“Halklar Savaş İstemiyor”

0
522

Halklar Meclisi, “Halklar Savaş İstemiyor” başlığı ile bir basın toplantısı düzenledi.
Beyoğlu Makina Mühendisleri Odası’nda 3 Eylül’de gerçekleştirilen basın toplantısının açılışında konuşan Halklar Meclisi üyesi Altan Açıkdilli, “Bu topraklarda yaşayan halklar olarak, kimliklerimizle, kendimiz olarak rahat yaşayabilmemiz için dostluğun, kardeşliğin, barışın hakim olduğu bir iklime ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Bunun için burada ‘Savaşa hayır’ demek için bir aradayız” dedi.
Egemenlerin saldırılarının yeni olmadığını belirten Açıkdilli, “Hrant katledilirken aynı zamanda hafızamıza saldırılmaktadır. Saldırılar yeni değil, 1915, 1938, Ağrı, 6-7 Eylül, Maraş daha sayamadığımız birçok katliam var tarihlerinde. Irkçılık, milliyetçilik böyle bir şeydir” ifadelerini kullanarak, halkların yüzyüze kaldığı soykırım, katliam, tehcir ve asimilasyonlara vurgu yaptı.
Havuz medyasının da kirli savaştaki rolüne değinen Açıkdilli, “Havuz medyası bu kirli savaş ile ilgili her türlü haberi karartıp yoğun bir dezenformasyon uygulamakta, devletin sivil halka saldırısını göstermemekte, en masum protestoyu bile bölücülük, örgüt üyeliği, yasadışılık yorumları ile saptırmakta” diye konuştu.
Halklar Meclisi’nin “Halklar Savaş İstemiyor” başlıklık açıklamasını, Altan Açıkdilli okudu.
AKA-DER adına konuşan Damla Şahin, “Savaşı bölgenin tarihsizleştirilmesi, kimliksizleştirilmesi demektir. Onların savaşı halkların katliam, sürgün ve yıkıma maruz bırakılması demektir. Savaş, Kürt çocuklar keskin nişancılar tarafından katledilmesi, evinden göç etmek zorunda bırakılan Suriyeli çocukların ege sahillerinde karaya vurması demektir. Bu bizim kaderimiz değil”
Jıneps Gazetesi’nden Zafer Süren; savaşın ölüm, barışın yaşam demek olduğunu hatırlatarak, “Savaş hali demokrasinin ve özgürlüklerin ve kimlik haklarının önündeki en büyük engeldir” diye konuştu. Süren, birbirine benzer acı ve sorunlar yaşayan halklar arasında cenazeler üzerinden kin ve nefret tohumları ekilmeye çalışıldığını söyledi. Çerkes halkının savaşın vahim sonuçlarını iyi bildiğini belirten Süren, “Hemen, derhal barış için sesimizi tüm renklerle birlikte yükseltiyor ve tarafları acilen çatışmaları durdurmaya çağırıyoruz” dedi.
Ezidi Kültür Vakfı adına konuşan Azad Barış, “Sahiplendikleri Osmanlı döneminde katli vacip ilan edildik, hala da böyledir. Biz Ezidiler olarak bu topraklarda 373 kişi kaldık” dedi.
Avrupa Süryaniler Birliği (ESU) Genel Başkanı Tuma Çelik ise, “Diktatörler savaş ilan ediyor, ölüm halklara düşüyor” diye konuştu. “Biz bu savaşı istemiyoruz” diyen Çelik, “Aslında şu anki duruma savaş denemez. Gerçekte devletin halka saldırısı var” saptamasında bulundu.
Çelik, egemenlerin topyekün savaş ilanına karşın halkların topyekün direniş ile barışı savunması gerektiğinin altını çizerek, devletin operasyonlara derhal son vermesi gerektiğini söyledi. (direnisteyiz.net)

HALKLAR MECLİSİ BASIN AÇIKLAMASI

Evlatlarımızın Feda Edilmesine Razı Olmayacağız!
Biz, bu ülkede yaşayan Çerkes, Gürcü, Laz, Hemşinli, Pomak, Alevi, Ermeni, Rum, Süryani, Arap Alevi, Ezidi, Kürt, Arap, Boşnak, Roman, Zaza, halklar olarak, yaşadığımız topraklardaki savaşın derhal durdurulmasını istiyoruz.
Genel seçim öncesi iktidar bir savaş ilan ederek seçimleri kana buladı; parti binaları, seçim irtibat büroları bombalandı, kurşunlandı, insanlar katledildi. Diyarbakır’da miting bombalandı, yitirilenler ve yaralananlar oldu. Bu saldırıların failleri ortaya çıkarılmadı. Bir partinin baraj altında bırakılmasına yönelik bu saldırılar sonuç vermedi ve seçimler mevcut iktidarın yenilgisi ile sonuçlandı.
Ardından Suruç’ta halkın evlatları bombalanarak katledildi ve yine failler ortaya çıkartılmadı.
Hemen 8 Ekim’de erken seçim planları yapan iktidar, koltuğunu kaybetmemek uğruna ülkeyi yangın yerine çevirmekten çekinmedi.
Suruç katliamından hemen sonra, sınırda Işid saldırısı ve başka bahanelerle, Işid’e operasyon maskesi ile Kandil bombalanarak, zaten kan gölüne dönmüş olan bölgede yeni bir savaş cephesi oluşturuldu. Ardından cenazeler gelmeye başladı.
Her gün gelen ölüm haberleri ve iktidara biat eden medyanın kışkırtması ile halklar arası ayrışma derinleştiriliyor.
Yine seçim sürecine girilen böylesi bir dönemde, yeni katliamların olmayacağının garantisi olmadığı gibi, özellikle ülkenin doğusunda seçilmişler tutuklanmakta, evler bombalanmakta, 7 yaşındaki Baran infaz edilip kentler boşaltılmaktadır. Oy kullanmak zorlaştırılırken provokasyonların da gündeme gelmesi olasılığı, adaletli bir seçimin yapılmasının önünde engeldir.
Havuz medyası bu kirli savaş ile ilgili her türlü haberi karartıp yoğun bir dezenformasyon uygulamakta, devletin sivil halka saldırısını göstermemekte, en masum protestoyu bile bölücülük, örgüt üyeliği, yasadışılık yorumları ile saptırmakta..
Bu savaş derhal karşılıklı ateşkes ile sona erdirilmeli ve halkların çocuklarının ölümleri, anaların feryatları durdurulmalıdır.
Evlatlarımızın cenazeleri üzerinden yükseltilen ırkçı şöven, ayrıştırıcı nefret dili bu savaşla birlikte sonlandırılmalıdır. Halkların Kanı üzerinden medet umanlar kaybedeceklerdir.
Halkların özgür, eşit, dostluk ve barış içinde yaşayacağı bir ülkeyi hep birlikte inşa etmeliyiz.
Düşmanlığı ve nefreti, bu tohumları ekenler ile birlikte mahkum edip etkisiz kılmak, barışı ve özgürlüğü inşa etmek biz halkların görevidir.
Onlarca koruma ve zırhlı araçlarla gezenlerin evlatlarımızı feda etmesine izin vermeyeceğimizi bütün ilgili ve yetkililere duyuruyor, derhal, acilen, ölüm yerine yaşamın, savaş yerine barışın konuşulmaya başlamasını talep ediyoruz.
Barış Hemen Şimdi!

HALKLAR MECLİSİ
Demokratik Gürcü Platformu
Gürcü Dil Merkezi
Nor Zartonk
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği
ESU Avrupa Süryaniler Birliği
Laz Mektebi
Jıneps
Aka-Der
Doğu Güneydoğu Dernekler (DGD) Platformu
Zaza Platformu
Demokratik Çerkes Hareketi
süryaniler.com
Pomak Enstitüsü
Ezidi Kültür Vakfı
Gerçeğe Hu
Canşenliği Oyuncuları
Sabro Gazetesi
Kimliğini Kaybetme İnsiyatifi
Asi Der

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz