İşçi sınıfının büyük yönetmeni Ken Loach, Torino Film Festivali kapsamında verilen Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü festivali düzenleyen kurumun ihaleyle insan çalıştırmasını protesto ederek reddetti. Loach, yaptığı basın açıklamasında “Bu ödülü kabul etmek ve birkaç küçük eleştiri ile durumu geçiştirmek zayıf ve ikiyüzlü bir davranış olurdu. Beyazperdede belirli bir duruşa sahip olup öte yandan diğer ortamlarda faklı tutumlarla bu duruşa ihanet edemeyiz’ dedi.
Filmlerinde sosyalist kimliğini her zaman öne çıkaran Loach, sıradan insanı ele alarak onun günlük yaşamını, yaşadığı sosyal ve maddi zorlukları tüm çıplaklığıyla ortaya serdi. 6 kez Cannes Film Festival’inde büyük ödül alan yönetmen, 90’lardan sonra Hidden Agenda (Gizli Ajanda), Raining Stones, Nikaragua’daki Sandinist hareketi işleyen Carla’s Song (Carla’nın şarkısı), İspanya iç savaşına katılmış bir İngilizin hikayesi Land and Freedom (Toprak ve Özgürlük), Çaresizliğin umut ile harmanlandığı My Name is Joe (Benim Adım Joe), İngiltere’de demiryollarının özelleştirilmesinin demiryolu işçilerinin üzerindeki etkisini anlatan Navigators (Demiryolcular) gibi filmleri yönetti. Yönetmenin son filmi, 2004 yılında gösterime giren ve Pakistanlı göçmen bir ailenin yaşamını anlatan Ae Fond Kiss`tir.
Ken Loach, 2009 Temmuz ayında Avustralya`nın Melbourne şehrinde gerçekleşen film festivalinde yarışan `Looking for Eric’ filmini festival sponsorunun İsrail olduğunu öğrendiğinde geri çekmiş ve “Şiddet üreten devletin gölgesinde sanat yapılmaz. Sanat savaşa ve yok etmeye değil, barışa ve insanlığa hizmet eder. İsrail, Ortadoğu`daki politikalarını gözden geçirmeli” demişti.
Loach, basın açıklamasında “Festivali düzenleyen Ulusal Sinema Müzesi’nin temizlik ve güvenlik hizmetleri Rear adlı kooperatife verilmiş durumda. İlk olarak maaşlarda kesinti yapıldı. Düşük maaş alanlar, zor durumda olanlar, işlerinden oldu, sebebi ise maaşlarında yapılan kesintiye karşı çıkmalarıydı.
Toplumun zayıf olan bireylerinin, sorumlu olmadıkları bir iktisadi buhranın faturasını ödemesini doğru bulmuyorum.
Bu konuyla ilgili ‘Bread and Roses’ adlı bir film gerçekleştirdik. Nasıl olur da kendi hakları için mücadele eden ve bu sebepten dolayı işlerinden olan çalışanların dayanışma çağrısını duymazlıktan gelirim?” dedi. (http://www.sendika. org/yazi.php?yazi_no=49476)