Tarih araştırmacısı, gazeteci ve yazar Erdoğan Aydın’ın “Yanlış İliklenen Düğme” adlı kitabı SRC Kitap’tan çıktı.
Arka kapak yazısı
“Resmi tarih, hâkim sınıfların bilinmesini istediği tarihtir…
Geçmişte yaşanmış olanın, iktidar sahiplerinin ihtiyacı doğrultusunda yeniden kurgulanmış versiyonudur. Bu amaçla toplum hafıza kaybına uğratılmak istenir… Resmî tarih, yalana, tahrifata, yok saymaya, adıyla çağırmamaya, sansüre ve otosansüre dayanır. Fakat resmî tarih bir başına amaç değildir, asıl amaç egemen ideoloji oluşturmaktır… Çünkü geçmişine hâkim olmadan bu güne ve geleceğe hâkim olmak mümkün değildir…
Yetkin bir tarihçi ve sosyal analist olan Erdoğan Aydın, elinizdeki bu kitapta, ‘Millî Mücadele’ dönemi ve akabinde yaratılan Türkiye’nin harika bir tahlilini yapıyor. Bu tahlili, Cumhuriyet’in ‘kimsesizlere’ karşı nasıl kurumlaştığının çarpıcı bilgisiyle tamamlıyor. Resmî tarihin tevatürlerini birer birer ifşa ediyor… Tek parti-tek adam iktidarına giden yolun taşlarının nasıl döşendiğini gösteriyor… Türkiye’nin yüz yıldır niçin demokratikleşemediği sorununu aydınlatıyor.
Esasen 1923 yılında ilan edilen cumhuriyet ‘gerçek cumhuriyet’ değildi… Zira cumhuriyet, kimin yönettiğiyle değil, yönetimin nasıl olduğu, niteliğiyle ilgilidir…
Bu kitabı büyük zevk alarak okudum ve doğrusu çok şey öğrendim. Tartışmasız bu güne kadar yazılmış en kapsayıcı resmî tarih eleştirisi demek de mümkün… Bize böyle değerli bir eser kazandıran Erdoğan Aydın’a ne kadar teşekkür etsek azdır…
Tarihimizle yüzleşmek bizi özgürleştirecektir…”
Fikret Başkaya
İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bülent Bilmez’in yeni kitabı “Osmanlı-Türkiye Demokrasi Tarihi – Türkiye’de Demokrasinin Hasta Kökleri” Lejand Kitap etiketiyle yayımlandı.
Bilmez, “Bu çalışmaya başlarken asıl meselem, Türkiye’de demokrasinin tarihini yazmak değil, bugün küresel düzeyde yaşanan demokrasi krizinin nedenlerini anla(t)mak üzere, bazı teorik-kavramsal sorgulamalar çerçevesinde krizin kaynaklarına bakmaktı.
Böyle bir genel/küresel çerçeve içinde Osmanlı-Türkiye örneğine odaklanırken, bugünün demokrasi anlayışındaki ve pratikteki sorunlarının kaynağını, köklere dönerek anlayabileceğimize inandığım için, bu ilk ciltte on sekizinci yüzyılın sonundan I. Meşrutiyet (1876-78) dönemine kadarki siyasi düşünce tarihini, daha doğrusu genel anlamda zihniyet tarihini ele aldım” diyor.
Yayınevinin tanıtım yazısında şu ifadeler yer alıyor: “Elinizdeki kitap format olarak konvansiyonel bir tarih anlatısı olmaktan ziyade, günümüzde demokrasi anlayışı/algısı konusunda popüler ve akademik düzlemlerde karşımıza çıkan tutum, tavır ve söylemlerin tarihsel arka planıyla birlikte eleştirisini amaçlamaktadır. Nitekim kitabın başlığındaki hastalık kavramı günümüz siyasi kültürü ve zihniyeti çerçevesinde gözlemlenen sorunlar bağlamında kullanılmaktadır.
Asıl amacım, bu sorunların kaynakları veya kökleri üzerine ezber bozucu sorular sormak ve tüm ideolojik yüklerimize rağmen (mümkünse eğer) radikal bir eleştiriye girişmektir. En sağından en soluna, siyaset sahnesinin her alanında karşımıza çıkan bu sorunların yaygınlığı ve derinliği, kitabın kaleme alınmasında en büyük motivasyonu oluşturmuştur diyebiliriz.”