Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

‘Festivalimizin odak noktası emek’



Balıkesir, Orhanlı Çerkes Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Küçükçakır, Başkan Yardımcısı Serkan Aslan ve Yönetim Kurulu üyeleri Enes Eşim, Fatih Belerir, Mehmet Emin Yaşar, Enes Özsoy ile İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nde (İKKD) bir araya geldik.

23 Ağustos’ta düzenlemeyi planladıkları 4. Orhanlı Festivali üzerine sohbet ettik. Jineps’i de festivale davet ettiler.



A. Seda Berzeg – Gül Yılmaz – Erdoğan Yılmaz


-Öncelikle Orhanlı nerede ve Orhanlı Festivali kaç yıldır devam ediyor, derneğinizin etkinliklerinden söz eder misiniz?

-Orhanlı, Balıkesir merkeze 20 kilometre mesafede, Balıkesir Üniversitesi’ne çok yakın, merkeze yakın bir konumda. Derneğimizin kuruluşu, 2016’daki ilk festivalle başladı. 2015’in kasım, aralık aylarında kuruldu. Önce festival yapmayı düşündük, tabii ki bunun için belirli kurumlarla irtibata geçmek lazım ve bir dernek kurmamız gerekiyordu, o vesileyle derneğimiz kurulmuş oldu.

2015’te kurulan derneğimiz, 2016’da da ilk organizasyonunu yaptı. O zaman Ankara’dan Elbruz, İstanbul’da Bağlarbaşı Derneği’nden (İKKD) Mazenef ekibiyle beraber güzel bir ortam oluştu.

Ve Nalmes, 2. Uluslararası Orhanlı Festivali’nde…

O ortamın akabinde, organizasyonla ilgili de köyümüzün insanlarıyla, bütün gençlerle güzel bir tecrübe oluştuktan sonra ne yapabiliriz diye konuşmaya başladık. Zaten önceden festivali iki senede yapma kararı almıştık çünkü her sene tekrar ettiğinde hem yıpranmalar olabiliyor hem heyecanını kaybedebiliyor. İki sene sonraki festival için de “Ankara, İstanbul en büyük derneklerimiz, bunun üstüne ne koyabiliriz” dedik. Arkadaşlarımız “Nalmes olabilir” dedi, öyle şakalaşırken “Hadi arayalım o zaman” dedik bir anda konuşurken, Nalmes’le irtibata geçtik, olabilir dendi, 1,5 aylık karşılıklı konuşmalardan sonra Nalmes’le güzel bir organizasyon yaptık. Oradaki hedefimiz de anavatanla diasporayı bir araya getirebilmekti, o yüzden Nalmes’in turnesiyle değil de tek bir noktada, Orhanlı’da herkesi buluşturalım istedik, o da tabii derneğimizin isminin duyulmasını sağladı. Türkiye’de en fazla milli takım heyecan uyandırır, biz Adigeleri de en fazla Nalmes heyecan heyecanlandırıyor, bizi bir araya getiren bir dans grubu…

Nalmes’ten sonra da 2019’da Balıkesir merkezdeki bir AVM’de yaptığımız küçük bir organizasyon oldu. Ekiplerin bize gelebileceğini duyurması çok geç tarihte oldu, bir aylık bir süreç vardı, o yüzden köyde yapmak çok riskliydi, merkezde düzenledik.

2019-2020’de zaten pandemi sürecine girildi, o süreçte de biraz durulma gerçekleşti. En son köyde yaptığımız festivalden 7 yıl sonra yeniden köyde festival düzenliyoruz.

Tabii bu festivallerin arasında yaptığımız işler de oldu. Çerkes Ethem’le ilgili bir program oldu. Hacı Giranduk Berzeg’in mezarının tadilatına yine bizim köy derneğimiz vesile oldu; tabii paydaşlarımız da vardı; kaymakamlık, Manyas Çerkes Derneği… Bandırma’daki Hatunlar Çeşmesi aslında Çerkes Ethem’in yaptırdığı bir çeşme; ismi yeniden “Çerkes Ethem’in Çeşmesi” olarak düzeltildi. Böyle ufak tefek dokunduğumuz konular da oldu.

Bir de 2017’de ÜNİKAF’ları bir araya getirdik; o zamanki düşüncemiz şuydu; diasporada KAF’ların derneklerle bazı ufak tefek sorunları vardı, biz de bir dernek olarak masanın başına değil masada karşılıklı oturalım dedik. Üniversiteli gençlerle güzel bir organizasyon oldu. Balıkesir’e yakın olan İstanbul, Düzce, Sakarya, Aydın, İzmir, Denizli, 10-11 ÜNİKAF’la köyde buluştuk, üniversitelilerle güzel bir ortam yakaladık, güzel bir sinerji oldu. Hatta onun akabinde KAF’ların sayısında bir ivmelenme oldu. Ufak bir kıvılcım atmış olduk aslında. Bizim yaptığımız bir şey olarak söylemiyoruz tabii ki bunu ama ondan sonraki sene mesela KAFFED’in bir organizasyonu oldu, bütün KAF gruplarını Kapadokya’ya götürdü. Bunlar diyalogların artmasıyla, bazı şeylerin görülmesiyle ortaya çıkıyor, biz de bir başlangıç yaptık, yani bir fark edilmeyi sağladık. Sonuçta güzel bir çalışma oldu, arkadaşlar da çok memnun kalmıştı, ortam olarak da üniversitelere biraz uygun bir ortam sağladık. Genellikle böyle kitlesel faaliyetler yapıyoruz dernek olarak.

-Köyde yaşayan sayısı nedir?

-Şu an 122 seçmen var ama bunun 80’i köyde sürekli yaşıyordur. Derneğimizde şehir dernekleri gibi faaliyet olmasa da köyde bayramları beraber kahvaltı düzenleme; bizim tuzlu aşuremiz var, çoğu yerde pek bilinmeyen tuzlu aşure, bunun gibi yemek kültürleriyle beraber insanları bir araya getirmekle ilgili faaliyetler yapıyoruz. Daha çok organizasyon derneğiyiz diyebilirim.



“Dernek olarak en büyük avantajımız, 7 yaşındaki de 70 yaşındaki de, herkes bir organizasyon olacağında, maddi-manevi her türlü, elini taşın altına sokuyor, beraber yapıyoruz”



-Kaç üyeniz var?

-Doğal üye sayımızı söyleyeyim; 600 ile 1.000 kişi arası. Zaten Orhanlılılık var… Derneğe üye olsa da olmasa da o 600 kişinin bütün enerjisini hissediyoruz, o yüzden dernek olarak en büyük avantajımız, 7 yaşındaki de 70 yaşındaki de, herkes bir organizasyon olacağında, maddi-manevi her türlü, elini taşın altına sokuyor, beraber yapıyoruz. Zaten bir farklı dinamizmi var köy derneğinin olmasının… Bu festivalleri yapmakta da aynı şekilde… Çünkü burada Çerkes kimliği artı bir de köy kimliği var ya, bu da önemli, o dinamizmi artırıyor. Herkes belki Çerkes kimliğini o kadar çok özümsememiş olsa da çocukluğunun geçtiği köyde bu tarz faaliyetlere, imeceye hemen dahil olabiliyor. Bizim zaten bu büyük organizasyonları yapabilme kabiliyetimizin yüksek olmasının temel sebebi de hem Çerkes kimliği hem de o köy kimliğinin beraber olması.

“Festivalimizin odak noktası diasporadaki etkin derneklerimizi bir araya getirmek”

-Bu yıl neler olacak festivalde?

-Temel hedefimiz diasporadaki çok etkin derneklerimizi bir araya getirmek. Pandemiden sonra da özellikle böyle büyük festivallerden ziyade sadece sezon geceleriyle tamamlanıyor çalışmalar. Diasporaki gençlerimizin çoğu, neredeyse bütün senenin pazar günlerini emek vererek geçiriyorlar. Bu sene o yüzden Kafkasya odaklı bir festivalden ziyade daha diaspora odaklı bir festival düşündük. Pandemi sonrasında gençlerin, bir neslin zarar görmesi de söz konusu, o yüzden biraz daha motivasyon olsun, derneklerimiz motive olsun, hep beraber bir araya gelebilelim diye düşündük.

6 şehirden 4 tane büyük ekibi, 2 minikler ekibi, 2 müzik grubumuz, bir sanatçımız var; Maykop’tan Magamed Dzıbov (Дзыбэ Мухьэмэд) gelecek. Ankara’dan Elbruz, İstanbul’dan Mazenef, Sakarya’dan Nart, Kayseri’den Aşemez, Eskişehir’den Ritsa minikler ekibimiz, Soma’dan Tığenef minik ekibimiz var. Festivalimizin en odak noktası bu; diasporadaki etkin derneklerimizi bir araya getirmek… Bunun akabinde de, sadece Orhanlı’da böyle bir festivalden ziyade belki ileride ulusal ve uluslararası çapta daha büyük organizasyonları tetiklemek… Daha büyük bir organizasyonla kendimizi hem tanıtabileceğimiz hem de akademisiyle, sanatıyla, yemekleriyle, müzikleriyle daha komplike ve daha büyük organizasyonlar da yapılabileceğini, bunun da üzerine koyabileceğimizi göstermek, o yüzden böyle bir konsept düşündük.

Tabii 6 ilimizden ekiplerimizin olması, 6 derneğimizin bize destekçi olması doğal bir reklam alanı oluşturuyor bize festival için. Oradaki insanlara dokunmuş oluyoruz, bu vesileyle birbirimizi tanıma fırsatımız oluyor. Derneklerimizi o yüzden ziyaret etmeyi düşünüyoruz. İstanbul’a geldik mesela. İstanbul’daki bütün derneklerimize elimizden geldiğince uğramaya, tanışmaya, onlarla diyalog kurmaya çalışıyoruz. Çok farklı görüşte derneklerimiz var, bu görüşlerin hepsi değerli, herkes bir emek sarf ediyor, emek odaklı düşünmemiz lazım, Aslında festivalimizin odak noktası da emek. Neden? Çünkü diasporadaki bu gençlerimiz emek sarf ediyorlar ve hak ettiği değeri görmeliler ve bu değerin üzerine de koyarak, kaliteyi artırarak… Çünkü bu kültür bizim kültürümüz ve daha güzel olması için çabalaması gerekenler biziz, o yüzden bu değeri ve motivasyonu vermemiz lazım. Bu hem müzik gruplarımız hem de danslarımız için geçerli.

Festivalde KAFDAV, Kafkas Vakfı, Jineps, Koyusiyah Yayıncılık, bütün yayın basın gruplarının da orada kendini tanıtması… Olabildiğince bütün emek veren insanların orada görülmesi, kaliteli bir ortamda görülmesi… Tabii imkânlar çerçevesinde; gönlümüzden çok fazla şey yapmak geçiyor ama imkânlar çerçevesinde yapmayı düşünüyoruz.

Artık kitaplarımızı Çerkeslerden ziyade sosyal bilimler alanına, akademisyenlere tanıtmak lazım aslında, ben öyle düşünüyorum. Bu coğrafyanın bir parçasıyız, bu coğrafyada da etkin bir rol oynadık, oynamaya da devam ediliyor. Sürgün tarihimiz, bütün o yolculuk, buraya geldikten sonra bu topraklardaki bütün sıkıntılı dönemlerin hepsine illaki dokunuluyor. İlk sürgün… Osmanlı-Balkan Savaşı desek varız, Kurtuluş Savaşı desek varız, darbeler tarihinde varız, olmadığımız yer yok; etkin bir toplumuz, o yüzden de akademi dünyası illaki heyecanlanır.

Yazarın Diğer Yazıları

Герман Арџьениа

Герман Арџьениа ахацәа рыбжьара абокс азы Аладатәи Афедералтә Округ ачемпионат аҿы аиааира игеит. Атурнир мҩаɳысуан рашәарамза 10-14 рзы Астрахан ақалақь аҿы. Уи еизнагеит Алада Урыстәыла...

«Арӡынба Иызку Ашықәс»

Асценарист Фаина Матуа, режьисиор Виола Кокәасқьир, Рада Аргәын, Асҭамыр Ақаба; Аҧсны раҧхьаӡатәи ахада Владислав Арӡынба 80. иымшиыра ақәныҟәарақәа инҭагӡаны, Абаза ТВ ахьӡала аиҿцәажәарақәа, документард...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img