Yeni, Yine, Yeniden…

0
539
İstanbul Kafkas Kültür Derneği olağan genel kurulunda yeni yönetimini oluşturdu. Yeni yönetim, Çerkes halkının sorunlarına, Türkiye’nin demokratikleşme sancılarına, dil ve kimlik meselelerine ilişkin perspektifinin ve yol haritasının köşe taşlarını ifade eden ilk açıklamasını yaptı. “Kimliğimizle var olamamak, yok olmaktır” diyerek, öncelikler konusunda ipucu veren açıklamada ‘şeffaflık, katılımcılık, paylaşımcılık’ ile kadınların ve gençlerin öneminin altı çizildi.
İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nde (Bağlarbaşı) bir olağan Genel Kurul daha tamamlandı ve yeni Yönetim Kurulu gündemini belirlemeye başladı.
Değişmekte ve dönüşmekte olan bu yaşlı kürenin en kadim kültürlerinin birinden bugünlere kadar taşınmış olan kimliklerimiz, ana vatanından çoktan koparılmış, farklı coğrafyalarda farklı yaşam biçimlerinde var olmaya çalışıyor.
Biliyoruz ki; KİMLİĞİMİZLE VAR OLAMAMAK ASLINDA YOK OLMAKTIR. Bunun farkına varmak değiştirebilmenin ön koşuludur. Dernekler, vakıflar, platformlar, sivil inisiyatifler… örgütlülüklerin yıllardır özverilerle sürdürdüğü kimliği koruma çalışmaları ile bugünlere gelebildik ve bugünden yarına sahip çıkmak, yeniden üretmek, yeniden tanımlamak için katılımcı, paylaşımcı, şeffaf bir yönetim anlayışı ile yoldayız.
Diyoruz ki; yaşamın yasası gelişme yasasıdır. Gelişmenin ve ifadenin olduğu yerde yaşam vardır.
Diyoruz ki;  hayatın her hangi bir alanında özgürce var olabilmenin yolu bizi biz yapan kimliğimize, kendimize sahip çıkmayı seçmekten geçer.
Diyoruz ki; çağın, gelişmelerin ve dinamiklerin kesiştiği bir değişimi, sorumluluğu her bireyin hissedeceği kimlik aidiyeti ile gerçekleştirebiliriz.
Diyoruz ki; tarih boyunca hayata, gelişmeye uyum sağlayanlar, varoluşlarını yeniden üretebilenler ayakta kalmıştır.
Diyoruz ki; yeniden üretmek, toplumun bütün kesimlerinin, özellikle de en dinamik kesimlerinin yani gençlerin ve kadınların katılımıyla mümkündür.
Diyoruz ki; özgüveni yüksek gençler toplumumuzun temel değerlerindendir, Xabze toplumunun özelliklerindendir. Ve Xabze; ritüeller silsilesi ile tarif edilemeyecek kadar derin ve kadimdir. Bu çerçevede, deneyimlerini görerek – yaşayarak aktaran bir toplumun kentlerdeki dernek yapılanmalarında, kuşaklar arası ilişkiler özel önemdedir.
Diyoruz ki; nerede duruyor, ne düşünüyor olursanız olun, köklerinizi ne kadar tanıyor olursanız olun, kendinizi ifade edebileceğiniz ortamı birlikte yaratalım.
*Gençliğin karar sürecinde söz sahibi olmasını, Yönetim Kurulu dahil yönetim organlarında görev almasını sağlamak istiyoruz.
*Gençlere yönelik özel çalışmaları, gençlerle birlikte oluşturacağımız program çerçevesinde uygulamak istiyoruz. Bu program hayatın içerisindeki ihtiyaçları, eğitimi, iş olanaklarını, eğlenceyi, kültürü, paylaşmayı, konuşmayı, kısaca yaşamayı mümkün kılsın istiyoruz.
*Tarih/Araştırma/Kültür gibi alanlarda birlikte üretelim, paylaşalım ve bu paylaşımlar üzerinden yarınımızı tasarlayalım istiyoruz.
*Birbirimizi görebileceğimiz, birbirimize dokunabileceğimiz, sesimizi duyabileceğimiz, göz teması ile tartışabileceğimiz ortamları birlikte oluşturalım istiyoruz.
*Kimliğe dair her düşüncenin özgürce ifade edilebileceği zeminler oluşturalım, ‘ötekileştirme’leri reddedelim istiyoruz.
Görüşlerimizi özgürce ifade edebilmeyi arzu ettiğimiz kadar; düşüncelerin tartışılması ve süzgeçten geçirilmesi ile doğruya ulaşabileceğimiz gerçeğinden hareketle, her birimizin doğal üye olduğu dernek çatısı altında farklı düşüncelerin de ifade edilebilmesinin önünü özellikle açmak için de çaba göstermeliyiz. Bilgiyle donanmanın önemine inanmalıyız. Fikir sahibi olmanın yetmeyeceğine önce biz inanmalı, sonra da çevremizi inandırmalıyız.
Birbirimize bakacak gözümüz, söyleyecek sözümüz olmalı.
Gelin! Genç, kadın, erkek, toplumsal aynamıza birlikte bakalım.
Değişen ve dönüşen dünyamızda ne yöne ve nasıl gelişeceğimize, VAROLUŞUMUZA ve
YARINIMIZA birlikte karar verelim, birlikte yürüyelim.
Bizler, toplumsal karar mekanizmalarımızı işletip, büyük sürgünün üzerinden geçen asra rağmen düğünlerimizden silahları kaldırabildik, ‘Xabze’miz  talep etmeye pek de yatkın değilken bugün 21 Mayıslarda alanlarda taleplerini dile getirebilen bir toplumuz artık.
Dahasını da yapabiliriz.
Bu amaçlarla; aylık çalışma programımızı ve faaliyetlere ilişkin ilk çağrıları, devamını birlikte getirmek dileğiyle yayınlıyor olacağız.
Derler ki; insanlar da toplumlar da kendi namlarını/geleceklerini kendileri yaratır.
İstanbul Kafkas Kültür Derneği
Yönetim Kurulu
Kasım’11

Sayı : 2011 11