Bülent Uluer (HDP Milletvekili Aday Adayı): “Biz de becerebiliriz…”

0
601

-Neden HDP aday adayısınız?

-“Çerkes Solu”ndan aday olmam için Çerkes sosyalistler ve Çerkes arkadaşlarım tarafından teklif aldım. Bunların içinden HDK MYK’den Çerkes sözcüsü Ümit Örten ve HDP İl Yöneticisi Çerkes Cemal Demirok benimle görüştüler ve aday adayı olmamı önerdiler. Ben de bu adaylığı kabul ettim.

HDP, siyasi görüşlerime en yakın olan oluşum. Ezilenlerin ve “Hayır!” diyenlerin partisi olarak görüyorum ve kendimi de bir Çerkes olarak kabul ettiğim ve Çerkesler HDP içinde “Hayır!” diyen bir kesimi ifade ettikleri için bana en yakın olanın HDP olduğunu düşündüm ve bu nedenle de aday adayı oldum.

-Diğer partileri veya bağımsız adaylığı neden düşünmediniz? Diğer partilerden Çerkes aday adaylığını ve bağımsız adaylığı değerlendirir misiniz?

-Diğer partilerden neden aday adayı olmadığımı yukarıda açıklıkla söyledim. Daha açık ifade edecek olursak HDP’yi kendime daha yakın olduğumu hissettiğim için, orada daha iyi politika yapma şansım olduğu için, diğer ezilen kesimlerle daha yakınlık kurarak daha yakın bir platform oluşacağı için onlarla olmayı seçtim. Diğer partilerden ya da bağımsız Çerkes aday arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum. Onların tercihleri öyle, benimki de bu yöndedir ve böyle olmuştur.

-Gazete yayınlandığında muhtemelen netleşecektir ama soralım yine de, aday adaylığından adaylığa geçebileceğinizi düşünüyor musunuz?

-Bunu parti bilir. Zaten benim prensip olarak ilkelerim şöyledir: Çok küçük yaştan bu yana örgütlü yaşamış birisiyim. Örgütlü bir insandan da nasıl yararlanılmak istendiğini de bilirim. Siz bir parti tarafından talep edilirsiniz, ya da siz bir partiye talepte bulunursunuz. Bunu partinin yetkili organları değerlendirir, siz de bu değerlendirmeye katılırsınız. Burada şunu söylemek mümkün değildir; “Ben değişmez birisiyim. Benden başka birisi bu işi yapamaz!” Örgütler değerlendirir ve bu insanlar da örgütün değerlendirmesini kabul ederler. Şurasında ya da burasında aday olmak ya da şurasında burasında partinin yöneticisi olmak gibi düşünce, örgütlü bir insanın prensibi olamaz ve bu prensibi hiçbir zaman kabul etmem. Şunu da söyleyeyim: Ben vekil olursam, bugünkü vekil arkadaşlardan farklı bir şey yapacak değilim. Kuş konduramam, şapkamdan tavşan çıkaramam. Herkesin kendi kabiliyeti vardır ve o kabiliyetim doğrultusunda ne biliyorsam onu yaparım. Dolayısıyla, biz orta derecede vasat sayılabilecek insanlarızdır, becerimiz neyse onu yaparız. Örgüt bunu değerlendirir.

-HDP, %10 barajını aşar mı? Aşamazsa HDP ne yapar? Siz ne yaparsınız?

-Burada olumsuzdan bakarak hiçbir çalışma yürütülemez. HDP, %10 barajını aşar. Aşmak durumundadır. Benim ilkem, “Biz de becerebiliriz…” ilkesidir. İspanya’daki, Yunanistan’daki partilerin yaptığı gibi… Bu ilkeden bakarak davranırım. Eğer %10 barajı aşılamaz gibi bir durum olursa onu partinin yetkili kurulları değerlendirir, ben değil.

-Meclis’te Çerkes kimliğinizle yer alırsanız HDP içinde nasıl bir siyaset izleyeceksiniz? HDP tüzük ve ilkeleri nettir, özelde Çerkes kimliği özelindedir sorumuz.

-Öncelikle Meclis’te Çerkes kimliğiyle yer aldığınızda Kürt, Türk, Laz, Ermeni, Rum kimliğiyle insanlar ne tavır alıyorsa siz de o tavrı alırsınız. Çerkes olmanın ve Türk olmanın farklı bir ayrıcalığı olamaz. Bu saydığım insanlar, toplumda haksızlığa uğramış insanlar, cinsel tercihleri farklı olduğu için haksızlığa uğramış insanlar, kadın olduğu için haksızlığa uğramış insanlar, siyah olduğu için haksızlığa uğramış insanlar Meclis’e seçildiklerinde ne yapacaklarsa ben de onu yaparım.

-Okuyucularımıza mesajınız nedir?

-“Biz de becerebiliriz…” ilkesini benimseyerek bu azimle çalışalım ve Meclis’te bütün ezilenlerin temsil edilmesi için gayret gösterelim.


Bülent Uluer

1952 yılında Kastamonu’nun İnebolu kazasında dünyaya geldim. 17-18 yaşında İstanbul’da Kastamonulular Derneği Başkanı oldum. İÜ İktisat Fakültesi’ne girdim. Kısa bir süre sonra sözü geçen okulun Öğrenci Derneği Başkanı oldum.

1978 yılına kadar DEV-GENÇ Genel Sekreterliği yaptım. 1978 yılında Devrimci Yol, Devrimci Sol bölünmesinin ardından 1980 yılına kadar DEV-GENÇ Genel Başkanı oldum. 12 Eylül faşist askeri darbesi olduğunda ilk arananlar listesinde yer aldım. Yurtdışına çıkıp Filistin’e gittim. Beyrut yoluyla Almanya’ya gidip Fransa’ya geçtim. Uzun süre Fransa ve İsviçre’de kaldım.

Aldığım cezalar zaman aşımına uğradıktan sonra Türkiye’ye döndüm.

1995 yılında Halkın Demokrasi Partisi’nden (HADEP) milletvekili adayı oldum. Ardından Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin kuruluşuna katıldım ve bu partinin Parti Meclisi Üyeliği’ni yaptım. Halkların Demokratik Partisi Danışma Kurulu üyesi yapıldım ve şimdi de Halkların Demokrasi Partisi’nden (HDP) milletvekili aday adayıyım.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz