“Kurşuna dizildi ilkin
Ne kadar sözcük varsa
Yaşamın kutsallığına ilişkin…Sözün bittiği yerde öldürüldü ilk insan…”
…
Oyun parklarına gömün
Çocukların bombayanığı cesetlerini
Şimdi yaşayan bütün kuşlar
gagalarıyla masal taşısınlar
ağlaşıp duran ölü çocuklar ülkesi Çeçenya’ya
Rüzgarın acılı ninileriyle savrulsun şimdi boş salıncaklar
Bütün neşeli şarkılar sonsuza dek sussun
…
Dön kalbim dön, rüzgar gülü
…
Bahçenizdeki çiçeklerin yanına gömün
Çocukların bombayanığı cesetlerini
Ağaçlar süt kokulu yapraklarıyla örtsün üzerlerini
Kepenklerini mühürleyin tüm oyuncakçı dükkanlarının
Artık oyuncakları tutamaz onların minicik elleri
…
Dön kalbim dön, rüzgar gülü
…
Bulutlara gömün
Çocukların bombayanığı cesetlerini
Yeryüzünün bütün yağmurlarını ağlaya dursun
yıkık kentlerin yüzündeki mermi izleri
En çok çocuk korkarya karanlıktan
En karanlık gecede bile eksilmesin yıldızların ışıltısı
Ayın şavkı bir anne şefkatiyle okşasın mezar taşlarını
…
Dön kalbim dön, rüzgar gülü
…
Ey insanlar!
Sonsuza dek sussun artık kutsal mabetlerinizin sözcüleri
Yaşamın anlamını çalanlar mı konuşsun…
…
Kim ki susadıysa kana
Kim kutsadıysa ölümün adını… “onun adı kalleş olsun!”
…
Dön kalbim dön, rüzgar gülü
…
Kalbime gömün
Çocukların gülyanığı cesetlerini
Karla ovun kalbimi
Yaşları büyümese de sonsuza dek
Sonsuza dek bir şair kalbinde büyüyebilir taze güneş çiçekleri
…
Dön kalbim dön, rüzgar gülü
Ey tanrılar!
Geri verin bana çocuklarımın pamuk şekeri gülücüklerini
Çünkü
Hiç bir cennetiniz çocukları benim kadar sevemez ki!
A. Kadir Polat
29-06-2007
Sayı : 2007 07