Orta Doğu’da Satranç

0
809

Büyük oyun devam ediyor. Orta Doğu’da oyun kurucu iki güç var şimdi. Her ne kadar azgın muhalifler burun kıvırsa da durum böyle. İktidar ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı gözleri kör etse de; yetmedi gönül gözlerini tamamen kapatsalar da hadise apaçık ortada.
Bunlardan biri ABD. Diğeri de tabii ki Türkiye Cumhuriyeti!
Üzerinde güneş batmayan imparatorluğun veled-i zinası; Şeytan-ı Ekber Amerika Birleşik Devletleri. Dünyanın en verimli petrol havzalarına sahip olabilmek için oyun üzerine oyun kuruyor. Geçmişi karanlık. Kuruldu kurulalı huzur vermedi dünyaya. Dünya siyaset sahnesine çıkalı beri kanla besleniyor. Her türlü hile ve desise onda. Oyun içerisinde oyun… Matruşka gibi!
Önce yerlilere dikti gözü. Kızılderilileri topraklarından edip, katlettikleri yetmiyormuş gibi bir de bunların üzerine kahramanlık hikâyeleri ürettiler. Şerif hep “beyaz adam”dı. Ne tesadüf bizde de hep beyaz adamlar yani Beyaz Türkler şerif olmalı gibi düşünenler vardı; ama neyse konuyu dağıtmayalım. Kızılderililer ise “vahşi” idi. Çizgi romanlar, çizgi filmler, romanlar ve de devasa film endüstrisi ile dünyaya “kahramanlar” ihraç ettiler. Hollywood’da çekilen western filmlerini bir inceleyin isterseniz; ne demek istediğimizi anlarsınız. Film endüstrisi bunun üzerine kuruldu. Yüzlerce filmle dünyaya böyle lanse edildi. Yavuz hırsız ev sahibini bastırdı anlayacağınız.
Bir taraftan da Afrika’dan insanları sırf renginden dolayı “ithal” etmeye başladılar. Köle ticaretini en acımasız yöntemlerle yaptıkları yetmiyormuş gibi, uzun yıllar insanları siyah ve beyaz diye ayırıp insanlık onuru ve gururunu ayaklar altına aldılar. Bir de göstere göstere “Kökler” diye dizi yapıp, dünyadan bir de para kazandılar. Tıpkı Rambo’dan olduğu gibi.
Yetmedi Kuzey – Güney savaşı ile yine bir daha kana bulandı ortalık…
En büyük günahlarından biri ise Hiroşima ve Nagazaki’ye attıkları atom bombaları oldu. Dünyanın en büyük katliamlarından birini bir çırpıda yaptılar. Ne yazık ki bugün “Hiroşima” üzerine yazılan şiirlerle “solculuk” yapanlar sırf iktidara muhalefetlerinden ABD ile aynı kulvara düştüler. Hadi bir satır mısracık da biz döktürelim onlara: Siz ayıbın resmini yapabilir misiniz Abidin?..
Kendi kabına sığmayıp adım adım süper güç olma yolunda ilerleyen ABD, özellikle ikinci dünya savaşından sonra adımlarını büyüttü ve bütün dünyanın başına musallat oldu. Sürekli bir düşman yaratarak dünyanın her tarafına el attı. Latin Amerika ile, yetmedi Uzak Doğu; daha da yetmedi Orta Doğu derken dünyaya kan ve gözyaşı ihracatını sürdürdü. O kadar pervasızdılar ki; Vietnam’da içine düştüğü bataklıktan bile kahramanlık destanları ürettiler. Oradan da “kahramanlık” romanları çıkardılar. Rambo gibi süper kahramanlar ile hem suçlu hem de güçlü olmanın zirvesini yaparken bir de cebimizden paracıklarımızı tırtıkladılar.
Kendine dünyanın jandarması rolünü biçen ABD en çok da Orta Doğu coğrafyasını sevdi. Enerji havzalarının üzerine oturma hülyasından hiç vazgeçmedi. Arap Baharı diye diye, bütün Arap alemini kana buladıkları gibi; bir de Türkiye Baharı sevdasına düştüler ki bununda provasını da Gezi Parkı’nda denediler. Bizim aymaz solumsular da yıllar yılı “komprador” diye küfrettikleri Koç’un Divan’ın da aldılar soluğu.
Anlatacak o kadar çok hikâye var ki; hangi birini anlatsak diğeri eksik kalacak. Yazı da don lastiği gibi uzayıp duracak. Biz iyisi mi en belli başlı, en bariz örnekleri vererek sabrınızı zorlamayalım.
Irak’ta yaptıkları zaten ortada. Irak’ı fiilen böldüler, işi şimdi resmiyete dökmeye başladılar. Suriye’deki baş aktör de yine bu melun devlet. Suriye’nin içine düştüğü bataklık malum. Bizim ekonomimize dolaylı olarak verdiği zarar da gayet açık.
Bütün bu coğrafyanın efendisi olmaya çalışan Big Chief (!) için önündeki en büyük engel de elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bakalım profillerine TC yazarak kendilerini en önemli TC’ci sayanlar buna ne diyecek. Biz de Türkiye Cumhuriyeti yazarız elbet. Ama slogan olsun diye değil. Doğduğumuz ve doyduğumuz topraklar olduğu için. Muhalefetimiz yıkmak için değil, yapmak için a aymazlar!
Bir türlü diş geçiremediği TC’yi kaosa sürüklemek için oyun üstüne oyun kuran; yetmedi “devrim” ihraç eden; “bizim çocuklar başardı” diye bir de alenen gözümüze sokan ABD’nin en son marifeti, FETÖ üzerinden gerçekleştirdiği 15 Temmuz İhtilal Girişimi var ki bu hepsinin üzerine tüy dikti. Birazcık izanı olan bu noktadan sonra ayılır derken hâlâ muhalif olmanın dayanılmaz hafifliği ile çırpınan bir güruh var ki akıl alır gibi değil. Allah akıl fikir versin demekten başka çare kalmıyor inanın.
Son vize restleşmesini Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve ABD’nin gerçekten karşı karşıya geldiği en somut örnek olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir mensubu olarak gururla devletimin arkasında olduğumu belirterek yazımı noktalayayım.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz