Sanırım sadece bir defa yüz yüze görüştük…
Bir şişe getirmişti ziyaretime gelirken…
Daha önce hiç içmediğim bir içecekti getirdiği…
…
Kırmızı bir şarap söylemiştik…
Bir şişe bitmişti…
İkinci şişe bitmek üzereydi…
…
Kimseye anlatmadığı şeyleri anlattığını söylüyordu bana…
Dört lisanda konuşuyordu ama benimle üç lisanda konuşmuştu…
Ben ise ancak ikisini anlayabiliyordum…
…
Kardeşi artık kardeşi değildi…
…
Elleri çok şey anlatıyordu…
…
Daha okumayı bitirmeden, anlayacak kendisi için yazıldığını…
…
Elleri piyano çalan el değildi…
Elleri güneş görmüş, soğuk görmüş…
Elleri yokluk görmüş…
…
Bir kibrit çakarken, parlayan ateşten gölge olurdu elinin çatlakları…
…
Zarif bir tutuşu vardı elinde…
Nefes alıp verirken, duman arasında kaybolurdu parmakları…
…
Kadehi tutan eli, kan kırmızıydı…
…
İki eli havada anlatırken, yüzünden çok mimiği vardı…
Derin, derinleşen…
…
Trenin kapıları kapandığı zaman okunmaya başlayan…
Varana kadar devam eden okumalar…
…
Anlattığı buydu…
Gönderdiklerin, bana yol arkadaşı demişti…
…
Ne bir virgül eksik, ne bir nokta fazla…
Kelime eksik olsa, cümle tamamlardı…
…
Cümle eksik olsa, nokta tamamlardı…
…
Getirdiği şişe duruyor…
Açılmadı bile…
…
Yolun açık olsun dememiştim giderken…
Kaç şişe daha devam ettik bilmiyorum…
…
O açılmayan şişe duruyor…
Boşalan şişeler bir yere konuyor…
Yeşil cam şişeler tozlu…
…
Boş şişelerde kurumuş yudum saklı…
…
Bir şişede, bilmediğim bilemediğim…
Bu haber sitesi, Gazeteciler Cemiyeti’nin uygulamakta olduğu Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi Projesi’nin desteği ile oluşturulmuştur ve sürdürülmektedir.
İçerik tamamıyla Jineps Gazetesi sorumluluğu altındadır ve Gazeteciler Cemiyeti’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir