ABD’nin Çerkes aşkı (2)

0
749

Ne yazık ki düşüncelerini yazarak ifade eden insanlar, en eski ilkel içgüdüyle, fiziksel şiddete dayalı barbar yöntemlerle susturulmaya çalışılmaktadırlar. Gazetemiz yazarlarından Nartan Mefewud’un yazdığı yazıdan ötürü tehdit alması son derece çirkin bir durumdur. Tehditkarlar şunu bilmelidirler ki, varsa karşı fikirleri bunu medenice dile getirmenin yollarını aramalılar, gazete sütunlarımız onlara da açıktır. Yoksa eğer fikirleri, ki öyle görünüyor, yazarımızdan özür dilemeli ve sonra susmalıdırlar. Düşüncenin özgürce ifadesi, evrensel anlamda temel insan haklarından biridir ve demokrasinin gereğidir. Düşüncelerini ifade edenleri susturmaya yönelik her tür tehdit ise özgürlüklere tehdittir aslında.

Jıneps YK


Çerkes Kültür Merkezi Gürcistan Devlet Başkanı’nın 12 Ekim 2011’de imzalanan özel kararı ile kuruldu. 1 Temmuz 2011’de Gürcistan Parlamentosu olağanüstü toplantısında 80 oyla ‘Çerkes Soykırımı kurbanlarının hatırasının ebedileştirilmesi’ ve Çerkes Kültür Merkezi’nin kurulmasıyla ilgili kararı onayladı. Çerkes Kültür Merkezi’nin açılışına katılan Gürcistan Kültür Bakanı Nikoloz Rurua, Çerkesleri öven uzun cümleler kurdu. Soykırım anıtının açılışının Mayıs 2012’de yapılması planlandı. Anıt için Abhazya sınırına yakın Anaklia tatil beldesi seçildi. Türkiye’den de katılımlarla anıt Anaklia’da açıldı.

Çok tartışılan bu sürece gelirken bundan önce düzenlenen konferanslar ve katılımcılar konusunda hepimizin aydınlanması ve üzerinde düşünmesi dileklerim ile sizleri daha önce ve devamında düzenlenen konferanslara götürmek istiyorum.

Örneğin, Tiflis Devlet Üniversitesi’nde yapılan “2014 Soçi Olimpiyatları, Gürcistan ve Çerkes Eko-Kültür Alanı” başlıklı konferansa.

Konferansın önemli aktörleri, iki Amerikalı profesör ve bir Amerikalı Çerkes.

Diğerleri ise Gürcü uzman Gia Nodia ve Amerika’dan Mugammad Kabartai. Türkiye’den bu isimleri, bir kaçı ile birlikte Gürcistan’da çeşitli ziyaretlerde bulunan “Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi” kurucusu ve başkanı Dr. Nusret Baş tanıyabilir. Türkiyeli diğer Çerkeslerin bu isimleri pek hatırlayacağını ve tanıyacağını sanmıyorum. Daha sonraki yazılarda ve aktivitelerde sıkça karşımıza çıkacak olan ABD’li, New Jersey’deki Çerkes Derneği’nin müdavimlerinden olan İyad Youghar. “The Circassian Cultural Institute” (CCI) kurucusu.

Konferansın en önemli iki konuğu ise Çerkes bayrağı ile süslü masanın en ortasında oturan Prof. Brian Williams ve diğer bir profesör, Prof. Walter Richmond.

Prof. Walter Richmond’ı tanıyacak olursak:

Kafkasya ile yakından ilgili bir profesör. “The North Western Caucasus” kitabının yazarı, Arizona Occidental College’de profesör. Arizona’da yaşıyor.

Çerkeslerin soykırım ve Soçi 2014 Olimpiyatları üzerinden hareketlenmesinde, yeni yeni örgütlerin ortaya çıkmasında önemli iki Amerikalı profesörden birisi. Üçüncü bir profesör ise adından henüz yukarda bahsetmediğimiz ve sonra bahsedeceğimiz Prof. Daniel Feierstein.

Walter Richmond, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te yapılan henüz anlamaya çalıştığımız “yeniden inşa” süreci hesapları mı, yoksa Çerkes soykırımının bilim çevrelerinin kabul edilmesi mi bilemediğimiz gayretleri ile “Gerçek, Hatıra, Adalet ve Yeniden İnşa” konulu konferansa tebliğ sunmuştur. Prof. Richmond’un tebliği; “Rus tarihinin açığa çıkarılması: Tiflis arşivleri ışığında Çerkes Soykırımı” başlığını taşımakta idi. Rusya Federasyonu Duma yetkililerine bir rapor sunan Amerika’da yaşayan Çiçek Chek’i ayrı tutarsak, sanırım Walter Richmond’ı “şu bizim Çerkesler” camiasından çok fazla tanıyan olmaz.

Çok sayıda katılımcının olduğu Arjantin’de “Gerçek, Hatıra, Adalet ve Yeniden İnşa” başlıklı konferansa ABD, Polonya, İngiltere, Almanya, Ruanda ve daha birçok ülkeden bilim adamları katıldı. Polonyalılar da konuya vakıf olunca birden Çerkesleri keşfettiler. Hatta bir konferans ta kendileri düzenleyerek konuya katkı sağlamak istediler(!). Türkiyeli Çerkesler, Polonya’da Varşova Üniversitesi’nde 6 Aralık 2012’de düzenlenen “Grigol Paradze’nin 10. Ölüm Yıldönümü Anısına Uluslararası Kafkasya Toplantısı”nı hatırlayacaktır. Jamestown Başkanı Glenn Howard’ın da katıldığı bu toplantı ile ilgili ayrıntılara girmeyeceğim. Ayrıntıları Varşova’ya giden toplantı katılımcılarından ÇHİ sözcüsü Sayın Kenan Kaplan’ın köşe yazılarında bulmanız mümkündür.

Yukarıda bahsettiğim konular uzun yazılara gebe olmakla beraber şimdilik bu yazının konusu Prof. Brian Williams’tır.

Brian Williams, Massachusetts Üniversitesi’nde Tarih ve İslam Tarihi üzerine Profesör. Genç ve dinamik profesörü okulda ders verirken görmeniz çok mümkün değil. İlgi alanı; Ortadoğu, Türkiye ve Asya. Türkiye üzerine makalelerinde (Turkish Volunteers in Chechnya) “Çeçenya’da Türk Gönüllüleri”nden tutunuz, (El Kaide Turka) “Türk El Kaidesi”ne kadar çeşitli makalelerine rastlamanız mümkündür. Bir tarih profesörü elbette birçok konuda araştırma yapabilir, ancak bir profesör Afganistan’da insansız hava araçlarından daha kesin hedefleri belirlediğini, %100 hedef imhası konusunda saha çalışmalarından övgü ile bahsediyorsa o bir eğitimci değildir.

Williams, 2007 yılında Orta Doğu ve Afganistan’da teröristleri izleme görevi dahil bir sürü saha çalışmasında yer aldığını, ayrıca Bin Ladin’in sürücüsü Salim Hamdan’ın Guantanamo duruşmalarında bilirkişi olarak görev yaptığını öğrencilerine gururla anlatıyor.

Kan gölüne dönen coğrafyalarda eli silahlı pozlar veren bu tarih profesörü, Ortadoğu ve Asya’da yaptıklarından sonra görev yeri olarak Kafkasya’yı seçmiştir. Çerkesler için önemli süreçlerin başlamasında ilk işaret fişeğini yakanlardan birisi de bu eli silahlı Amerikalı profesördür. Tiflis Devlet Üniversitesi’nde yapılan “2014 Soçi Olimpiyatları, Gürcistan ve Çerkes Eko-Kültür Alanı” başlıklı konferansı yöneten ve sağına İyad Youghar’ı, soluna Prof. Dr. Walter Richmond’ı alan Brian Williams, bulunduğu toplantıda sözde Çerkes soykırımını ve Çerkeslerin tarihi haklarını savunmaktadır.

Çerkes bayrağı sarılmış masada oturan, El-Kaide operasyonlarında üniforma giyen, CIA ve Scotland Yard için danışmanlık yapan Çerkes dostu (!) Prof. Brian Williams, şimdi Çerkeslere ne yapmaları gerektiğini anlatmakta. Amerikan çıkarları doğrultusunda coğrafyalara yeni “Bahar” lar getiren, sözde demokrasi havarileri, uzanabileceği her Çerkes yapısı ile birlikte organizasyonlar gerçekleşmekte, ele geçiremediği yapılar karşısında ise yeni ve alternatif kurumların oluşması için çok hevesli gözükmekteler. Jamestown Vakfı’nın finansörlüğü, Brian Williams’ın profesyonel tetikçiliği ile Çerkeslerin yan yana anılıyor olması, yeni bir “Kafkas baharı” nın habercisi gibi gözükmekte.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz