Yazımıza Arapça öğrenimine ait bir deyimle başlamak bile bazı okurlarımızı zıplatmaya yetecektir sanırım. “Benim oğlan bina okur, döner döner yine okur” diye bir deyim var. Bina, Arapça Dili’nin ilk aşamasıdır kısaca. Zordur.B u bahsi geçemeyip, dönüp dönüp bina okumak durumunda kalanlar için söylenmiştir. Günümüze baktığımızda, bu cümlenin ne kadar cuk oturduğunu çok açık göreceksiniz.
Bu yazımızı okuduğunuzda, muhtemelen 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak olan Anayasa Değişikliği Referandumu sonuçları belli olacak. Açıkça söylemek gerekirse de referandum sonuçları malumun ilanından öteye gitmeyecek. Referandum sonuçları henüz daha belli olmadan, biz cümlemizi şimdiden kuralım. Kuralım ki; başta Ana Muhalefet’in başı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, tüm “Hayır”cı tayfasına “Benim Oğlan Bina Okur Döner Döner Yine Okur” deyince, hop oturup hop kalksınlar.
Leyleğin ömrü laklaka ile geçermiş misali, hâlâ ve hâlâ “yeni” bir şey söyleyemeyen CHP’mi bu ülkenin yönetimine talip olacak şaşarım. Hâlâ ezberlerle yol alan; bir türlü çağı yakalayamayan; daha doğrusu çağı sürekli ıskalayan bu kadrolarla mı bizleri yönetmeye talipliler merak ederim hep.
Deve Kuşu misali; ne sol, ne Kemalist, ne ulusalcı olduğu belli ol(a)mayan CHP sürekli yalpalayıp duruyor. Akılları 30’lu yıllarda kalmış, sürekli oraya dönüp referans göstermeye çalışıyorlar.
Hesapta sol devrimcidir ya. Doğası gereği yeni söylemler geliştirmesini bekliyor insan. 12 Eylül anayasasından otuzbeş yıldır şikayetçi olan ana muhalefet ve avanesi, şimdi tutuculuğun daniskası bir davranışla, bu kadük anayasaya sarılmışlar sımsıkı. Normal olarak tutucu denen, muhafazakar bilinen iktidarın anayasa değişikliğine karşı çıkması gerekir diye düşünür insan. Fakat bizde böyle olmuyor maalesef. Sol sosyalist- sosyal demokrat-Kemalist-ulusalcı takımının cümlesi yanına ayrılıkçı Kürtleri de almışlar. Kenan Evren anayasasına sımsıkı sarılmışlar “netekim”. Yanlarına da biraz MHP küskünü, biraz da Ak Parti kaçkınlarını katmışlar, Hayır propagandası yürütmekteler. FETO’nun FETÖ kalıntıları da bu ordunun kuyrukçusu elbet. 12 Eylül anayasasının deli gömleğinikökten söküp atmak beklentisi içerisinde olan biz cahili cühela (!) takımı da mecburen rotamızı bir kez daha Ak Parti’den yana koymak durumunda kalıyoruz.
Tek adamlığın banisi; Ebedi ve Milli Şef mucidi CHP’nin, tek adamlıktan bahsederken, bir defa bile “geçmişten çıkardığımız dersler, bugün bize bu cümleleri kurduruyor” deseler dişimi kıracağım. Hem siz geçmişten gelen ve devr-i saadet gördüğünüz yıllardan hareketle kemikleşmiş tabanınızı konsolide etmek için sürekli geçmişe vurgu yapacaksınız; sonra da sizi anlamak istemeyenleri cahillikle suçlayacaksınız.
“Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni bir şey söylemek lazım” diye yüzyıllar öncesi fikrini beyan etmiş Mevlana. Fakat bizim bu tutucu- snop-sinameki-mızmız-kibirli ana muhalefet takımı, tıkanıp kaldıkları %20-25 bandında tıknefes olarak sürekli aynı teranelerle politika yapmaya kalkıyorlar. Sattıkları çağdışı ürün de ellerinde kalınca her zaman ki gibi işin kolayına kaçıp vatandaşı suçluyorlar.
Bu o kadar apaçık ve çırılçıplak bir gerçek ki, bu takımın en büyük ideologu Bekir Coşkun zavallısının yazılarından bile medet umuyorlar. Geçmişte yazdıklarının herbiri ayrı ayrı facia olan yazarın; en şirret, en kabız, en ahlâksız olanı 31 Ocak 2017 günü yazdığı “Evet – Hayır” başlıklı yazısı. Hiç utanmadan sıkılmadan, böyle bir yazıyı kaleme alabilen B. C.’nin bu yazısına muhalefet takımından tek bir itirazî sesin yükselmemesi de, bu ayıba ortak olduklarının en net göstergesidir.
Bekir Coşkun taifesinin yardakçıları Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan gibilerin sürekli küçümsedikleri bu halk; 15 Temmuz’da en net şekilde verdiği gibi, 16 Nisan’da da cevabını verecektir. Buna hiç kuşkum yok. Onların utanması yok; ama belki onların yazılarını okuyup feyz(!) alan bazı kesimler; bu sefer bari ders çıkarsalar diye bekliyorum açıkçası.
Benim birkaç sözüm de EVETdiyenlere.
Ne olur! Muhatap olduğunuz kirli siyasete, sizler de aynı tondan cevap vermeyin.
En nihayetinde bunun neticede bir seçim olduğunu ve sonunda halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini unutmayın.
Sonuç her ne olursa olsun, itidali elden bırakmayın.
Tokat yediğinizde diğer yanağınızı çevirin demiyorum; ama kirli siyasete asla ve asla prim vermeyin.
Bekir Coşkun takımı gibilerine koz olacak tek ama tek bir davranışta bile bulunmayın.
“Lekum dinikumv eliyedin” öğretisinden hareketle; senin siyasetin sana, benim siyasetim bana, deyip, geçin.
Nasılsa sandık onlara en güzel cevabı verecektir.