Jineps Gazetesi olarak okuyucularımızdan bize ulaşan tebrik ve takdir mektuplarına değil eleştirel mesajları olan veya detaylıca önerilerde bulunan mektulara sayfalarımızda yer vermeyi uygun bulduk. Bu eleştirilerin bir çoğuna katılmasak da okurlarımızın görüşlerine saygılıyız ve düşüncenin özgürce ifadesinden yanayız, önerilere ise ayrıca teşekkür ederiz.
Bir noktaya değinmeden geçemeyeceğiz. Bize eleştirilerini ulaştıran ve kimi Çerkes kurum ve çevrelerinin destek açıkladığı bağımsız adaylardan Baskın Oran’ın sadece 2000 oy alacağını söyleyen sayın okurumuz Andelal Polat’ın iddiasının aksine, bu aday 32.000 oy aldı. Hem de karşısına aynı bölgeden 45.000 oy alan DTP’li başka bir aday çıkartıldığı halde. Ufuk Uras ise (ki Jineps ona da destek açıklamıştı) yüzbin oya yaklaşarak bağımsız milletvekili seçildi. Acaba toplamda yüzbini çok aşan bu oyların kaçı Çerkesler’e aitti? “O büyüğümüzün” sandığı gibi sadece ellisinin mi? Ne dersiniz?
Bir ezber de ben bozayım
Uykusundan uyananın yüzünü yıkamadan “Ezber Bozduğu” şu mübarek günlerde bir ezber de ben bozayım.
Çerkesler Baskın Oran hocayı desteklemiyor arkadaşlar, Çerkesler AKP’yi de desteklemiyor, DP’yi de, diğerlerini de.
Şu açmaktan imtina ettiğiniz parantezin içini doldurun artık.
Solcu Çerkesler bağımsız Baskın Hoca’yı ve sol tandanslı partileri, Sağcı Çerkesler AKP’yi ve diğer sağ tandanslı partileri destekliyor. Arada iki taraftan da olmayıp kendini en yakın hissettiğine oy verenlerle artık verdiğinden bir medet umamayan Çerkesler ya kendine yakın ya da bu daha iyi hizmet eder diye karşı fikrindeki partiyi destekliyor. vs.vb.
Baskın Hocanın da, diğerlerinin de Çerkeslerin desteğiyle aldığı oyu hepimiz göreceğiz.
(Bir büyüğümün de dediği gibi Baskın Oran İstanbul’da 2000 oy alır, 50’si Çerkeslerden. Aynen katılıyorum.)
Bu kadar laf cambazlığına gerek yok.
Ayrıca Kaf-Fed Çerkesleri temsil ediyor, Jineps Çerkesleri temsil ediyor, Kafkas Vakfı Çerkesleri temsil ediyor, Birleşik Kafkasya Konseyi Çerkesleri temsil ediyor komedisini de bırakın.
Siz sadece üyelerinizi, aidat ödeyenlerinizi ve gazetenizi alanları temsil ediyorsunuz, ötesini değil. Yani kısaca ve daha açık olarak; siz size kaç kişi destek veriyorsa (madden ve manen) ancak o kadar kişiyi temsil edersiniz, fazlasını değil.
Muhacerette yaşayan 3 milyon (yoksa yedi miydi Karen Fogg’u bir arayıp teyit edeyim) Çerkesler kırmızı mumlu Huccet mi verdi size? Hayır.
Bırakın dileyen dilediğine versin. Ama bu milletin genelinin adını onu temsil ettiğinizi söyleyerek, o partiyi destekliyoruz bu şahsı pek beğeniyoruz diye Çerkeslerin %90’ının hiç duymadığı işlerde bayrak edip elinize almayın.
Saygılarımla
Andelal Polat
Marje, 18 temmuz
Daha iyi bir Jineps için…
Sevgili Jineps çalışanları ve okurları,
Bir süredir gazeteyi ilgiyle izlemeye çalışıyorum. Çerkes halkının böyle bir gazete çıkarmasını coşkuyla karşılıyorum. Büyük sürgün ve göçler her birimizi bir tarafa savursa da kültürümüzü yaşatma ve ulusal kimliğimize sahip çıkma adına gazete kolektif bir örgütleyici olma özelliği taşıyacaktır. Buna yürekten inanıyorum.
Asimile edilmiş bir Çerkes olarak ulusal özelliklerimiz, tarihimiz, kültürümüz, gelenek ve göreneklerimizi merak ediyor ve öğrenmek istiyorum. Bu bakımdan gazete hem bir yol gösterici, hem de eğitim aracı olmalı, ama en önemlisi siyasi bir yayın işlevi görmelidir. Dördüncü kuvvet olan medya ve yayın organları yeteri kadar kafa bulandırıyor, bilgi kirliliği yaratarak kitleleri gerici yoz bir propagandanın etkisi altına alarak düzene yedeklemeye çalışıyor. Öyleyse, sahibinin sesi medyaya alternatif muhalif, demokrat ve özgürlükçü yayın organları daha da çoğalmalı diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, kadın bir okur olarak gazetede bir kadın sayfası görmek istediğimi belirtmeliyim. Bugün hem ulusal, hem sınıfsal ve hem de cinsel bakımdan ezilenin ezileni olan kadınların bilinçlenmesi ve örgütlenmesi, demokratik hakları için mücadeleye çekilmesi önemli bir görevdir. Bu nedenle her okur ve çalışan başta kadın arkadaşlar olmak üzere elimizden geleni yapmalıyız. Gazetenin aylık olması dezavantaj. Güncel siyasal gelişmeleri doğru okuma ve yorumlama noktasında sıkıntı yaratıyor.
Neredeyse her dakika gündemi değişen Türkiye’de anı yakalamak ve uygun bir politika belirlemek önemli bir sorun. Bu nedenle gazetenin hiç olmazsa 15 günlük olması bizleri rahatlatır. Kafkas bölgesindeki gelişmeler ve emperyalizmin bölge üzerinde oynadığı oyunlar deşifre edilmeli ve gazetede yer almalı. Kafkas halklarının mücadele tarihi daha sistematik bir biçimde anlatılabilir. Bir kültür sanat sayfası da ihtiyaç olsa gerek. Kadınlara ilişkin sayfada Kafkas kadınlarının yaşamını anlatan mektuplar, demokrasi, özgürlük ve ulusal bağımsızlık mücadelesinde öne çıkan kadın portreleri, kadınlara dönük eğitim konuları yer alabilir. Demokratik kadın hareketlerinin öznesi olan akımlar tanıtılabilir vb.
Gazetenin geniş kesimlere ulaştırılması, salt Çerkes değil hem Kafkas halklarından insanlara ve hem de birlikte yaşadığımız halklara. Ortadoğulu Arap halklarının emperyalist işgal karşısında gösterdikleri direniş, mücadele azmimizi güçlendireceği gibi halkların kardeşliğinde köprü rolü de oynaması gerekir gazetemizin. Bu bakımdan abonelik sistemi geliştirilmeli ancak çözüm olmayacağı da bilinmelidir. Bayi satışları çok daha önemli diye düşünüyorum. İyi bir tanıtım kampanyası ve bayi satışı geniş kitlelere Jineps’in ulaşması bakımından iyi olacaktır. Elbette bu aynı zamanda ciddi bir maddi külfeti beraberinde getirecektir. Başta Çerkesler olmak üzere Kafkas halklarının sahiplenme bilinciyle yapacakları anlamlı katkılar bu sorunu çözebilir. Herkesin üzerine düşeni yapacağına inanıyorum.
Umutlu yarınlara hep birlikte!…
Sevgiyle… Bir Jineps Okuru
Selamlar Jineps Gazetesi Yetkilileri… Selamlar Marje…
Daha önce olduğu gibi yine ilgi ve dikkatle okudum yazınızı… kendinizden gördüğünüz ve gazeteniz bünyesinde yer aldığını bildiğim bazı arkadaşların geçmişte yaşadığımız birebir problemleri kaynak göstererek değerlendirmelerimi yanlı, taraflı ve hatta saldırgan olarak lanse edebileceğini tahmin etmekle birlikte, bazı konularda yüksek sesle itiraz etmek gerekiyor açıkçası…
“Daha önceki açıklamalarında duruşunu ve çizgisini tarif etmeye çalışan bir gazetenin, mevcut gelişmeler her ne olursa olsun, savunması böyle olmamalıdır” diyerek başlamak istiyorum yazıma… siz bir gazetesiniz madem; “Diyoruz ki; JINEPS bir gazetedir. Bir akım, bir hareket ya da bir siyasal düşün dergisi değildir.” diyorsunuz madem; sadece objektif yaklaşımlarla haber aktarıyorsunuz madem; neden size doğru bir yönelim oluyor, yahut neden size karşı kin ve husumet güdülüyor, anlamış değilim… size doğru olan yönelimi en yumuşak ifadeyle okur sayınızın artması olarak değerlendirirsek şayet; okur sayınızda bir azalma mı söz konusudur ki: size karşı bir düşmanlık beslendiğini anlayabiliyor oldunuz?.. ya da daha enteresanı… eleştirilmemek üzere mi yola çıktınız ki: “JINEPS bu konularla ilgili neden çabalıyor, ne işi var o konuyla bu konuyla” dendiği zaman şaşırıyorsunuz?… yahut şaşırmaktan öte bunu kin, nefret, öfke, husumet olarak değerlendiriyorsunuz?..
İlkeleriniz arasında tarafsızlık gibi bir ifade göremedim… ki bunu özellikle ilke olarak benimsemediğinizi; “biz tarafız, Kafkasyalı’nın tarafındayız” dediğinizi anlamış gibiyim… toplumumuz sanki her konuda uzlaşmış da bu uzlaşıyı insanlara aktarmak kalmış gibi, JINEPS olarak toplumun bütün dinamiklerinin sözcüsü olunmuş gibi, salt gazete yönetiminin yahut yayın kurulu’nun belirlediği istikamet doğrultusunda taraflı olmak ne kadar doğru bir yaklaşımdır, tartışılır… şunu hemen belirtmekte fayda var: JINEPS bir gazeteyse ve sadece haber vermekse amacı (ki gazete dediğin adı üzere haberlendirir), 1 Mayıs etkinliklerinde fiilen yer almak yahut 1 Mayıs etkinliklerini duyurmaktan öte açık çağrılarda bulunmak ne kadar mantıklı, ne kadar tutarlı?… siz içinde yaşadığımız coğrafyada yahut dünyanın başka bir yerinde gazetelerin (aşırı marjinal grupların yayın organı pozisyonundaki bülten tipi neşriyatlar hariç) kendi yorumları olarak halkı 1 Mayıs’ta yer almaya davet ettiğini gördünüz mü, duydunuz mu?.. az çok gazetecilik geçmişi bulunan biri olarak, bir gazetenin yapabileceği en taraflı ve açık çağrı şeklinin, etkinliğin lehinde düşünen üst düzey birinin açıklamasını baş sayfadan yahut manşetten verebilir olmasını kabul edilebilirim şahsen… görülmüş, duyulmuş şey değil: “JINEPS olarak 1 Mayıs’ta alanlardayız” türü yaklaşımlar… haaa siz böyle açık açık taraf olacaksınız, kimse de sizi eleştirmeyecek… yahut eleştirebilecek ama siz onu hemen paketleyerek sınıflandıracaksınız, ‘kin ve husumet duyuyor bize’ diye… ben diyorum ki; esas, bu habercilik yaklaşımınızla siz, “ezberini bozamayanlardansınız”.. alıştığımız, bildiğimiz, gördüğümüz ve hatta artık kanıksadığımız bir durum bu… “biz bir dünya görüşüne sahibiz ve görüşümüzü insanlara aktarmak adına bir yayın organı çıkarmalıyız” demişsiniz ve JINEPS’i kurmuşsunuz, gibi bir görüntü var…
…
Ne güzel söylemişsiniz benim söyleyeceklerimi… sorunların çözüm yeri olmadığını kabul edebilen gazete olabilmek… yukarıdaki değerlendirmelerimi de dikkate alarak, şu yazdığınız paragrafı bir daha okursanız, sanıyorum anlatmak istediğim daha net anlaşılacaktır… üzülerek belirteyim: kendinizle çelişiyorsunuz, bariz bir şekilde…
Eleştiri yaklaşımları ile ilgili değerlendirme standartlarınızı her ne kadar çok iyi anlayamasam da; “… Bu kapılar sadece, tartışma zemininde değil, saldırı ve kötü niyet zemininde hareket etmeyi seçenlere karşı kapalı olmuştur, olacaktır!…” türünden değerlendirilecek sanki eleştirilerim diye düşünmekten de kendimi alamadım açıkçası… iki taraf için de çok fark etmeyeceğini düşünerek, çalışmalarınızda başarılar diliyorum… umarım doğru olanı yapıyorsunuzdur…
Tüm grup üyelerine saygılarımla…
Tsey Adnan
11 mayıs 2007
Seçimlere ilişkin
AB’yi gerçek demokrasi olarak gören Baskın Oran ve kendini tek solcu aday olarak gören Ufuk Uras’ı Jineps ’in böyle ballandıra ballandıra anlatmasını bir Jineps okuru olarak fazlasıyla yadırgadım. Seçim dönemlerinde hatırlanan Çerkes toplumuna kanımca oy avcılığıvari bir ziyaretin bu kadar iltifat görmesi kafamdaki Jineps’e parantez açmama neden oldu. AB ’cilik oynayan Soros’un desteklediği vakıflarda, STK’larda destek ve hürmet görenlerin “TİP’in temsilciliğine” soyunması esef vericidir. Umarım bu hatalara JİNEPS düşmez. Bir Çerkes olarak da hatırlatması bize düşer.
Mustafa Kemal ÇOKŞEN
13.07.2007
Çözümü doğru yerde arayalım
Fikirlerimizi birileriyle paylaşmak ve sorunlarımızın çözülmesini istemek elbette güzel ve gerekli. Ama bunu yaparken muhataplarımızı iyi seçmemiz gerekiyor. Ayrıca ben şahsen Çerkesler’in Türkiye’de başkaldırılmasına gerek olan bir haksızlığa ve ayrımcılığa uğradığını düşünmüyorum. Bugüne kadar kime ve hangi amaca hizmet ettikleri belli insanlarla sesimizi duyurmak uğruna aynı safta durmak sorunlarımızı çözmez aksine arttırır. Meclise hangi amaçla gireceği belli olan bir partiden aday olan, sonra da ketenpereye getirildiğini iddia ederek adaylıktan vazgeçen biri mi bizim sorunlarımızı çözecek? Yoksa yıllardır partisinin oyu 0.05’i bile geçemeyen bir komünizm sevdalısı mı? Sorunlarımıza elbette çözüm arayalım. Ama bulabileceğimiz yerlerde.
Saygılar
Nuri Cankılıç
Sayı : 2007 08