Sevgili okurlar, bugün sizlere ikinci kez okuduğum bir kitaptan söz edeceğim. Kitabın adı “Abhazlar Kafkasların Uzun Ömürlü İnsanları“. Nuran Kılıçarslan tarafından Türkçe’ye çevrilen kitap Sula Benet tarafından yazılmış ve Abhazya’da yapılan bir araştırma sonucunu içeriyor. Kitaba sahip olmak isteyenler Kafkas Derneği Genel Merkezinden (Ankara) veya İzmir Kafkas Derneğinden temin edebilirler. Türkiye’de Abaza adıyla bilinen Abhazlar Kafkasya’nın Karadeniz sahilinde kurulmuş olan Abhazya, Karaçay-Çerkes ve Adıgey Cumhuriyetleri ile diasporada Türkiye, Ürdün, Suriye’de yaşarlar.
Abhazya, Kafkasya’nın Karadeniz sahilinde kurulmuş olup, güneyinde Gürcistan, kuzey ve doğusunda Rusya Federasyonu bulunur.
Bugün Kafkasya’da 80 yaşındaki insanlara delikanlı denir. Abhazya’da her biri 90 yaşın üzerinde olan bir müzik ve dans topluluğu vardır ve bu delikanlılar turnelere çıkıp müthiş performanslar sergilerler. Peki bu derece sağlıklı yaşamın sırrı nedir ? İşte söz konusu kitap bu soruya cevap aramıştır.
Burada temiz bir çevrede yaşamak, temiz hava solumak, temiz su içmek, iyi akrabalık ilişkileri içerisinde bulunmak şüphesiz önemli. Bunun yanında kitapta onların beslenme alışkanlıklarını okuduğumda, günümüz beslenme uzmanlarının önerdikleri şekilde beslendiklerini gördüm. Bu beslenme şeklini onlara uzmanlar söylememiş, yüzyıllardır dedelerinden gördükleri şekilde geleneksel olarak bunu yapıyorlar. Abhazya’da aşırı yemek yemek tehlikeli sayılır. Genellikle az yerler ve yemekleri de küçük lokmalar halinde yavaşça tüketirler. Konuklarının da tıka basa yemesi için ısrar etmezler. Yemekleri, hazırladıkları gün tüketmeye özen gösterirler. Abhazlar beklemiş yemeği sağlıksız kabul ederler. Günlük diyetlerinin yüzde 74 ünü süt ürünleri ve sebzeler oluşturur. Yağı tedbirli kullanırlar, rafine şeker kullanmazlar. Uykudan önce canları tatlı isterse bir bardak ballı su içerler. Genç, yaşlı bütün Abhazlar öğün aralarında acıktıkları zaman “matzoni” adını verdikleri kefir içerler veya meyve yerler. Özellikle yaşlılar yatmadan önce bir şeyler yemeği sevmezler sadece kefir içerler. Meyvelerin büyük bölümünü olgunlaşma döneminde çiğ yerler, geri kalanını da saklarlar yada kuruturlar. Abhazya ‘da yılın 7-8 ayı taze meyve bulunur. Abhazlar nispeten az et yerler (haftada bir yada iki kez) ve eti de narsuyu ile pişirirler. Özellikle yaşlılar zararlı buldukları için et suyu tüketmezler. Etten ve kümes hayvanlarından elde edilen yağları hiç kullanmaz, az miktarda tereyağı kullanırlar. Ayrıca eti pişirirken en küçük yağ parçalarını bile ayıklarlar.Yaşlısı genci hem tadını sevdikleri hem de iyileştirici özelliği olduğuna inandıkları için bol miktarda sarımsak yerler. Yemek pişirmede ve serviste metal kullanmamaya özen gösterirler. Ayrıca yemek sırasında acıklı bir öykü anlatmayı olumsuzluk sayarlar.
Gördüğünüz gibi Abhazlar sağlıklı yaşamı gereklerini yüzyıllardır geleneksel olarak yerine getiriyorlar. Yazımı Abhazların yemeklerden önce söyledikleri bir söz ile bitirmek istiyorum: “Tanrı yeryüzündeki bütün halklara esenlik versin, küçük bir halk olan Abhazları da unutmasın.”
Sağlıkla kalın.
Sayı : 2011 10