Aredba Prensesi Edadil
Avrupa’da yaşayan doğulu insanların çektikleri zorluklardan biri de isimlerinin Avrupalılar tarafından yanlış telafuz edilmesidir. Mesela Almanlar Türkçe isimleri düzgün telafuz edemezler ve belediyelerde soyisimleribi de hatalı yazarlar. Ben de bu zorlukları pek çok defa yaşadım. Ama benim adımı sadece Almanlar değil Türkler de yanlış yazıyorlar. Örnek Edadil yerine Ebabil olarak kayıt edenler bile oldu. Ebabil kuşu misali göklerde uçamıyorum henüz. Hatta Edadil ismini erkek ismi zanneden Türk vatandaşı dahi çıktı! Eda adında hiç bir erkek varmı dır bilemiyorum? Elbette bilinen bir isim olmadığından kaynaklanıyor bunlar.
Edadil ismi Farsçadır ve Nazlı Gönül demektir. Çocukken babama bana neden bu ismi verdiğini sorduğumda, bana adımı borçluğu olduğum Prenses Edadil Aredba’nın hayatını anlattı:
Edadil Aredba bugün Rusya sınırları dahilinde bulunan Adler kalesinde 1845 yılında dünyaya gelmiştir. Babası Aredba prensi Tandal Bey’dir, annesi de Aublaa ailesine mensuptur. Henüz çocuk yaşta kız kardeş ve bazı kuzenleri ile İstanbul’a gönderilmiş ve aslen Ubıh olan Pertevniyal Sultan’ın yanında büyümüştür. Genç kızlık yaşına geldiğinde, 1862 senesinde Pertevniyal Sultan onu oğlu Sultan Abdülaziz ile evlendirmiştir. Bir süre sonra önce Şehzade Mahmud Celaleddin Efendi’yi ve Emine Sultan’ı dünyaya getirmiştir.
Edadil’in erkek kardeşi Aredba Arslan Bey, Mekke’ye Hacca gitmek için İstanbul’a uğradığında Sultan Abdülaziz, kayınbiraderine Tophane’de bir köşk tahsis etmiş ve Arslan Bey hacca gidemeden Tophane’de ölmüştür.
Edadil, kardeşinin ölümüne çok üzülmüş ve zaten bebek yaşta hayata veda eden kızı Emine Sultan’ın ardından da matem tuttuğundan hayli zayıf düşmüş.
Aredba prensesi Edadil, eşi Sultan Adbülaziz’in tahttan indirilmesinden bir sene önce 1875 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda ölmüştür. Sultan II. Mahmut türbesine defnedilmiştir.
Edadil Sultan’ın bizim aileyle olan bağlantısı kardeşi Arslan Bey’in eşi tarafındandır, çünkü eşi, dedemin büyük halalarındandır. Babam da çocukluğundan bu yana bu ismi birkaç defa duyduğundan çok hoşuna gitmiş ve bu yüzden bana takmıştır.
