HDP neden barajı geçer?

0
492

Öncelikle darbe dönemlerinden kalma %10 barajına alenen meydan okumak, ülke demokrasisi için kararlı bir mücadele örneğidir. Bu kararlılık karşılık bulacaktır.

HDP %10 barajını geçtiğinde meclisin en dinamik ve en renkli grubu olacağı aşikârdır. Bu dinamizm ve renkliliğin TBMM’ye yansıması herkesi heyecanlandırıyor.

Halk, sol’un dinamizmi ile hareket ederken inançları ve renkleri kucaklayarak ilerleyen bir siyasi çizginin, ortak vatan ve demokratik ulus yaklaşımının kendine yakınlığını ve hayata geçirilebilirliğini görmeye başladı.

Kocaeli’den Laz Aday Adayı Sinan Odabaş, Ermeni Aday Adayı Garo Paylan, Süryani Aday Adayı Tuan Çelik ve Aynur Özgün, Çerkes Aday Adayı Metin Kılıç gibi isimlerin HDP’de yer alması, HDP’nin gelecek öngörüsüne dair tutarlılık sergilediği algısını yükseltmektedir.

HDP’nin inançları ve aidiyetleri sömürmeden ilerlediğini düşünen inanç grupları da ilgilerini aynı oranda arttırmaktalar. Anti-Kapitalist Müslümanlardan Muhammet Nur Denek’ten, başörtüsü yasaklarına protesto eylemleri düzenlediği için idam ile yargılanan Hüda Kaya’ya, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği eski genel başkanı Kemal Bülbül’e kadar birçok inanç grubundan aday adayları HDP’de kendilerine yer bulmaktadır.

HDP’nin 2. Kongresinde duvarlarda yazan sloganlar tekrar hatırlayalım ve dilerseniz gözden geçirelim.

“Barışçı parti, ekolojist parti, kadın parti, LGBTİ parti, emekçi parti, eşitlikçi parti, en genç parti, rengarenk parti, özgürlükçü parti, halkçı parti, demokratik parti.”

Barıştan başlayalım.

Barış, müzakere, silahların susması, halkların birlikteliği gibi kavramları en çok telaffuz eden parti durumundadır. Sadece telaffuz etmekle kalmayıp taşın altına elini koymaktadır.

Ekolojik parti: Türkiye’nin ve dünyanın ekoloji konusunda önemli isimlerinden Prof. Dr. Beyza Üstün HDP aday adayıdır. Ekoloji konusunda da kararlılığın sürdüğü görülmektedir.

Kadın parti: Sanırım HDP bu konuda liderliği hiçbir siyasi partiye bırakmıyor. Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’dan, Şemdinli’nin kadın aday adayı Felem Aker’e kadar milletvekili sayısının yarısını kadınlardan oluşturmak kararlılığını sürdürmekte.

LGBTİ parti: Yok sayılanı temsil etme yönündeki kararlılığın aynı şekilde sürdüğü ise İstanbul LGBTİ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı trans kadın aktivist İpek Kırancı’nın HDP’den aday adaylığı ile ortada.

Ezilenlerin ve emekçilerin partisi olma özelliğini bileşenleri ile ortaya koymakta, renkliliğine ise renk katarak ilerlemekte. Halkçılık anlayışını, demokratik ulus anlayışı çerçevesinde özgürlük ve eşitlik çizgisinde devam ettirmekte.

En genç oluşuna gelirsek, hem partinin, hem de partililerin yaşı itibari ile çarpın, bölün, çıkarın, TBMM’nin diğer partilerine ve partililerine baktığınızda en genç olma özelliğine sahip olduğunu görebilirsiniz.

Meclisteki varlığının önemi sıkı sıkıya tartışılmaktadır.

Baraj üzerine yapılan değerlendirmelerde Cüneyt Arcayürek, Hikmet Çetinkaya gibi ulusalcı kalemler dahi barajın aşılmasının rejim ve demokrasi açısından gerekliliğinden bahsetmeye başlamışlardır. Çok seslilik ve çok kültürlülük gerçeğini yok saymanın, görmezden gelmenin birlik ve bütünlük anlamına gelmediği, eşit yurttaşlık ve temsilin bölücülük olmadığı, her alanda ve her düşüncede yurttaşın gündemine oturmaya başlamıştır. Bu algının artmasından tedirgin olan çevrelerin ise suni olarak üretmeye çalıştığı “barajın geçilemeyeceği” algısına karşı HDP yönetiminin kendinden emin tavrı, barajlara bel bağlayan çevreleri daha çok tedirgin etmektedir.

Soru şu:

Bu ülkede, kongre duvarlarına yazılan ve yeniden hayat bulmaya çalışan; ekolojiyi, kadını, emekçiyi, eşitliği, gençliği, renkli ve özgürlükçü bir yaşam biçimini destekleyecek bir %10 var mıdır?

Yüzyıllarca kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu topraklar, böyle bir %10’u yeşertebilmiş midir?

HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği sorusunun cevabı burada gizlidir.

Doğrusu kalplerinizin fısıldadığı cevabı merak ediyorum. Yazı burada bitti. Siz bir de sesli fısıldayın. Ben duyarım.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz