Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Rus ajandan itiraf

İkinci Çeçen savaşına katılan Rus özel tim askerinin tuttuğu "savaş günlüğü" Çeçenistan’da yaşanan insan hakları ihlallerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Times gazetesine konuşan eski ajan Aleksi Potyomkin, 1996’da Grozni’deki hastanede görev yapan 6 Kızılhaç çalışanını kendilerinin öldürdüğünü açıkladı. Potyomkin, Çeçen gerillaların üstüne yıkılan olayın sorumluluğunun Rus Federal Güvenlik Servisi’ne (FSB) ait olduğunu söyledi
Katliamın, Rusya’yla Çeçenistan arasında o dönemde kabul edilen iki yıllık ateşkesin şartlarını ihlal eden FSB’nin “bul ve yok et” birimi tarafından gerçekleştirildiğini belirten Potyomkin, bugün eşi ve üç çocuğuyla Almanya’nın küçük bir köyünde saklandığını ve iki Batılı istihbarat örgütünden birine sığınmak için girişimlerde bulunduğunu da ekledi.
Bir İspanyol, iki Norveçli, bir Kanadalı, bir Yeni Zelandalı ve bir Hollandalı hemşirenin yaşamını yitirdiği olayın ayrıntılarını anlatan Potyomkin, Çeçenlerle çatışmaya girdikten sonra hastaneye baskın yaptıklarını, ancak ölenlerin “hayalet” diye nitelendirdikleri Çeçenler değil, yabancılar olduğunu görünce şaşırdıklarını anlattı. Daha sonra saldırıyı Çeçenlere aitmiş gibi göstermek için ortalığa Çeçen kimlikleri dağıttıklarını belirten Potyomkin’in bu sözlerinin Rusya’nın başını ağrıtacağı ortada.
Potyomkin’in konuyla ilgili söyledikleri, FSB’den ayrılmadan önce çaldığı bir telsiz kayıt dökümüyle de destekleniyor. Ancak Potyomkin’in taşıdığı sırlar bununla sınırlı değil.
Son yedi yıldır Rus istihbaratının Batı Avrupa’da yürüttüğü gizli bir operasyonun parçası olan Potyomkin, “Elbette operasyonla ilgili bir soruşturma yapılmadı. Sonuçta biz binlerce kayıp vermişken, birkaç tane yabancının ölümü generalleri neden kaygılandırsın ki?” dedi.
Ancak bu açıklamanın bedeli bugün de çok yüksek olabilir. Eğer yapılacak soruşturmalarla, olayın gerçekten Rusya’nın eliyle yapılan bir kıyım olduğu ortaya çıkarsa, ölen hemşirelerin aileleri, Moskova’ya karşı dava açabilir. (Planet)
Askerin günlüğündeki vahşet
İkinci Çeçen savaşına katılan Rus özel tim askerinin tuttuğu "savaş günlüğü" Çeçenistan’da yaşanan insan hakları ihlallerini bir kez daha gözler önüne serdi.
Günlüğünü Rus Novaya Gazeta’da yayınlamaya karar veren askerin anlattıkları, yargısız infazları, yaralılara işkenceyi, Rus askerlerin komutanlarıyla yaşadıkları sıkıntıları açıkça ortaya koyuyor.
İşte Rus basınına yansıyan o günlükten bazı notlar:
"Birkaç kadının intihar saldırısına hazırlandığına dair haber aldık. Köye girerek üç kadını gözaltına aldık. Onları askeri üsse götürerek sorguya çektik. Sorgu sonrasında kadınları kurşuna dizdik ve cesetleri asitle yaktık. Bundan önce hiçbir kadını öldürmediğim için kendimi rahatsız hissediyorum."
"Yaralı direnişçilerin bulunduğu bir hastaneye girdik. Orada Çeçenlerin yanı sıra Ruslar da bulunmaktaydı. Onların neden savaştıklarını bir türlü anlayamadım."
"Yaralıları vurduk"
Görev yaptığı askeri merkeze ilk Rus cesetlerinin gelmeye başladığı ve ilk kez çatışmaya girdiği günlerde yaşadığı korkuları da günlüğüne kaydeden Rus asker, sivil halkın direnişçilere destek verdiğini ve onları sakladığını belirtiyor.
Çatışma yaşanan bölgelerde insan cesetleri ve parçaları bulunduğunu, yaralıların dövülerek götürüldüğünü anlatan asker, bir köyde yaşanan çatışmalar sonrasında yaralıların tamamının kendileri tarafından kurşuna dizilerek öldürüldüğünü yazıyor.
Savaş sırasında Rus askerleri içinde kayıpların arttığını ancak sayı hakkında doğru bilgi verilmediğini söyleyen Rus asker, kendisi dahil birçok askerin psikolojik sorunlar yaşadığını ve bu sorunların aile ortamında sürekli hissedildiğini de kaydediyor. (www.kafkasevi.com)

Sayı : 2010 11

Yayınlanma Tarihi: 2010-12-01 00:00:00

Yazarın Diğer Yazıları

Anadilde Jineps Gazetesi Eylül 2024 Sayısı Yayında

Değerli Jineps okurları, Anavatanda yayımlanan Adige Mak (АДЫГЭ МАКЪ), Adige Psale (АДЫГЭ ПСАЛЪЭ), Çerkes Heku (ЧЕРКЕС ХЭКУ) gazeteleriyle ortak hazırladığımız eylül sayımızı sizlerle paylaşıyoruz. İyi okumalar,

1 Eylül Dünya Barış Günü

1 Eylül, “Dünya Barış Günü” olarak sadece Türkiye ve KKTC’de, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen “Dünya Barış Günü” ise 21 Eylül’de tüm dünyada kutlanıyor.

Sancılı ve fırtınalı yaşamlar

Dr. Şerafettin Dönmez’in yazdığı, sancılı ve fırtınalı bir hayat hikâyesini anlatan “Denef” kitabı, Papirüs Yayınevi etiketiyle raflarda yerini aldı. Yayınevinin tanıtım yazısından... Benim kimliğimle kim, neden...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img