Rastlantılar ve gerçeklerdir dünyamızı aydınlatan, onlardan birçok doğruyu öğrenerek yön veririz hayatımıza..
Parçalanmış, dağıtılmış, kavuşmasına karşı hep set çekilmiş bir kavmin kalıntısı olarak gerçekleri var oluşumuzdan bu yana yaşayarak, direnerek, tanık olarak öğrenmişizdir. Çerkes toplumunda tanık olduklarımdan biri de sohbet anında devamlı yer alan nerede ünlü, üstün, tarihi, başarılı, kıymetli biri varsa hemen ona Çerkesliği yakıştırıp, hatırda, hatıralarda öyle yer etmesine sebep olmamız. Sanırım şu “nerede bir yakışıklı, bir güzel varsa onda bir Çerkeslik vardır” düsturundan kaynaklanmaktadır. Tabi güzel ve yakışıklı olgusunun içeriği tarafımızdan geniş tutularak tüm üstün vasıflar kabul mahiyetindedir.
Buna örnek olarak üniversite yaşamımın son günlerinde tanık olduğum unutmayacağım bir anımdan bahsetmek istiyorum.
Son hafta olmasından dolayı kimsenin derse gelmediği günlerden bir gün tesadüfen fakülteye gitmiştim. Dersin hocası değerli Aydın Sayın hocam tek başına sınıfta oturmaktaydı. Neyse, yanına gittim ve muhabbete başladık. Konu her zamanki gibi ülke durumu ve tarihiydi. O günlerin manşetleri ve haber bültenlerini dolduran Ermeni mevzuu açıldı. Ben haliyle her zaman söylemekten gurur duyduğum Çerkes asıllı oluşumu dile getirdim. Bizlerin de sürgünle dünyanın dört bir yanına sürüldüğümüzü, çoğumuzun katledildiğini, 21 mayısları Çerkes soykırımı olarak andığımızı söyledim. Baktım Aydın hocam tebessüm etmekteydi. Meğer O da Çerkesmiş. Hendekli Wubıh bir aileye mensupmuş. Konu Hendek ve Abazalar ekseninde ilerlerken okuduğum, duyduğum bir siyasi kişiliğin, Behice Boran’ın da Abaza olduğundan bahsettim. Hocam bu dediğimi kabullenmedi. “Behice Boran benim baba tarafımdan yengem ve köken olarak da Tatardır” dedi. İstanbul’da aynı apartmanda oturduklarını, eğlenceli bir çocukluk dönemi sırasında bir arada bulunduklarını, hatta Behice Boran’ın Amerika’da siyaset eğitimi aldığından falan da bahsetti.
Kısacası başta söylediğim gibi okunanlar, duyulanlar bazen çarpıtılmış, hatırda yanlış yer etmiş olabilmektedir. Ancak bu yaşanmışlıkta görüldüğü gibi duyduklarım, okuduklarım değil, mevzunun en yakınından, yani Aydın hocamdan öğrendiğim gerçek daha inandırıcı bir öneme sahip.
Ne dersiniz?
Hakan Çelik / Nartko
13 Temmuz 09
Sayı : 2009 08
Yayınlanma Tarihi: 2009-08-01 00:00:00