“Astsubayarın Aracındaki Bombalar Kitapevine Atılanla Aynı”
Geçtiğimiz Aralık ayı boyunca kamuoyunu en çok meşgul eden olayların belki de en başında gelen Şemdinli Olayları ile ilgili TBMM İnsan Hakları Komisyonu yaptığı soruşturmanın ilk sonuçlarını açıkladı. Mehmet Elkatmış başkanlığında AKP milletvekilleri Faruk Ünsal ve Nezir Nasıroğlu ile CHP milletvekilleri Ahmet Ersin ve Ahmet Yılmazkaya’dan oluşan alt komisyon Şemdinli’deki incelemeleriyle ilgili rapor taslağını açıkladı. Rapora göre, Başsavcı Harun Ayık, askerlere ait araçta bulunan bombalarla, Umut Kitapevinin bombalanmasında kullanılanın aynı tip bomba olduğunun tespit edildiğini söyledi. Başsavcı tutuklu sanıkların araçtaki bombaların kendilerine ait olduğunu kabul ettiklerini belirtti.
Taslak Raporda özetle şu görüş ve önerilere yer verildi:
- Bilgi ve belgeye dayalı olmayan ve resmi sıfatların kullanılarak yargıyı yönlendirici açıklama yapılması TCK’nın 277. Maddesine aykırıdır. Bu bağlamda, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın Ali Kaya’yı tanıdığını ve suç işleyeceğini zannetmediği şeklinde basına demeç vermesi talihsizliktir.
- Yüksekova’daki cenazeye katılanların üzerinden savaş uçaklarının alçak uçuş yapması adeta göz dağı verme şeklinde algılanmıştır.
- İtirafçıların devlet veya devlet içindeki bazı gruplarca kullanıldığı izlenimini veren devlet itirafçı ilişkisine son verilmelidir.
- Uzun yıllardan beri faili meçhul olaylara bazı güvenlik kuvvetlerinin karıştığı Meclis araştırması komisyonlarınca tespit edilmiştir. Kamu görevlisi olup kendisini devletin kurtarıcısı gözüyle gören ve kanun dışı faaliyetlere karışanların barındırılmasına asla müsaade edilmemelidir.
- Jitem ve JİT gibi birimlerin mevcut olup olmadığı hakkında ilgili kurumlar gerekli açıklamayı yapmalıdır. Kanun dışı örgütlenmeler ortadan kaldırılmalıdır.
Rapor Olumlu Karşılandı
Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun inceleme rapor taslağının açıklanan kısmı kamuoyunda olumlu yankı buldu. Ancak tıpkı komisyona bilgi veren Şemdinli Başsavcısı’nın dediği gibi olayın peşinin elbirliği ile takibi gerekiyor. Aksi takdirde geçmişte hazırladıkları gizli talimatlarla “Çerkeslik-Abazalık İddiasında bulunan kişi, kurum ve grupları” bile iç tehdit olarak algılayıp takibe alan, fişleten zihniyetin karanlık niyetli sahipleri suçüstü yakalandıkları son Şemdinli Olayı’ndan da tıpkı Susurluk Skandalı’nda olduğu gibi kolayca sıyrılıp giderler.
Sayı : 2006 01