Çerkes yazar Ayşe Övür’ün son romanı “Markiz’deki Kadın”, Remzi Kitabevi etiketiyle yayımlandı. Övür, yeni romanında dönemin toplumsal koşullarında bir insanın özgürlük mücadelesinde ne kadar ileriye gidebileceğini göz önüne sererken, okuyucuyu Markiz’den Mısır Apartmanı’na ve Sansaryan Han’a kadar uzanan bir serüvene götürüyor.
Yayınevinin tanıtım yazısı
“Markiz’deki Kadın”, 1970’li yılların başında ülkenin çalkantılı siyasal olayları içinde aşkı ile ailesi arasında sıkışıp kalan özgür ruhlu bir kadının, Nilüfer’in hayata tutunma mücadelesini anlatıyor…
Botter Apartmanı’ndaki dairesinde yeşil bir berjere oturup geçmişin sızılarını sağaltır gibi Fransızca aşk romanları okuyan Nilüfer Hanım, bu kez yıllar öncesinde, İstiklal Caddesi’nin tılsımlı mekânı Markiz Pastanesi’nde bir genç kız olarak karşımıza çıkıyor… Ve İlkbahar Panosu’ndaki kadına aşkını emanet ediyor…
“Markiz’deki Kadın”, geçmişin gölgesini kendilerine siper alanları, kişisel mahremiyetlerini yitirenleri, zamana ve mekâna köklenemeyenleri, toplumun dayattığı değerlerle baş edemeyenleri anlatırken bireysel özgürlüğün, insanın kendi elinde olup olmadığını da okuyucuya sorgulatıyor…