Oubykh Mektupları Haziran 2015

0
681

Onlar ısrarla anlamadığım boyları soruyorlar…
Ben de ısrarla orta boy, büyük boy veya nadiren küçük boy diyorum…
Damağım soyulana kadar, sıcak olanı içmemeyi öğrendim zannediyordum…
Arada damağım soyuluyor. Ondan sonra iç içebilirsen bir yudum daha…
Soğuğu bırakın ılık bile içerken acıtıyor soyulan damak…

Koltukta oturmak oldum olası keyif verir…
En çok sırtımı rahatça arkama yaslayabileceğim, başımı sağa veya sola dayayabileceğim koltukları çok severim…
Trenlerde olurdu eskiden…
İkili koltuklar, cam kenarında…
Arada küçük bir masa…
Kahve içilir burada…

Boy boy kahve satanlarda bir de…

İçerisi havasız, bir pencere açıyorum…
Nasıl havasız olmasın…
Sabah, çok erken bir saat…
Altılı masayı, elektriğine bağlanan bilgisayar sahipleri doldurmuşlar bile…
İkili koltuklar karşı karşıya…
Her birinde birisi oturuyor…

Boyu çok uzun…
Sakalı var, kaç günlük olduğunu bilemem…
İki yanından sarkan bağcıkları olan örme bir başlığı var kafasında…
Ağzı açık…
Kollarını göğsünde kavuşturmuş…
Uzun boylu olmasına karşın başını geriye dayamış. Kaykılmış vaziyette, uzun bacakları daha da uzamış…
Başını geriye dayamış…
Ağzı açık, uyuyor…
Yanında kocaman bir çanta…

Ya çok erken bir saatte, ya çok geç bir saatte görüyorum…
Genelde geç saatlerde görürdüm…
İlk defa bu kadar erken bir saatte gördüm…

Uyuyor hep…
Önünde, boyu üç boy olan kahve yok…

Sabah erken bir saatte…
Gece geç bir saatte…

Başlığından botuna siyah giymiş adam…
Kimse görmeden uyuyor…
Ağzı açık…

Pencereyi açıyorum…
Uykunun havayı ağırlaştırdığı, kahve çekirdeğinin kokusunu bastırdığı odanın camından, uykusuzluk giriyor içeriye…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz