Bu yazı gazetemizin bir ay önceki sayısında bu sütunlarda yayınlanan yazının devamıdır. Ilişkilendirilerek okunması gerekir.
Mısır yaradılış efsanesi ve Horus ile Set
Burada aktaramadığımız Mısır yaradılış efsanesini Freeman şöyle yorumluyor:
“Bu yaradılış efsanesi Mısır tarihinin ve inanışlarının çeşitli ögelerini bir araya getirmiştir. Horus ile Set arasındaki çekişme ilk dönemlerin iki devleti arasındaki gerçek bir mücadelenin hatıralarını yansıtırken, ‘aile’Nil boyunca uzanan farklı kült
merkezlerinin ilk tanrılarından oluşmuş bileşik bir yapıdaydı. Bu, Mısır’ın doğal bir birlik olmadığını gösterir” (Freeman, s. 25)
Set klanının Mısır’a yabancılaşması
Freeman’ın da belirtiğig gibi krallığı ele geçiren Aha-Man klanıyla krallık üzerinde hak iddia eden Set/Sit klanı arasındaki mücadele Mısır mitolojisinde açık bir şekilde gözlemlenebilmektedir. İki klan arasındaki iktidar mücadelesi nedeniyle tanrı Set, Mısır’a her gün biraz daha yabancılaştı, bu tanrıya tapanlar Mısır’da küçük görülmeye başlandı. Yunanlı rahip Plutarkos’un belirttiğine göre, Set’in kızıl sarı saçları vardı ve temsil eden hayvanı da eşekti. Bu nedenle Mısırlılar eşekten tiksinir, eşek sesine benzediğinden trompet sesini dinlemeyi günah sayar ve bazı şenliklerde, “gerek kızıl sarı saçlı kimselerle alay ederek, gerek bir eşeği uçurumdan aşağı atarak onu aşağılarlardı” ( Plutark, s. 47)
Bütün bunlara ragmen Set inancı hiçbir zaman ortadan kalkmadı, Ramses adını taşıyan krallar döneminde yeniden önem kazandı. Bu nedenle Ramseslerin Set (Sut, Sit) klanıyla ilişkilerinin de araştırılması gerekir.
Sutekh adlı bir tanrı
Öyle görülüyor ki Set’e tapan klanlar ağırlıklı olarak deltanın doğusunda yaşıyorlar, hayvancılık ve avcılık yapıyorlardı. Bu halklar, yine hayvancılık ve avcılıkla geçinen göçebe Şami kabileleri ve Sümerlerle diğer Mısır kabilelerine göre daha fazla ilişki içerisindeydiler. Deltanın doğusunda yaşayan bu halkın taptığı baş tanrı da “Sutekh, Setekh, Setesh” adını taşımakta ve Set ile aynı özellikleri göstermektedir.
Seth, Sid ve Posedon aynı tanrıdır
Martin Bernal’e göre,“Seth ile Posedon arasında çarpıcı paralellikler” vardır; Seth ile Sidon kentinin tanrısı Sid ve Yunan tanrısı Poseidon özdeşleşti: “Poseidon için önerdiğim köken açıklaması p(w) ya da Pr Sidon (Sidon’un adamı ya da Sidon sülalesinden). Sidon’un (Sayda) korucu tanrısı olan Sid, ismini şwd (avlamak) kökünden alıyordu. Sid, avcılık, araba ve deniz tanrısı idi. Nitekim semantik uyum mükemmeldir” (Bernal, s.124)
Set ile özdesleştirilen ve Sidon kentinin koruyucusu olan tanrı Sit, Ubıkh halkının Sid klanıyla aynı adı paylasmaktadır. Adıgelerdeki Sıd klanı da benzer bir çağrışım yapmaktadır. Ayrıca “Sıd” sözcügünün Adıge dilinde “eşek” anlamına gelmesi de eseğin Set’in hayvanı olması bakımından dikkat çekicidir.
Set/Sit adlı tanrı, esk bir tanrıça olabilir
Yunanlıların “Isis” adını verdikleri tanrıçanın Eski Mısır dilinideki adı Aset ya da Asi’dir. (Ana Britanica, cilt 16, s. 427) Merlin Stone da, “Set’e yakıştırılan en eski kimlik, bir kadın kimliği olabilir; ya da bu cilalıtaş Çağının kobra Tanrıçası, Yüce Yılan Ua Zit’le baglantılı olarak, bir biçimde Tanrıça dininin simgesi de sayılmış olabilir” tespitlerini iyapar. (Stone, s.118)
“Set/Sit” adının ana tanrıçayla ilişkilendirilmesi konumuz açısından çok önemlidir. Çünkü Nart Mitolojisinde Nartların annesi “Satana/Setana” adını taşır. Bu ad da halen Adıgeler tarafından “Setenay” biçiminde dişil ve etnik bir ad olarak kullanılır.
Set sözcügünün Mısır dilinde “ece” ya da “prenses” anlamına gelmesi de dikkat çekmekte ve Adıge etnik adı “Janset”i çağrıştırmaktadır. Dişil bir ad olan Janset’in anlamıyla Set sözcügünün Mısır dilindeki anlamı arasında tam bir uyum vardır.
Seth le Ademin oğlu Sit
Ortaçag Hıristiyan mitlerinde Seth, Adem’in oğlu olarak kabul edildiği gibi, Henrik Ibsen de, Seth’i Habil’in yedeği olarak kabul eder (Mit. Söz. Cilt 1, s. 220- 429-461). Başka deyişle Kutsal Kitap’taki Adem’in oğlu Sit ile ve Seth özdeşleştirilir.
Sümer metinlerinde görülen Mısır ve Set’le ilişkili halklar
Adab asıllı Sümer kralı Lugalannemundu ile ilgili MÖ 2600 yılı kadar eski bir metinde Sümer’in komşusu “Suti” ülkesinden söz edilmektedir. Hakkında adından başka bir şey bilinmeyen ve Ubıkh-Sadsuva kabilesinin Sid/Sit klanıyla aynı adı taşıyan “Suti” halkının ülkesi “Orta bölgede ve güneydedir.” Ülke toprakları, Eanna (Erek krallığının eski adı) ülkesi inin topraklarıyla içiçe ya da bu ülkeye çok yakındır. (Kramer, s.76) “Suti” halkının yaşadığı bölgede ya da bu ülkenin güneyinde simdiki Yemen ülkesinde MÖ 1500 yıllarında Abaza Maan (Magan/Magan) klanıyla aynı adı taşıyan bir devlet kurulmustur. Yine, arkaik dönemlerde aynı bölgede yaşayan “Seba” halkıyla ortak bir ad taşıyan Seba/ Sıba klanı Abazalar arasında halen yaşamaktadır.
Sümer tabletlerinde çokça adı geçen “Magan Ülkesi” Mısır’la özdeşleştirilmektedir. Kramer, Sümer kralı Naram-Sin’in yendiği Magan kralı Manium’un, bazı akademisyenler tarafından Mısır’ı birlestiren Menes olarak teşhis edildiğini belirmekte
(Kramer, s.89), daha sonraki dönemlerde isimlerde bir kayma oldugu varsayımını kabul etmemekte ve pek çok uzman gibi Magan adıyla Mısır’ın, Meluhha adıyla Etiyopya’nın kastedildiği görüşünü benimsemektedir. (Kramer, s.364-365)
Meluhha halkıyla özdeşleştirilebilecek bir klan da Abaza ve Adıgeler arasında Luh/lukh (Kabardeylerde Yelukh) adıyla varlığını sürdürmektedir.
Sümer metinlerindeki halklarla ilgli görüşümüz
Sümer metinlerinde anılan Magan, Meluhha ya da Suti gibi ülkeler ve halklarla ele aldığım konuyla ilişkisi nedeniyle ve konunun sınırlılıkları içinde ilgilendigimi belirtmek istiyorum.
Bu sınırlılıklar kapsamında belirteyim ki, ilkçağ belgelerinde sıkça görülen Magan halkını bir yere konumlandırmak çok zor olduğu gibi halkın çeşitli kolları bulunduğundan ve aralarındaki i ilişki de koptuğundan çok doğru da değildir. Ancak, genel olarak, Sümer tabletlerindeki “Magan Ülkesi”nin Mısır’la özdeşleştirilmesini ben de doğru bulmaktayım. Sümer kralı Naram- Sin’in yendiği Magan kralı Manium’u, “Mısır’ı birleştiren Menes” ile özdeşleştiren görüşe isie katılamıyorum. Magan kralı “Manium”un ülkesi, daha büyük olasılıkla Maganların diğer bir kolunun ülkesi olan “Umman” olmalıdır. Meluhha ülkesinin ise Indus Vadisi’nde bulunması daha büyük bir olasılık gibidir (Bottero, s. 41).
Şunu da belirteyim: Sümer metinlerindeki Magan ülkesinin Mısır olarak kabul edilmesi, Mısır’ın efsanevi kralı Menes önderliğinde Mısır’ı fethederek birleştirien ve Eski Mısırlıların Shemsu Hor, bilim adamlarının Aha-Man adını verdikleri halkın “Magan/Magan” olarak kabul edilmesi anlamına gelir.
Diğer yandan Maganlar, Hurrilerin bir koludur. Bilindiği gibi Hurri halkının bilinen en eski yurdu Van Gölü çevresindeki Hurum Dağı’ydı. (Kramer, s.378) Asur kralı 2. Sargon dönemindeki metinlerde Van Gölü’yle Urmiye Gölü arasındaki bölgede yaşayan “Mannai” halkından söz edilmektedir ki bu halkı da Maganlarla özdeşleştiriyorum. Büyük bir olasılıkla Hurriler ve Maganlar, Aratta ülkesiyle de ilişkiliydi. (Kramer, s.363)
Ayrıca, Mısır’da yaşayan ve Set’e tapan klanı, Maganlara akraba ve aynı soydan Sid halkıyla özdeşleştiriyor, Sümer tabletlerinde adı geçen “Suti” halkını aynı halkın bir kolu, “Sutekh/ Setekh” adlı tanrıyı bu halkın taptığı bir tanrı sayıyor ve bu halkın Sidon kentini kuran halk olduğunu ya da adı geçen kent i Hiksoslarla birlikte gelen Sid klanının kurduğunu düşünüyorum.
Sonuç
Yukarıdaki tespitlerden anlaşılacağı gibi, “Set/Sit” adlı tanrı Kafkas asıllı Sadsuva halkının bir tanrısıydı ve Mısır’a da bu halk tarafından getirilmişti ve bu halk yalnız Mısır’da değil, Sümer’e komsu olarak Arabistan yarımadasında da yaşıyordu.
Mısır’ı işgal eden Hiksos halkı bu tanrıya tapıyor ve özellikle de bu halkın arasında bulunan Sid klanı aynı tanrıyı ata tanrı olarak ululuyordu. Ortadoğu’yu işgal ettikten sonra Mısır’ı egemenliğine alan Hiksos halkı, aslında Mısır’daki bir tanrıyı değil, kendi tanrısını yüceltti, dünyadak i diğer örneklere paralel bir şekilde öz tanrısı Set’i baş tanrı olarak ululadı.
Özetle söylemek gerekirse, Set’in Hiksoslar tarafından baş tanrı olarak kabul edilmesi Hiksosların Kafkas halklarıyla ilişkisini gösteren bir kanıttan başka bir şey değildir.
KAYNAKÇA
Charles Freeman, Mısır, Yunan ve Roma,
Ankara, 2010.
Jean Bottero, Eski Yakındogu- Sümer’den
Kutsal Kitap’a, Ankara, 2005.
Martin Bernal, Kara Atena, Istanbul, 2000.
Merlin Stone, Tanrılar Kadınken, Istanbul,
2000.
Plutark, Isis ve Osiris, Istanbul, 2006.
Samuel Noah Kramer, Sümerler, Istanbul, 2002
Sayı : 2013 04