Sömürgecilerin Kafkas-Rus savaşlarındaki tavırları

0
2237

Kafkas Rus savaşları devam ederken dönemin kıta Avrupa’sını elinde tutan devletlerden İngiltere’yle Fransa, sömürgelerin yağmalanması sayesinde büyük servetler edinmiş, dünya pazarlarını ele geçirmiş, zenginleşmişlerdi. 18. yüzyılın ortalarında Uzak Doğu’nun zenginlikleri ve Hindistan pazarı için İngilizlerle Fransızlar aralarında çekişmeye başladılar. Bu çekişmede (1757’de) Hindistan yerli prensleri İngilizlerle işbirliği yapmış, Fransızlar yenilmişlerdi. İngiliz sömürgeciliğinin akınına uğrayan Hindistan halkı, açlık ve yoklukla karşı karşıya kalmıştı. O yıllarda İngilizler iş aletleri ve makinelerle kumaş üretimini başlatmış, Hindistan’ı ele geçirmişlerdi. Aynı dönem Rusya’da buharla çalışan araç gereçler geliştirmişti. Ucuz iş gücüyle Rus halkı sömürülüyordu. İngiltere, Fransa, Hollanda, İspanya kıtalar arası sömürgeleri yağmalıyor, sömürge savaşları yürütüyordu. Hindistan ve Kanada’daki sömürge savaşlarında yenilen Fransa, Mısır’a savaş açmıştı. Napolyon: “Mısır’ı elinde tutan Hindistan’a egemen olur” demişti. Rusya ile Osmanlı aralarında anlaşma yaparak Fransa’ya savaş açmışlardı. (1789) 1805’ten başlayarak 1812’lere kadar Fransa’da Napolyon ordusu İtalya, Prusya, İspanya karşısında güç kazanmış, Rusya’ya girmişti. Fransa, Moskova’yı Napolyon’la ele geçirmek istemişti. Sonunda Napolyon ordusu Ruslara yenilmişti. Fransız yenilgisinin ardından Rusya, hem Paris’e hem de Kuzey İtalya’yı elinde tutan Fransa’ya karşı İtalya’ya girmişti.

Avrupa’dan Afrika’ya, uzak Asya’ya sömürge savaşları devam ederken güçlenen Rusya yanına Avusturya ile Prusya’yı da alarak 1815’de “Kutsal Birlik” adında Çarların egemenliğini savunan bir birlik kurdu. Daha sonra öteki sömürgeci Avrupa devletleri (Fransa, İngiltere, Almanya) bu birliğe katıldı. Kurulan “Kutsal Birlik” gerici, zorba bir birlikti. Dünya ve Avrupa yoksullarının mücadelesini ezmeye, bastırmaya, onları sömürmeye yönelik bir birlikti. Pek çok yerde pek çok saldırılar gerçekleştirdi. Bu gerici birlik içinde yer alan Fransa; 1820 – 1823’de İspanya ilerici hareketlerini bastırmak için İspanya’ya sayıları yüz bini bulan ordu gönderdi. 1830’da ise Fransa Kralı, 1789 kazanımlarını ve özgürlükleri kaldırdı. 1848’de ise Paris Barikat savaşlarını yürüten yoksulları Fransız burjuvazisi “Kutsal Birliğe” bağlı sömürgecilerle ortak hareket ederek karşı-devrimle bastırdı, İmparatorluk yönetimine geri döndü. Avusturya ise, İtalyan halkının özgürlük mücadelesini bastırmak için İtalya’ya ordularını gönderdi. Avrupa sömürgecileri; izleyen yıllarda Halk Hareketleriyle, Devrimci İşçi Hareketlerini her defasında “Kutsal Birlik” dedikleri “Kralcı Birliklerle” bastırdılar.

Rusya pek çok dönem, kendi içinde halkları köleleştirmiş katliamlar gerçekleştirmişti. Daha 1819’lardan başlayarak 1825’lere kadar Rus yönetim karşıtları olan “Dekabristler” adıyla tarihe geçen ayaklanmalar başlamıştı. Kölelerin özgür bırakılmasıyla, anayasal bir yönetim isteyen Rus liberal subayları ayaklanmışlardı. Ayaklanmanın 5 önderi idam edilmişti. Dekabrist önderlerden Riliev ikinci kez ipe çekildiğinde: “Uğursuz devlet, daha adam asmayı bile beceremiyor” demişti.

Rusya, Baltık denizinden, Büyük Okyanusa kadar bölge halklarını yönetimine bağlamıştı. Kendine bağlı ailelere (soylulara) büyük toprakları bölüştürmüştü. Çarlık “Ezilen Uluslar Hapishanesi” adıyla anılmaya başlandı. O yıllar gelişen fabrikalarda sanayi ile birlikte Rusya merkezli kapitalizm hızla büyüyordu. Kapitalist üretim ilişkileri yaygınlaştıkça, boğaz tokluğuna çalışan köylüler, fabrikalara hücum ettiler. Kapitalist sınıflar karşısında ücretle yaşamını sürdüren yeni işçi sınıfı da Rusya’da tarihteki yerini alıyordu. Kapitalistlerle feodaller arasında siyasi gücü ele geçirme rekabeti başlamıştı. Aralarındaki rekabette fatura işçilere, yoksularla, topraksız köylülere kesiliyordu. Zor durumda yaşayan köylülerle, işçiler birleşmişlerdi. “Ezilen Uluslar Hapishanesi” olan Rusya’nın değişik bölgelerinde ezilen halklarla, ezilen uluslar, ulusal ve sosyal kurtuluş hareketleri başlattılar. Yaşam koşulları çetin olan en alt katmanları oluşturan Rus işçi sınıfıyla birlikte tüm ezilen milliyetlerin ve azınlık halkların işçileri Çarlık iktidarına karşı örgütlendiler. Sayısız ayaklanmalar başlattılar.

Kafkasya’da ise, Rusya işgal savaşları yürütüyordu. Çarlık ordusu savaş deneyimi kazanmış seçme birlikleriyle, acımazsız ordu komutanlarını Kafkasya’ya göndermişti. Rusya, Kafkas dağlarının güney ucunda egemenlik kurduktan sonra bir baştan bir başa Kafkasya’yı kuşattı. Birbirlerinden dağınık halde dağların vadilerine yerleşmiş Kafkas halklarının ortak kültürleriyle, binlerce yıllık varlığını, yok etmeye başladı. Kafkasyalılar, bu denli güç kazanmış, büyümüş Rus ordularına karşı yüzlerce yıllık kök salmış direnişler geliştirmiş, topraklarını savunmuşlardı. Başlarda Kafkasya halklarının mücadelesini destekler gözüken (!) İngilizler ise, Rusya’nın Kafkasya işgaline artık “tarafsız” kalmaya başlamışlardı. Bu durum aslında Rus işgalini onaylamaktı. Çünkü o sıralar uzak Asya’nın malları artık Kafkasya üzerinden değil yeni açılan Süveyş Kanalı üzerinden batıya taşınmaktaydı. İngiltere giderek Rusya’yı sessizce destekledi. Rusya’nın Osmanlı devletine egemen olmaması için İngilizler, Kafkasya’yı Rusya’ya feda etmişlerdi. Fransa ise, Rus işgaline arka çıkmıştı. Fransa’ya, İngiltere’ye borçlu olan Osmanlı ise, Ruslar karşısında artık saf dışı kalmış “mecalsiz” düşmüşlerdi. Çerkesler, yazgılarıyla baş başa kalmışlardı.