“Siyasi irade Medet Önlü cinayetini unutulmaya terk etti”

0
429

Kafkasya Forumu (KF) ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Taksim Hill Otel salonunda ortaklaşa bir basın toplantısı düzenledi.

“Siyasi irade Medet Önlü cinayetini unutulmaya terk etti”

Kafkasya Forumu (KF) ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Taksim Hill Otel salonunda ortaklaşa bir basın toplantısı düzenledi. 16 Nisan’da gerçekleştirilen, “Medet Önlü İçin Adalet” başlıklı toplantının açılış konuşmasını yapan Alper Kahraman, “Geçtiğimiz sene 22 Mayıs'ta Ankara'da son derece planlı, profesyonel bir cinayet işlendi. Medet Önlü bu suikastta hayatını kaybetti. Basın özellikle dramatik boyutuyla olaya ilgi gösterdi. Tesadüfen ortaya çıkan delillerle, en azından operasyonu gerçekleştirenlerin teşhis edildiği ve cinayetin çözüldüğünü, olaydan sonraki bir kaç hafta içerisinde hep beraber izledik. Bu noktadan sonra medyanın ilgisi azaldı. Bu olay, emniyet ve yargının ve siyasi iradenin vicdanına kaldı. Maalesef aradan geçen 11 aylık süre içerisinde, hala dava dosyası tamamlanmış veya bir dava açılmış değil. Önlü ailesi yaşadığı hayal kırıklıyla bir kampanya başlattı ve destek çağrısında bulundu. Kafkasya Forumu ve İHD olarak çağrıya yanıt verip kampanyaya dahil olduk” dedi ve sözü İHD İstanbul Şube temsilcisi Meral Çıldır’a verdi. Çıldır, konuşmasında şunları söyledi: “Biz insan hakları savunucuları ne yazık ki yine bir adalet arayışı için bir araya geldik. Hrant için adalet dedik; Sevag, Musa Anter, Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol için adalet dedik; 472 haftadır Galatasaray Meydanı'nda yakınlarının kemiklerini arayan Cumartesi Anneleri, Roboski, iş kazalarında ölen işçiler, Gezi Parkı direnişinde hayatını kaybedenler, Konca Kuriş, Zirve Yayınevi katliamı, Madımak, Maraş katliamları için adalet dedik… Liste ne yazık ki uzuyor, uzuyor…

Bugün de 22 Mayıs 2013'te Ankara'da öldürülen, bir cinayete kurban giden Medet Önlü için adalet diyoruz. Umarım bu adalet talebimiz Medet Önlü'yle son bulur. Önlü ailesi İHD’ye başvurup çağrılarına destek talebinde bulundu. Bu çağrıya cevap verdik. İnsan hakları savunucuları olarak yanlarındayız. Hukuk süreci başladığında ya da başlatılması için verilecek her türlü mücadelede aileyi destekliyoruz. Medet Önlü cinayetinin aydınlatılmasını, cinayet sorumlularının bir an evvel bulunup yargı önüne çıkartılmasını talep ediyoruz.”

Emniyet bu olayın yaşanmasına göz mü yumdu?

Daha sonra sözü alan Medet Önlü'nün kızı avukat Zalina Önlü, bir yıl içinde herhangi bir ilerleme sağlanamadığını belirtip; “Bunu ilgili birimlerle, emniyetle görüştüğümüz zaman, uluslararası bağlantıları olan siyasi, karmaşık bir olay olduğunu gerekçe göstererek, böyle bir olayda bir yılın uzun bir süre olmadığını söylüyorlar. Fakat olayın ilk günlerinden itibaren bizi ciddi şüpheye düşüren konular var. Öncelikle, dış bağlantıları ile siyasi nitelikli bir suikast söz konusu olmasına rağmen, Medet Önlü cinayeti sanki çok sıradan bir olaymış gibi kamuoyuna yanlış bilgiler verildi. Örneğin olayın ticari niteliğine vurgu yapılıp olay çarpıtılmaya çalışıldı. Ne hükümetten ne de devletin diğer ilgili birimlerinden resmi ya da gayri resmi hiç bir açıklama yapılmadı. Emniyet aşamasında da medyaya birçok kafa karıştırıcı bilgi sızdırıldı. Tetikçinin yurt dışına kaçtığı gibi aslı olmayan haberler medyada uzun süre yer aldı. Daha sonra derin bir sessizlik oldu. Biz 6-7 ay boyunca olayın çözüleceği umuduyla inancımızı koruduk ve bekledik. Fakat on bir ayı doldurmak üzereyiz ve herhangi bir ilerleme söz konusu değil ne yazık ki” dedikten sonra daha önceki Çeçen cinayetlerini hatırlattı ve sorular sordu: “Yine bu hükümet döneminde İstanbul'da çeşitli Çeçen cinayetleri oldu. Bu suikastlar, Medet Önlü suikastı ile içerik bakımından paralellik, benzerlik taşısa da çok önemli bir farkı var. Medet Önlü Türk vatandaşıydı. Bu noktada bizi şüpheye düşüren şu konular var:

-Acaba devlet ya da devletin ilgili birimleri, yetkili kişiler, emniyet, istihbarat bu olayın yaşanmasına göz mü yumdu?

-Bu devlet kendi ülkesinde kendi vatandaşını korumaktan aciz mi?

-Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Rusya Federasyonu arasında çeşitli birimlerin ya da kişilerin, yapıların, gizli servisler arasında yapılan bir anlaşmanın bir pazarlığın sonucu mu bu suikastlar?

Bunları gerçekten merak ediyoruz.”

Soruşturma aşaması ile ilgili de bilgi veren Önlü: “Soruşturma bugüne kadar özel yetkili savcılık tarafından yürütüldü. Bu birimler kaldırıldıktan sonra ‘Anayasal düzene karşı işlenen suçlar’ bürosunda başka bir savcıya devredildi. Soruşturmaya kısıtlılık kararı getirildiği için dosyaya ulaşımımız engellendi. Kısıtlama kararına rağmen sınırlı da olsa inceleme yetkimiz hukuken var. Örneğin tutanak niteliğindeki belgeleri inceleyebilmemiz gerekiyordu. İzin verilmedi. Yalnızca bir adli tıp raporu paylaşıldı. Bu şekilde bütün hareket alanımız engellendi. Savcılık tarafından bize hiçbir bilgi verilmedi. Bundan sonra umuyoruz soruşturma aşamasında bazı ilerlemeler kaydedilir. En azından biz de bilgi sahibi olabiliriz.”

Delil karartma yöntemleri uygulanmaya başlandı

Kafkasya Forumu sözcüsü Alper Kahraman; basın bildirisinde konuyu izleyenleri şaşırtacak kadar çok net ifadelerin yer alma nedenini, yaşanan sürecin bildirideki iddiaları doğrulaması olarak açıkladı.

“Sizlere bu süreçle ilgili neden bizim bu kadar net bir ifadeyle bu cinayetin üzerine gittiğimizi, neden bu kadar eleştiren bir tutum içerisinde olduğumuzu anlatmak istiyorum” diyerek suikasta dair önemli bilgiler aktardı: “Öncelikle, tetikçinin, muhbirlerle izlenen bir mahallede yakın çevresine cinayeti işleyeceğine dair bazı cümleler kurduğunu biliyoruz. Bu kadar yakinen izlenen, muhbirlerin çok olduğu bir mahallede bu suikastın önlenememesini anlamlı buluyoruz. İstihbarat zaafiyeti öne çıkıyor. TBMM, Başbakanlık, Genel Kurmay Başkanlığı gibi çok kritik, yüksek düzeyde koruma gerektiren ve korunan binaların bulunduğu bölgeye çok yakın bir bölgede işlendi bu cinayet. Kamera ve takip imkanlarına rağmen bu cinayetin gündüz gözüyle işlenip, failinin rahatça, elini kolunu sallayarak çıkıp gitmesi, Ankara'yı terk etmesi ve sırra kadem basması bugünkü teknik koşullarda mümkün değil.

Tetikçi Murat Aluç'u suikast noktasına taşıdığı kamera kayıtlarıyla belirlenen şoförünün, sadece şoförlüğünü yapmadığını, suç ortağı olduğunu, hatta yönlendiren isim olduğunu polisten sızan bilgilerden öğrendiğimiz Ömer Peltek'in gözaltına alınıp serbest bırakılması kabul edilebilecek bir hareket değil. Cinayet mahalline katili taşıyor, ‘benim bundan haberim yoktu’ dediği için delil yetersizliğinden serbest bırakılıyor. Hemen sonrasında keşfi de beraber yaptığı ortaya çıkıyor. Tetikçi Aluç'la ilgili daha sonra mahalleden ve çevreden gelen bazı ihbarlar oluyor. Polisten sızan bilgilere göre iptal edilmiş operasyonlar var. Kuşku uyandıran bir durum. Yine polis kaynaklarından, cinayetin çözümünün ancak siyasi bir destek ve güçlü bir profilin bu soruşturma sürecinin arkasında durmasıyla mümkün olacağına dair ifadeler geliyor. Suikastin azmettiricisi Rızvan Espulatov'un nerede olduğunu hükümet biliyor ama hiçbir diplomatik girişimde bulunmuyor.”

Kahraman bu açıklamalardan sonra yetkili birimlerin olaya yaklaşımını değerlendirip endişelerini ve kararlılıklarını paylaştı:

“Tüm deliller dört hafta içerisinde toplanmış olmasına rağmen aylar sonrasında dava dosyası tamamlanıp savcıya iletilebildi. Savcı tarafından iade edilerek, çok alıştığımız o delil karartma yöntemleri uygulanmaya başlandı.

Medet Önlü esasında AKP hükümeti ve aklınıza gelecek pek çok profilin yakından tanıdığı bir isimdi. Buna rağmen hükümet kanadından veya dışişlerinden herhangi bir açıklama yapılmadı. Siyasi irade bu olayı unutulmaya terk etti. Bütün bunlar bize bu ülkede son derece tanıdığımız bir zihniyeti hatırlatıyor. Biz de buradan bu zihniyetin karşısında durduğumuzu, sorumluların karşısına çıkacağımızı ilan ediyoruz. Eğer birileri ulusal çıkarlar veya iç çatışmalar bahanesiyle insanlarını pazarlık malzemesi haline getirip, masalarda değiş tokuş edebileceğini veya göz yumdukları cinayetin, iş birliği yaptıkları cinayetlerin artık 'devletin âli menfaatleri' iddialarıyla gözardı edilebileceğini, bu toplumun bunu hazmedebileceğine inanıyorlarsa bu konuda çok yanılıyorlar. Biz bu davayı sonuna kadar takip edip, bu cinayeti işleyen, destek olan ve göz yumanların tamamının sonuna kadar peşinde olduğumuzu buradan duyuruyoruz.”

 
 

Sayı :

Yayınlanma Tarihi: 2014-05-10 00:00:00