Kurtlar Sofrası

0
522

Unutma ki, kurtlar sofrasında tek bir duyguya yer vardır, o da insanlığa evrilememiş olan kontrolsüz öfke. 

Orada  parçalanan kemiklerin kütürtüsü, yırtılan et ve kasların iç burkan hışırtısı, sağa-sola saçılan ılık kanın havaya yükselen buğusu, az sonra sonsuza karışacak bir canın canhıraş çığlıkları ve gözü dönmüş bir öfkenin vahşi homurtuları yükselir.  

Sahne tamamlandığında saldırganlar mutludur, saldırıya uğrayansa yaşamsal varlığının anlamını ve bütünselliğini artık yitirmiştir. 

Kapitalizm kurtlar sofrasından başka bir şey değildir; son tahlilde. 

Orada en temel değer KÂR’dır… 

İkincisi, buna bağlı olarak MÜLKİYET… 

Üçüncüsü, bunun doğasına uygun olarak YALAN ve YANILTMACA… 

Dördüncüsü, tüm bu yalan ve yanıltmacalara inanmayan ve karşı koyanlara yönelik, kurumsallaşmış ŞİDDET ve TERÖR… 

Beşincisi, tüm bu şiddet ve terörle sindirilemeyen insanların yaşamsal varlıklarının anlam ve bütünselliğinin PARÇALANMAsıdır. 

Orada parçalanan  bilgi kasalarda kilitlenerek köleleştirilmiştir. 

Yağmalanan alınteri ve işgücü yasalarla korunmakta, yağmaya maruz kalanlar her türden açlığın acımasız cenderesinde arsızlaşarak birbirinin gözünü oymak için fırsat kollamaktadır. 

Orada aç bebelerin çığlıkları ev denilen derme çatma yapıların çürük duvarlarınca yalıtılmakta, annelerin acılı ninnileri müsekkin olmaktadır. 

Orada, ömürler, haramilerin gücüne boyun eğmenin getirdiği aymazca alışkanlıkların kısa metrajlı yaşam denemelerinden öte gitmez. Bitmez bir çiledir nedeni algılanamayan acılar. 

Orada, durmaksızın adına “reklamlar” denen donsuz bir koro bağırır; bizi alışkanlıkların balçıklı çamuruna çağırır… 

Aşklar orada karşılıklıdır: bir pazar yerinde armutlar ve çoraplarla yan yana ALINIR ve SATILIR…

Kadir Polat -12.12.2006 

 

Sayı : 2007 01