Köstebek Başbakan Yardımcısı

0
460
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Deniz Feneri köstebeğini’ açıkladı. İnternet sitelerinde bu ismin zaten yazıldığını, bu ismi herkesin bildiğini, sadece birinin çıkıp söylemesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kendisinin de bunu yaptığını söyledi.
Deniz Feneri ile ilgili hukuki süreci anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki Deniz Feneri Derneğine kamu yararına dernek statüsü verilmesini Danıştay’ın reddettiğini, daha sonra Hükümetin Bakanlar Kurulu kararıyla bu statüyü verdiğini söyledi.
Almanya’da, 2007’de Deniz Feneri ile ilgili operasyon başlatıldığını, soruşturmanın 1 yılda tamamlandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye’de ise bu davayla bağlantılı soruşturmanın halen devam ettiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, soruşturmanın büyüklüğü nedeniyle Alman medyasının, bu operasyonu ‘‘yüzyılın soygunu’’ olarak nitelendirdiğini ifade etti.

Telefon trafiği

İçişleri Bakanlığı özel kaleminden 14 Ekim 2009’da, Bakanın koruma müdürünün, Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz’ı aradığını, aynı gün Korkmaz’ın da Mustafa Çelik’i aradığını ileri süren Kılıçdaroğlu, Çelik’in de arama kararını İsmail Karahan’a ilettiğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, “Koruma müdürü, Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz arıyor, görüşme 134 saniye sürüyor. Kırıkkale Belediye Başkanı Mustafa Çelik’i arıyor, bu görüşme 144 saniye sürüyor. ‘Üstadım’ diye hitap ediyor. Aramak için sabit telefon numarası istiyor. Sabit telefondan saat 22.22’de arıyor, 113 saniye konuşuyorlar. Mustafa Çelik arama kararını İsmail Karahan’a bildiriyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Karahan’ın savcılıktaki ifadesinde de Çelik’in kendisini aradığını ve arama kararını söylediğini itiraf ettiğini, Zekeriya Karaman’a da aynı bilgiyi verdiğini anlattığını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Köstebeğin dosyası” dediği bir dosyayı kürsüden göstererek ‘‘Bu köstebeğin dosyasıdır. Köstebek Beşir Atalay’dır’’ dedi.

‘Köstebek’ olayı

Deniz Feneri soruşturmasında, şüphelilerin işyerlerinde arama yapılacağı haberini veren köstebeğin tek değil, üç kişi olduğu ağustos ayında ortaya çıkmıştı. Savcılarca kimliği tespit edilen köstebeklerin, önümüzdeki günlerde ifadesinin alınacağı da Radikal gazetesinde yer almış, ancak isimleri gizli tutulmuştu. Radikal gazetesinin 25.08.2011 tarihli haberinde önemli bilgiler yer almış, ancak sonraki günlerde konu gündemden düşmüştü.


Bilgisayarları sildiler

Arama yapılacağı bilgisini alan şüpheliler şirketlerin bilgisayarlarında temizlik yaptı. Savcılar şüphelilerin tutuklanma talebiyle yazdıkları sevk yazısında işyerlerinde arama yapılacağı konusunda şüphelilere bilgi veren köstebekler için şu değerlendirme yapıldı: “Örgütün kurucuları, kamu görevlisi aracılığıyla haklarında iletişim dinlenmesi tedbirinin uygulandığını öğrendikleri gibi bu soruşturma 16 Ekim 2009 tarihinde eşzamanlı olarak işyerlerinde yapılacak aramaları önceden öğrenip verdikleri talimat doğrultusunda evrak ve bilgilerin saklanması, harddiskler ve server’larda bilgilerin silinmesi yoluna gittikleri gibi telefon konuşmalarında kendilerince sabit telefondan ya da yüz yüze görüşme yapma yoluna gittikleri ve bu yönde talimat verdikleri anlaşılmıştır.”

Deniz Feneri soruşturması kapsamında Ankara Başsavcılığı bu kritik karara imza atmasından kıs bir süre sonra da soruşturmayı yürüten üç savcıyı görevden alarak, dosya üzerindeki şaibeyi koyulaştırmıştı.

 

Sayı : 2011 10