Kahvesini, sadece orada içebilirim…
Ne güzel mantarla taşınıyor, bir zamanlar amfora ile taşındıkları gibi… …
Birinciden izin almışlar, ikinciden izin almışlar…
İki ada önlerine gelmiş…
İçi amfora dolu, kanat takmış o dümenli…
Bir amfora bitmiş, bir ada önünde…
Bir amfora daha bitmiş, bir başka ada önünde…
…
Amfora kırılmış, tadını almış deniz üstünde ki o gezgin toprak parçası…
…
Bir toprak parçasına yetmemiş, tadını almış ada önlerinde paramparça olan…
Bir toprak parçası kırılmadan, bir başka ada sofrasında açılıyor, kırılsa bile şişe, tadını almıyor…
…
Kırılmayan o şişe, sadece havasını saklıyor içinde…
Bir ada sofrasında, bir cam kadeh ile savaşamıyor, okyanus solumuş o mantar…
…
Bir ‘Çegem Kahvesi’…
Bir ‘Çegem Şarabı’…
İkisi de paylaşınca tadını veriyor…
Sayı:
Yayınlanma Tarihi: 2014-04-10 00:00:00