7 Haziran seçimlerinden önce, “HDP’ye Oy ver Diktatörü Durdur” adlı Facebook sayfası üzerinden HDP çalışması yürüten ve daha sonra Türkiye’nin birçok kentinde sosyal medya aracılığıyla örgütlenip HDP’yi desteklemek adına oluşturulan “Barış ve Demokrasi Girişimi”, 1 Kasım seçimleri için de destek etkinliklerine devam etti. Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı geçmesinin ardından kendilerini fesheden girişim, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP’nin dayatmalarıyla tekrarlanan 1 Kasım seçimleri için kendilerine verdikleri “İstifa Hareketi” adıyla HDP destek çalışmalarına devam etti. Seçimlerin ardından da mücadelelerinin devam edeceğini söyleyen İstifa Hareketi’nden Seda Berzeg, “Çoğu HDP’li olup ancak tamamı HDP’li olmayan bir grup olarak, HDP’yi desteklemek adına yola çıktık. Gerek stant, gerekse sticker, video ve sosyal medya paylaşımlarıyla çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz” dedi.
‘Halk iradesi görmezden geliniyor’
7 Haziran sonrasında oluşturmuş oldukları Barış ve Demokrasi Girişimi Ağı olarak artık hedefe ulaştıklarını söyleyen Seda, “Seçim sonrasında oluşumumuza artık gerek kalmadığından dolayı kendimizi feshettik’’ diye konuştu. Buna rağmen seçimlerin adil bir şekilde karşılanmadığını ve halk iradesinin görmezlikten gelinerek ikinci bir seçim kararının alındığını belirten Seda, sorunun tamamen Tayyip Erdoğan’ın keyfi uygulamalarından kaynaklığını vurgulayarak, bu yüzden çözüm yolunun “Erdoğan İstifa” olduğunu söyledi.
‘Artan baskı ve zulümler sebebiyle pasif bir direnişi uygun bulduk’
Tayyip Erdoğan’ın keyfi uygulamalarından dolayı anayasal çerçevenin her alanda ihlal edildiğini belirten Seda, bu ihlal edilen temel haklardan biri olan “Gösteri ve yürüyüş yapma hakkı”nın dahi insanlardan, emekçilerden alındığını söyledi. Seda, “Toplumda oluşturulmaya çalışılan korku ile toplumu baskı aracıyla kontrol altına almak maksadından dolayı hemen her eylem sonrasında polisin sert müdahaleleriyle karşılaşılıyor” dedi. İnsanların bu şekilde eylem ve karşı direnişinin önüne geçilmeye çalışıldığını nakleden Seda, “Buna karşılık bizim düşüncemiz sivil yurttaş girişimi olarak pasif bir direnişi örgütlemek oldu. Bu direnişe olabildiğince fazla sayıda insanın katılmasını sağlamaya çalışıyoruz” şeklinde belirterek neden pasif bir direnişi seçtiklerini anlattı.
‘Amacımız sindirilmiş halkı direnişe katmak’
Seda, “İlk olarak ‘Erdoğan istifa’ diye konuştuk fakat sonrasında belki bu bile problem olur diyerek sadece ‘istifa’ da denilebilir şeklinde bir karar aldık. Amacımız örgütlememiş olan, geride kalan geniş halk tabakasına ulaşıp onları bu hareketin içine çekerek geniş ve derin bir yankı uyandırmaktır” dedi. Bunu yaparken de slogan atmadan ve flama kullanmadan sadece “istifa” yazan her hangi bir kağıt, tişört, eşarp, kumaş parçası gibi materyallerden faydalanacaklarını ifade eden Seda, olabildiğince polisin dahi müdahale edemeyeceği şekilde gayet yasal olarak bu eylemlerin seçimlerden sonra dahi sürdürüleceği vurgusunu yaptı.
‘Belki yarın bile bu tarz pasif eylemler yapmak imkansız hale gelebilir’
“Erdoğan’ın bugün başta bulunmasının pek yasal anlamı kalmamıştır, tamamen bir diktatör olarak sarayda bulunmaktadır” diyen Seda, Tayyip Erdoğan’ın Aksaray’ı kendi etrafındaki bir paralel devletle yönetmekte olduğunun altını çizdi. Seda, Tayyip Erdoğan’ın hukukun ve devlet olmanın bütün teyammüllerine aykırı olarak tamamen hukuksuz bir şekilde ülkeyi yönettiğini ifade ederek, “Yargıyı yönlendirerek yargıya etki ettiği gibi basına ve yaşam tarzlarına karşı da aynı tutum içerisinde olacak. Erdoğan bu ülkede ve bu koşullarda, burada kaldığı sürece biz daha bu lafı çok söyleyeceğiz. Yeter ki söyleyebilecek durumda olalım. Bir an önce başlamak gerekiyor çünkü belli bir zaman sonra bu eylemi bile yapamayacağız’’ dedi.
(jinha.com.tr)