar DURUM MUHAKEMESİ başlığı ile çıkan yazılarımda, sürekli Çerkes ulusal davamıza dair fikir ve düşüncelerimi yansıtmaya çalıştım. Zira yok olma sürecinde olduğu söylenen dilimiz, giderek yozlaşan kültürümüz ve kimliğimizin farklı bir soykırım olduğunu düşünüyorum. Yeryüzünde birçok dil, kültür ve kimliğin yok olduğunu biliyoruz. Ama bizimki onlardan farklı ve çok güçlü. Aslında yok olmayacak ama insanların gönlünden, dilinden ve ruhundan uzak, kâğıtlarda, kitaplarda, ekranlarda donuk ve engelli gibi kalması da çok acı ve acıklı.
Bu nedenle, diasporada ve anavatanda güçlü ve dayanıklı olmanın, mücadele etmenin yol ve yöntemlerini bulmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda bir WhatsApp grubumuzda, çok değerli bir akademisyen kardeşimizin, aslında hepimizin bildiğini vurgulayarak madde madde yazdığı yol haritasını aşağıda aktarmak istiyorum.
- Toplumların farklılıkları üzerinden değil, ortak noktalar üzerinden konuşmayı sağlamak: Kuzey Kafkasya halkları olarak, sürekli fikir ayrılıkları yerine, ortak değerler üzerinden güçlenme anlayışı, katıldığımız görüşleri birleştirip öne çıkararak büyütme anlayışı benimsenmelidir. Farklı bakış açılarını ortak hedef ve idealler çerçevesinde, ortak faydaya nasıl çevirebiliriz anlayışını ön planda tutmalıyız.
- Ortak değerleri ve amaçları belirleme: Ortak kimlik ve ortak amaçlar, ortak değerler üzerinden inşa edilebilir. Bu da ancak, farklılıklara tahammül ve çeşitliliğe saygı ile mümkündür. Bu anlayışla, ortak bir aidiyet duygusu ve güçlü birliktelik inşa edilebilir.
- Asabiyetten kaçınmak için, kapsayıcı bir kimlik geliştirme: Yani, kabilecilik, üstün halk, soyluluk ve asalet yarıştırma iddiaları, günümüz koşullarında faydasızdır. Tarihte büyük hiçbir devlet kabilecilik ile başarıya ulaşamamıştır. “Biz ve onlar” anlayışından uzaklaşarak, renk tonlarına saygı göstererek, küçük halkların kendi kimliklerini koruyarak, bütünün parçası olduklarını hissederek, özlenen güçlü yapıya kavuşulabilir.
Dağıstanlı Abubekir’in dediği gibi, küçük halklara büyük silahlar/kibirler değil, büyük dostluklar gerek. Kafkasya genetiğinin yüzlerce güzel hasleti yanında, maalesef yüksek gurur ve bazen kibre dönüşen ego ıslah edilemez ise, ortak irade ve idealler gerçekleşemez.
- Basit anlaşmazlık ve uyuşmazlıkları çözmek için ortak mekanizmalar kurmak: Fikir ayrılıkları tehdit değil, fikir zenginliği olarak kabul edilmelidir. Kafkasya üzerine görüş alışverişleri ve müzakereler, diğer görüşü yenmek için değil, anlamaya ve ortak noktalar bulmaya, sonuçta en doğru ve en faydalı karara ulaşmaya odaklanmalıdır.
- Ortak hedef varsa bunun için güçlü bir yönetim ve organizasyon oluşturmak: Hedefe ve çözüme odaklı toplantılar ve/veya dijital platformlarda, usule uygun ve demokratik müzakereler yapılırken, hiyerarşik baskıları azaltarak, daha yatay ve katılımcı bir yönetim modeli tercih edilmeli. Aynı zamanda, bilgi ve birikimi ile topluma katkıları olan kıdemli kuşağa saygının yanı sıra, gençlerden yeni düşünceler ve uygulamalar konusunda destek alınmalıdır. İcra mekanizmaları oluşturulurken, uzmanlık ve liyakat prensiplerinin yanı sıra şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri ihmal edilmemelidir.
- Ortak projeler üzerinden birlik bütünlük inşası: Uygulanamayacak makro projelerle yola çıkıp, altında kalmak ve toplumun güvenini ve ümitlerini yitirmek büyük hatadır. Hayaller makro olsa da icraatta mükemmele yakın mikro başarılarla ilerlemek daha sağlıklı olabilir. Toplumda birlik ve bütünlük inşası kolaylaşır.
- Gelecek inşasına odaklanmak ve sürekli ilerlemeyi amaçlamak: Kültürel değerler ve kimlikler korunurken, esneklik ve yeniliğe açıklık benimsenmelidir. Kabilecilik anlayışı ile geçmişe bağlı kalmak ve farklılıkları öne çıkarmak yanlış ve tehlikelidir. Ortak amaca dayalı gelecek inşası için, günün koşulları gereği bilişim teknolojileri kullanılmalı, ayrımcılık yerine inadına birliktelik ve dayanışma ilkelerini benimsenmeli, örgütlü yapılar desteklenmelidir.