Oubykh Mektupları Ekim 2018

0
762

Çok uzakta ama denizden gidince bir kulaç mesafesi…
Eskiden yağmur altında en sevdiğim Çegem idi…
Nart sandalyeleri hala olsa da, eski hali yok artık, ne kahvesi kahve ne de bademli likörü likör benim için…
Çünkü, önce beyaz sonra kahverengi plastik kaplandı…
Adem Elması, direniyor…
Şimdi en sevdiğim AMPA, bir yunus Pitsunda’ya gitmiş, diğerinin de yakındır gitmesi…
AMPA diye yazılır, Amra diye okunur…
Penguen’in tüylü kalemi artık kırık, gölge veren ağaç kesilmiş…
İkinci en sevdiğim Penguen, tüy kalemi kırıldığı için, ağacı kesildiği için…
Amra’da gün batarken soğuk şişesinden arpa suyu, bardağa gerek kalmadan…
Bir yudumda biter, sohbetin yanında Ermeni Teyze’den fıstık, gazete kağıdından yapılma minyatür külah içinde, küçük fıstıklar eşlik ediyor…
Ermeni Kadınlar, kvas satan, fıstık satan, hepsi az Türkçe biliyorum diyor, kimi Kelkit kimi Talas’tan gelme…
Ermeni Kadınlar, ‘sagol’ diyorlar, harfi yumuşatmadan eski usul…
Penguen uzakta değil, yunus daha yakın, en yakını ise martı…
Amra yeşil, martı beyaz…
Dağ yeşil, martı bir uçuşta dağda…
Deniz mavi, martı bir uçuşta denizde…
Suzanne Vega’nın sesi geriden geliyor…

Yelkenle gidiliyor hissi, püfür püfür esiyor…
Bir tarafta okaliptüs ağaçları, diğer tarafta okaliptüs ağaçları…
Gövdesine isim yazılan dev ağaçlar, kabuk değiştirmiş, isimler silinmiş dev ağaç kabuğunu değiştirince…
Gelen gideni pek yok, iki masa güvertede, sancak boş…
Yan gemide Refik’in arkadaşı ihtiyar balıkçı…
Çok değil iki gelse oltaya, dönecek evine, keşke gelse…
Aynı yatan ressam gibi, kendi biblolarını satan, topraktan cezve satan gibi…
İki resim satsa, iki topraktan cezve satsa, sabaha kadar şarabı çıkacak ressamın, başka bir şey satmasına gerek var mı…
Ampa en sevdiğim yer…
Rüzgar püfür püfür…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz