Laz Aydınları Ve Sorumluluk

0
474
Türkiyeli Laz aydın-tarihçi, Ali İhsan Aksamaz’ın yeni kitabı “Laz Aydınları ve Sorumluluk” Sorun Yayınlarından çıktı. Kitap, Türkiye’de, Lazlar özelinde, halkların, dilsel, kültürel ve toplumsal sorunları üzerine önemli bir parantez açıyor ve bazı sorular sorarak, tutarlı yanıtlar arıyor.
“Dünya çapında, bölgede ve ülkede ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel gelişmeler konusunda Laz aydınları ne düşünüyorlar? Nasıl bir duruş ve tavır sergilemek gerektiğinin bilincindeler mi? Kapitalist üretim, mülkiyet ve paylaşım ilişkileri açısından dünyayı, Türkiye’yi, bölgeyi nasıl değerlendiriyorlar? Yaşadığımız dönemdeki sosyal olay, olgu ve süreçleri nasıl görüyorlar?” sorularını tartışmaya açan kitap, kimlik erozyonuna ‘dil’ ekseninde dikkat çekiyor.
Giderek yok olmaya yüz tutan Lazcanın, tek başına kimliğin, asimilasyona karşı duruşun en temel unsurlarından biri olduğunun altı çizilen kitapta, Laz aydınlarının bugüne kadar sergilenen folklorik yönelimlerin dışında, Lazcanın geliştirilmesi, yazılarak kullanılması konusunda hangi projeler geliştirdikleri de sorgulanıyor.
Kitapta, “Bütün bu noktalardan hareketle, öncelikle Laz aydınlarının yanı sıra; internet sitesi, vakıf ve derneklerin en duyarlı kesimleri vakit geçirmeden bir araya gelmeli, sorunlarını ilkeli tartışmaya sunmalıdır. İçinde bulundukları örgütsel konumlarını koruyarak sorunlarına çözüm yöntemi üretmeye aday ve tartışmaları ilerletici bir insiyatif kurumu oluşturmalıdırlar.
Somut durumun somut tahlilini yaparak günün ve şartların gerektirdiği çabalara girişmek için temel ilkelerini tespit etmelidirler. Kendilerini çerçevesi birlikte çizilmiş ilke ve amaç birliği temelinde bağlamalıdırlar” önerileri de yer buluyor.
“Uluslarötesi tekelci sermayenin çıkarları gözetilerek; emperyalist, altemperyalist, sömürgeci niyetlerin kol gezdiği ve çatıştığı, hammadde ve enerji kaynakları ve bunların aktarılma ve güvenlik yollarının kesiştiği bir bölge ve ülkede yaşıyoruz. Üstelik 20. yüzyılın ideolojik/sınıfsal yapı ve saflaşmaları yerlerine yenilerini bırakmıştır” denilen kitapta,
emekçi halkların dil, tarih, kültür ve geleneklerinin inkâr, imha ve asimilasyona uğratıldığı bir süreçte ilerici aydınların sorumluluklarının sınavlardan geçtiğine de vurgu yapılarak, şu tespit yapılıyor: “Yaşamakta olduğumuz coğrafyadaki sosyal muhalefet dinamiklerinden soyutlanmadan, emeğin ve emekçinin kurtuluşu yolunda anti-emperyalist, anti-kapitalist mücadelenin bir bileşeni olmalıdırlar. Bu türden bir tavır alış, aynı zamanda HES ve anadil mücadelesinde önemli bir adım olacaktır.”

Sayı : 2011 11