İstanbul’da 25 Kasım Kadın Platformu’nun çağrısıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da 25 Kasım Feminist Gece Yürüyüşü İstiklal Caddesi’nde gerçekleşti. Tünel Meydanı’nda buluşan kadınlar sloganlarla, şarkılarla, ıslıklarla, zılgıtlarla Galatasaray Meydanı’na kadar yürüdü.
Yürüyüşün başında, OHAL’in ve polisin yarattığı gerginliği taşıyan kadınlar, adım attıkça birbirinin sloganından şarkısından güç buldu. Yürüyüş ilerledikçe, kitlenin sesi daha coşkulu, inançlı ve neşeli çıkmaya başladı. Kadınlar her yıl olduğu gibi, geceye, sokaklara ve hayatlarına sahip çıktı.
Eylem komitesinin hazırladığı dövizlerin yanı sıra özgün dövizler taşıyan kadınların kimisi mor sopa taşıdı, kimi trompet kimi tef, bendir çaldı. Düdüklerin sesine zılgıtlar karıştı. Yaş skalasının çok geniş olduğu eylemde, mahalleli, işçi, beyaz yakalı pek çok kesimden kadın katıldı.
Özgürlüğün laiklikle, eşit haklarla, erkek şiddetine ve faşizme karşı mücadele ile geleceğine inanan kadınların kararlığı, yürüyüşün sonunda Galatasaray Meydanında yapılan basın açıklaması ile vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi:
Özgür ve eşit haklar ile var olmamıza tahammül edemeyen erkek egemen sistemin biz kadınlara dayatıldığı; onlarca yıl verilen mücadeleler sonucu elde ettiğimiz bütün kazanımlarımızın devlet tarafından ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bu günlerde; 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nde, dünyanın dört bir yanında ayağa kalkan kadınlarla beraber ‘isyan’ımızı büyütüyoruz. İktidar ve güç uğruna yürütülen savaş ve şiddetin sınırının olmadığını görüyoruz; şiddetin yol açtığı tahribatı bedenimizde, evimizde, sokağımızda, iş yerimizde, ilişkilerimizde, ülke sınırları içinde ve ötesinde; kısacası hayatımızın her alanında hissediyoruz. Biz kadınlar ve translar, bırakın politika yapmayı, kendimizi sadece gündelik hayatımızı sürdürmeye çalışırken buluyor ve bunun için de ayrı bir mücadele veriyoruz.”
Kadın cinayetlerine kadına yönelik şiddete ve çocukların cinsel istismarına ilişkin verilerin sunulduğu açıklamada, Ensar Vakfı, şortlu kadının tekmelenmesi, ‘mırıldanabilirsiniz’ açıklamasına değinildi. İstismar yasasına tepkilerin dile getirildiği açıklamada siyasi temsilde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının kadın vekillerin tutuklanmasıyla iyice imkansız hale geldiği belirtildi.
Kayyumların ilk işinin kadın çalışmalarını ve bütçelerini durdurmak olduğunun belirtildiği açıklamada şunlar ifade edildi:
Kökü yüzyıllara dayanan, kadın düşmanlığından beslenen erkek şiddetine; din ve toplumsal ahlak kisvesi altında hayatlarımız hakkında karar verebileceklerini sananlara sessiz kalmayacağız, izin vermeyeceğiz. Beğenilmeyen işlerin bekçisi, ikinci sınıf canlı, yarım kalmış kadınlar değiliz. Ortak bir dünyada, eşit ve özgür yaşamak için bulunduğumuz her yerde, kendi olanaklarımızla hayatı yeniden kurmaya, baskı ve haksızlığa isyan etmeye devam edeceğiz. Gündelik hayatımızın her anında, her halinde hissettiğimiz, bizi birbirimize düşman etmek isteyen yıkıcı erkek, devlet şiddetine karşı, nasıl dirençle durduğumuzu kendimizden biliyoruz. Evde, işte, sokakta şiddete uğrayan kadınların bu şiddet karşısında sinmediklerine, hayatlarını savunmak için her yolu denediklerine hepimiz tanığız.
O halde de, bu halde de susmuyoruz, itaat etmiyoruz. Direnişimizi, dayanışmamızı ve mücadelemizi her halde büyütüyoruz!” (sendika.org)