EYLÜL
IОНЫГЪУ (ONIĞU)
(Diğer bir adı: ‘Bjıhap: бжыхьап’ – N. Şora)
Anlatılanlara göre tarladaki ekinin toplanması, harman edilmesi için dokuzuncu ayda yapılan hasatı (Ğajöe – гъажъо) ifade eder. Buna Şapsığlar ‘fığo’ (фыгъо), Kaberdeyler ‘xu’ (ху) der. A. Kornilov’un yazdıklarına göre ‘Çin bu kültürün vatanı ama Avrupa’ya Karadeniz kıyılarından gitti.’
Hasatın (ГЪажъо, фыгъо, ху) Çerkeslerin kadim kültüründe olduğunu şu örnekler anlatmaktadır:
1) Sonraki dönemlerde halkımızın hayatında büyük öneme sahip olan mısırın adı (mısırla Çerkeslerin tanışması darıdan sonradır-çevirenin notu) fı’dan (фы: darı, akdarı) türediğidir.
2) Taneleri olan, başağı olan bütün bitkilere fışha (фышъхьэ: akdarıdan türetilmiş olması muhtemeldir –çevirenin notu) denir.
3) Kıymet verilen yemek davetlerine de konu oluyor: ‘Bir diş fıgu bile yiyemedim’ (фыгукlэ с|уфагъэп) gibi…
4) Şapsığların, hantseguaşe gezdirirlerken söyledikleri şarkılardan en büyük tasalarının tarladaki ekin olduğu anlaşılıyor.
Bu örneklerden yola çıkarak; insanların hayatları için önemli olan tarladaki ekinin hasat zamanı dokuzuncu ayın günlerine denk geldiği için ayın adına “ГЪажъо – фыгъо – ху” denmiş.
ГЪупчъэдэх (Orak çıkarma) – GELENEK – XABZE
Мэшlодз Сэрби’nin (Meşodz Serbi) yazdıklarına göre tarladan, harmandan gelen erkekler ev hanımının boynuna orağı asarlarmış. Sofrayı hazırlayıp herkesin karnını doyurana kadar kadın orağı boynundan çıkaramazmış.
Хамэ lумыф: Bu da geleneklerimizden biridir. Bu geleneğe göre yeni üründen ilk önce en yakın akrabalar yemelidir. Sonrasında ürün verilse de takas yapılsa da sorun değildir.