Siz uzayda mı yaşıyordunuz Allah aşkına?

0
366

Seçimler oldu geçti de ben bazı şeyleri algılamakta hâlâ zorlanıyorum açıkçası. Amiyane tabirle, ‘ölüsü %41 almış’ Ak Parti’ye siyasi mevta muamelesi yapan zevat; maçın diğer mağluplarına zafer türküleri söyletip duruyorlar.

%25 büyüktür %41den; ve dahi %16 büyüktür %41’den denklemini kuranlar; HDP’nin aldığı %13’le kendilerini avutup duruyorlar. Ak Parti’nin tek başına iktidar olamamasının zafer sarhoşluğu ile ‘seçim sonuçları mirasını’ yesinler bakalım. Hepi topu % 3’lük bir seçmen kitlesinin yer değiştirmesine bağlı, pamuk ipliği koptuğunda ne yapacaklar merak ediyorum.

Seçimdir bu. Kazanan ve kaybedenler yer değiştirebilir zaman zaman. Milli irade farklı tecelli edebilir. Sonucuna saygı duymak gerek ve kendi şahsıma duyuyorum da…

Beni hayrete düşüren esas mesele, bu da değil aslında. On üç yıllık Ak Parti iktidarını yerden yere vuran kalemşörleri gördükçe; yazıma da başlık olan “ SİZ UZAYDA MI YAŞIYORDUNUZ ALLAH AŞKINA?” diye yüksek sesle haykırmak istiyorum açıkçası.

Yaşımız elli dört. Neredeyse altmışa merdiven dayadık. Bu ülkenin son kırk beş yılını dolu dolu yaşamış ve özümsemiş biri olarak; yazılıp çizilenlere bakınca ağzım hayretten bir karış açık kalıyor. Meğerse biz ne güzel (!) bir ülkede yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş yav.

Kısaca hatırlamakta fayda var:

Enflasyon canavarını hiç tanımamışız meğerse bizler. Faizler desen, neredeyse sıfır noktasında imiş.

Asgari ücretler, emekli maaşları, kıdem tazminatları falan hepsi tavan yapmış da unutmuşuz anlaşılan.

Hastanelerde doktorlar boş boş oturup hasta beklermiş geçmiş zamanda. Memlekette beş yüze yakın üniversite var mış da iktidar kapatmış hepsini besbelli.

Ülkede ulaşım sorunu sıfır; memleketin dört bir yanı demir yolu ağlarıyla örülmüş; her ildeki hava alanlarında uçakların biri iner diğeri kalkar; yolculuk ücretleri ise üç on para imiş… Miş miş miş…

Asayişsizlik mi dediniz? Ne ayıp! 12 Mart Patagonya’da; 12 Eylül Güney Kutbu’nda; 28 Şubat Amazon Ormanları’nda gerçekleşmiş de haberimiz yokmuş. 61 ihtilalini biz göremedik ama o da olsa olsa Mars’ta filan olmuştur.

Üçer üçer idamlar; sokaklarda ölmüş beş bin genç; dağlarda ölmüş kırk bin savaşçı; faili meçhule kurban gitmiş binler; boşaltılan binlerce köy falan hiç yaşanmamış da Türkiye’deki bütün melanet son on üç senede yaşanmış adeta…

Çözüm süreci deyip akan kana; tam da dur denmeye çalışıldığı bir anda düğmeye basılıp her şey ters yüz edildi. Kelimenin tam anlamıyla bir algı operasyonu yapıldı ki maksat da hasıl oldu açıkçası. Eminim operasyonu yapanlar köşelerinden kıs kıs gülüyordur halimize.

Ağaç mağaç, Gezi falan diyerek sokaklardan medet bekleyenler muradına gerçek anlamda eremedi belki; ama 7 Haziran’da kısmen emellerine kavuştular.

Bütün bu hercümerç içinde beni esas hayrete düşürenler, bizim ‘Çerkes Solcular’. Yıllar yılı solun bir baltaya sap olamamsından gına gelmiş olmalı ki sonunda HDP’nin ipine sarıldılar. Daha önce de belirttiğim üzere hafızaları biraz kıt olduğundan zahir “nasyonal sosyalist” HDP’nin “sosyalist” kısmına takılıp kaldılar. Yok yok kuyruğu oldular.

Bu pek “Çerkes sever HDP”nin de aslında “Çerkes savar” olduğunu da görememiş; “HDP sever solcu Çerkesler” kırkta bir, seksende iki hesabıyla bile meclis gurubunda niye bir Çerkesin olmadığını göremeyecek kadar da körler aslında.

Yahu erenler MHP’de bile Çerkes millet vekilleri var. Kimliği ile pek ilgili olmasalar da MHP, CHP ve AK PARTİ’deki Çerkes vekillere nazaran HDP sıralarında tek bir Çerkesin bile oturmamasının da muhasebesini bir yapan olursa bildirsin lütfen. Bizim hesabımız kuvvetli değildir malum.

Ayrıca bütün solcularda olduğu gibi; bizim Çerkes Solcular da, her daim ve her ortamda ve de her şeyin en doğrusunu da bildikleri için; bizim gibi cahili cühelanın ve de fakir-i pür taksir kulların kusuruna bakmasın.

Affetmek büyüklüğün şanındandır ne de olsa!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz