Türkiye Diasporası Yayınlarından Seçmeler Aralık 2012

0
319

Çerkeslerin Mısır’la ilgileri 

Mısır ve Çerkes Sultanlar

Arap halifelerinden Emeviler ve Abbasiler devrinde Arap ordularında birçok Türkile az miktarda Çerkes askerleri vardı. Bunların bir kısmı Türkistan’dan, bir kısmı Kıpçak ve Kafkasya’dan gelmişlerdi. Disiplini çok seven, çalışkan ve cengaver olan bu askerler Arap Halifelerin daima dikkat nazarlarını çekmişlerdi. Zamanla sayıları çoğalan bu askerlerin içinden birçok komutanlar, valiler, idare adamları yetişmişti.

Bilhassa Halife Elmutasam ve Elmüktefi zamanlarında Bağdat ve Mısır’da bir hayli çoğalmışlardı. Hatta İhşit devletini kuran ve Türk soyundan olan Ebu Bekir Muhammed’in babası Doguç’e Halife El-Müktefihil’at bile giydirmişti. Doguç’un oğlu Muhammed’in Mısır valiliği zamanında Halife Muhammed’e İhşid lakabını kullanmasına müsaade etmişti. Ordu komutanlığında bir hayli yararlıklar gösterdikten sonra nihayet Mısır’a hükümdar oldu. İhşid sülalesi 36 sene hükümdarlık yaptıktan sonra Mısır’ı aslen Faslı olan Fatimiler istila ederek kendilerini Halife ilân etmişler, Abbasi sülalesini de Bağdad’a kaçırmışlardı. Bağdad’a kaçan Abbasiler oradahalifeliklerini devam ettirmişlerdir.

İspanya’da Emeviler Halife bulunduklarına göre bu tarihlerde İslam dünyasında üçHalife hüküm sürmekte idiler. Bu Halifelerin her biri hakiki Halifenin kendisi olduğu, diğerlerinin uydurma Halife olduğu kanaatında idiler. Mısır’daki Fatimi Halifeleri Alevi olduklarından, Fatımilerin son devirlerinde Mısır halkı Alevileşmişti. Diğer memleketler Sünniliğini muhafaza ediyorlardı.

Fatimiler devrinde Mısır’da Türk ve Çerkes askerleri hayli nüfuz sahibi olmuşlardı.Fatimilerin devleti, daha evvel Fas’ta ve Garp Trablusunda (Tripoli) 882 Milâdi (269 Hicri) tarihinde teşekkül etmiş, Mısır’da 969 Milâdi (358 Hicri) yılında hüküm sürmeğe başlamış, 1171 (567 Hicri) yılında sona ermiştir.

Kafkaslı Salahittin Eyyubi Fatimilerin veziri bulunuyordu. Orduyu dirayetile pek güzel idare ediyordu. Fatimilerin son devrelerinde Fatimilerin kuvveti azlıkta, Salahattin’in kuvveti çoğunlukta idi. Bundan faydalanan Salahittin son Fatimi hükümdarı Elmelik Essalihi mağlûp ederek Mısır ve Suriye sultanlığını elinden almıştı. Hutbedede kendi namını okutmuştu. Eyyupluların son sultanı Turan Şah tedbirsizlik, acemilik, şiddet ve sefahet yüzünden herkesi gücendirmiş, askerler 4 Mayıs 1250 senesinde isyan ederek Turan Şahı öldürmüşler, bu suretle Eyyuplular saltanatı da tarihe karışmıştı.

Hükümeti eline alan Aybek MuizLidinillahnamile hükümdarlığını ilân etmişti.Aybek Kafkaslı bir Çerkes olup Birinci Kölemen Devletinin ilk hükümdarıdır. Eyyupluların son devrinde Mısır ordusundaki Kafkaslıların sayısı 12.000 i bulmuş ve bunların ekserisiniÇerkesler teşkil etmişti. Esasen Aybek hükümetide bunlar sayesinde elde etmişti.

Çerkeslerin Mısır’a celbi

Kafkaslıların Hatiler devrinden beri Mısır’a kalbi bir bağlılıkları vardı. Hatta Millî ve Tarihi şarkılarında (Mısır’dan gelen dedelerinden) bahseden cümleler; Mısı rFaraunlarından bir kısmının Kafkaslı olmasını kesinleştirdiği gibi Hati ve Sümerlerle Karabet bu halkayı tamamlıyordu. Mısır’da Hükümdar olan sultanlar; Kafkaslıların cesaret, merdlik, atiklik, binicilik hasletlerine eklenen güzellik ve yakışıklıklarına hayran olmaları onların Mısır’a celpleri için birer vesile olmuş. Amirlerine sadakat ve itaatları kıymetlerini daha çok artırmıştır.

Cengiz ve Moğolların Kıpçak vebir kısım Kafkası işgal etmeleri ile aldıkları esirleri fidyei necat karşılığı ecnebi diyarlarına satmaları Moğollara iyi bir ticaret vesilesi olmuştu.

Mısır’da Hükümdarlık yapan sultanlar Moğollara başvurarak gönderdikleri murahhaslar vasitasile para mukabili aldıkları esirleri veya Moğolların zulmundan kaçan in sanları Mısır’a götürmekte ve o zamanın geleneği olan bu hale hız vermekte idiler.

Ayni’nin (Akdulceman) ve Nuveyri’nin (Nihayetülireb) tarihlerinde Milâdi 1311 (Hicri 711) senesi nihayetlerinde Sultan Elmelik Ennasır Muhammet bin Kalavun’un murahhasları Kafkas ve Kıpçaktan, Hükümdar Toktay’ın yanından dönerlerken yolda Firenkler karşılarına çıkmış ve hepsini esir etmişlerdi. 60 kişi olup satılmak üzere getirildikleri Şam Trablusunda (Tripoli) Firenklerin istedikleri 60.000 dinarı (36.000 Mısır lirası) kimse vermediğinden Tırablus’tan İskenderun yanındaki Ayasa geçmişler(1), orada bu fiata talip çıkmadığından Kıbrıs’a gitmişlerdir. Melik Ennasır bu haberiişidince bu insanları serbest bırakıncaya kadar İskenderiyye limanında bulunan Firenk tacirlerinin hapsine ve mallarının müsaderesine emir vermiştir. Bunun üzerine bir Cenovalı tacir Kıbrıs adasına giderek bunları kurtarmış ve Mısır’a iadelerini temin etmiştir. Bunların Mısır’a gelmeleri 712 rebiileevel ayı idi (1312 Milâdi).

1223 Milâdi tarihlerinde Kafkasya’nın Şimali ile Kırım’da Hükümdar olanCengiz Hanın büyük oğlu Coci Hanın ve çocuklarının devleti zamanlarında Moğollar Kıpçak gençlerini sürü sürü götürüp satarlardı. Fakat Cenevizlerden fazla Venediklileri sevdiklerinden bu ticaret işini Venediklilere hasretmişlerdi. Bu devirlerde Coci Han ve oğulları Asya ve Avrupa arasındaki bütün ticaret yollarını tutmuşlar, bu transit muamelelerini ellerine almışlardı. Bu genç esirler gürbüz, dinç ve seçme insanlardı. Venedikliler bunları kendi gemileri ile Anadolu, bahusus Mısır ve Suriye’ye götürüp satarlar, bol para kazanırlardı. Yapılan tedkiklerde; Avrupa tacirleri Mısıra senede iki bin kadar Rum, Çerkes,Arnavut, Sicilyalı, Tatar, Sırp getirdikleri gibi Osmanlı Türkleri de Macar ve Sırpesirlerini Mısır çarşılarına gönderir ve Sultanlara satarlardı. Bunların içinde Rus, Ermeni ve Kürtte bulunurdu (2).

İbin Fadlullah El Ömeri’nin Kıpçak padişahı Tatar Özbek hakkında yazdığı (Elmesalikvelmemalek fi tercümetissultan Özbek) kitabında:

Hüküm sürdüğü yerlerde Çerkes, Rus ve Kuşha (Asetin) taifeleri vardı. Bunlar mamur şehirlerin ve meyvalı, ağaçlı bahçe ve dağların sahibi, bol hububat ve hayvanat memleketi, bol suların suladığı topraklara malik insanlardır. Kırallarına son derece itaat ile mallarını verdikleri takdirde iyidirler.Aksi takdirde onları yağma ve tazyik eder, birçok zamanlar büyüklerini ve küçüklerini öldürür ve kadın ve erkeklerini hudud dışına tard eder.

Baybars’ın (Zübdetulfikre fi tarihilhicre) (3) kitabında:

Kafkas ve Kıpçaklar hakkında “Vatanlarında, evlerinde 636 senesine kadar otururlarken Kıpçaklıların reisi Menguş ile Toktıbay arasındaki münaferetten istifade eden Cengiz Han oğlu Batu Han üzerlerine hücum ederek halkın birçoğunu öldürmüş, esir etmiş ve esirleri Alanlar (Kuşha) vasıtasilebir çok memleketlere ve oradan Mısır ve Şam taraflarına nakil etmişlerdir. Esirler Eyyuplu sultanların yardımına mazhar olmuşlar. Eyyupluların inkırazında; Türk sultanların himayesine geçmişler ve bu sayede Allanın lutfile İslâm dini ile müşerref olarak memleketinidaresinde büyük amil olmuşlardır.”

Mısır halkı Kıpçak ve Kafkastan gelen bu insanların bidayette hepsini Türk zanederek Türk namını vermişler, sonraları Milliyetlerini öğrenerek bir kısmını Çerkes ve bir kısmını Kürd olarak tarihlerine geçirmişlerdir. Nitekim Mısır’da Elezherde Çerkeslerin teşkil ettikleri Revaka; Araplar Revakuletrak namını yanlış olarak vermişlerdir. Mısır tarihleri umumiyetle bu esirlerin vefakârlığından, şecaatlarından,cesaretlerinden, hareket ve tavırlarının dürüstlüğünden, endamlarının ve yüzlerinin güzelliğinden sitayişle bahsederler. Mısır’ın sultan ve ümerası hep bunlardandı.

713 Hicri (1313 Milâdi) senesinde Mısır ve Şam sultanı El-Melik Ennasır’a, Kıpçak padişahı Özbek Han tarafından murahhaslar gelmiş Özbek Hanın, Yemen,Fas ve Cezayir’de İslâmiyeti yaydığından dolayı Ennasır’ı tebrik etmekte olduğunu, ve Kıpçak memleketinde İslam olmayan bir taife kaldığını, bunların İslâm olmalarını, aksi takdirde onlarla savaşacağını bildirdiğini, kabul etmediklerinden onları hezimete uğrattığını ve sultan efendimize bunlardan bir kısmını adet olduğu üzere hediye olarak gönderdiğini bildirdiler (4).

Sultan Kalavunnun, Kafkas ve Kıpçak ülkelerine sefirler ve adamlar göndererek ora halkını kendi ordusuna ve hizmetine gönüllü girmelerini teklif etmişti. Çerkesler bu senelerde Tatarlarla savaşıyorlardı. Özbek Han tarafından gönderilen takdimeler, hediyeler Kafkas ve Türk halkından idiler. İçlerinde Çerkeslerde vardı.(5)

Cengiz Hanın oğlu Batu Han 1238 M. (635 H.) senesinde cenup Rusya’yı ve Kuzey Kafkası istilâ etmişti. İbnülomeri kitabında (Tatarların;Çerkes, Rus, Macar ve Alanlara (Kuşhalar) yaptıkları istilalarda bu halkların çocuklarını yakalayıp tacirlere sattıklarını) yazar.(6)

1319 M. (719 H.) senesinde Sultan ElmelikEnnasır bir emirname ile Rukiyetin (kölelik) men›edildiği ve hiç bir kölenin bir kimseye satılmamasını bildirmişti.(7).Esirler fidyei necat mukabili satıldığından bu kayitten istifade edemiyorlardı. Nuveyri ve Baybers eserlerinde, 1307 Milâdi(707 H.) senesinde Tatar hükümdarı Toktıbay’dan Mısır’a yolladığı haberlere göre Kırım ve Kefede ve Kuzey memleketlerinde Ceneviz Firenklerinden intikam aldığını ve Tatar çocuklarının bu mıntakalara gönderilmesinin men›i temin edildiğini üzerlerine gönderilen orduyu haber alan Firenklerin gemilerini hazırlıyarak memleketlerine döndüklerini ve Toktubay’ın Bahçasaray ve etrafındaki yerleri yağma ettiği bildiriliyordu.

Abbasilerin ve onlardan sonra Tolonluların ve İhşidlerin, Fatımilerin kullandıkları askerler Türk, Tatar ve Kürtlerden teşekkül ediyordu. Çerkeslerin ilk kullanılmaları Eyyupluların ve Kılavunların devrinde olmuştu. Eyyupluların birlikleri, Çerkes ve Ermenilerden teşekkül ediyordu. (8).

Sultan Ahmet bin Tolon’un damadı Emir Ayazgüç Kuşha Çerkesi idi. Bu zat Eyyuplu Salahittin’in meşhur iki komutanından birisi idi. İkinci komutan Fahrettin Ayaz da Kuban Çerkeslerinden bulunuyordu. (9). İskender ve Yanes gibi Fatımi devletinin vezirleri de Kafkas Ermenilerinden bulundukları gibi idare adamlarından Abulfereç oğlu Abdulgani ile Yahya-el-Ustadar Tiflis Ermenilerindendi. (Bedril-cemali).

Hulâsa: Çerkesler Mısır’a iki sebeple celp edilmişlerdir.

1- Yeni ve kuvvetli bir kan ile ordunun kuvvetlendirilmesi.

2- Tatarlar ve Moğollar tarafından Harp esiri telekki edilen Çerkes gençleri ile kadınlarının Mısır Sultanları tarafından dini, millî ve komşuluk hislerilefidyei necat verilerek kurtarılmaları. (Tolonlular Türkistan ile Hazer denizi arasındaki arazide oturan Türk halkından oldukları gibi. Eyyuplular- SalahittinEyyübi- Kafkasta Tiflis civarında Duvin kasabası Kürtlerinden idiler. Cengiz Moğollarının Türkistan ve Güney Rusya’yı, Kıpçak ve Kafkası zabt etmeleri oradan karışık bir halde hicret eden, esir edilen, zulüm gören, yabancılara satılan bu insanlara karşı duyulan bağlılık ve en nihayet müşterek düşmana karşı his edilen kin).

Mısır Çerkes sultanlıkları devrinde 13 aileden 46 sultan hükümdarlık etmiştir.Aralarına bazı Çerkes olmayanlarda girmiş ise de pek azdırlar.

(1)Bu zamanlarda Ayas Akdeniz’in pek mühim bir iskelesi idi.

(2)Deresat fi tarihelMemalık, Elbahriye. Dr. Ali İbrahim Hasan. Mısır. Kahire

(3)Halen Paris kitaphanesinde bulunan el yazısı.

(4)Nihayetulireb. Elnuveyri

(5)Mısır Velçerakişe. Rasim Rüştü. Kahire 1948.S.37

(6)Kıstaleelmesalık

(7)Hüsnülmuhadara. Essiyuti

(8)Mısır velÇerakise. Rasim Rüştü. Kahire 1948. S. 36 (9)Ayni eser S. 43 Not: Orijinal metne sadık kalınmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz