Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

“Ne mutlu…”

Hani ağzınız fena alıştı ya, biz ciddiye alıp da sesimizi çıkarmadıkça, nahak yere ayrılıkçı, bölücü, nifakçı, vatan haini, nankör gibi nadide sıfatları bana ve benim gibilere yakıştırmaya… ”Beğenmeyen çeker gider “ de diyorsunuz ya hani, Orta Asya bozkırlarını hatırınıza bile getirmeden, muhtemelen Anadolu topraklarında biz sizi karşılamışken.
Çok da umurumda olmaz ama…
Birkaç cümle ile anlatmaya çalışayım, düşünemediğinizden olsa gerek bir türlü anlayamadığınız gerçeği belki anlarsınız umuduyla…
Ben diyeceğim, benim gibileri de dahil edin siz söyleyeceklerime.
Ben,
Yeri gelir silah arkadaşınız olurum
Hak ediyorsanız can yoldaşınız olurum
Hatta kan kardeşiniz olurum
Ama nafile beklemeyin, teb’anız olup da size biat falan edemem…
Gerekirse miras hakkım olan bu ülke için ölürüm, dedelerimin öldüğü gibi, fakat varlığımı sizin varlığınıza armağan edemem.
Dindaş olurum inanıyorsam eğer, vatandaş olurum, kader birliği yaparım ülke halklarıyla, birlikte ağlarım, daha güzel günler için el ele, omuz omuza çabalarım, yalnız hiç beklemeyin, irademi size terk edip de kendimden vazgeçemem.
Asla nefret etmem, düşman bellemem, hatta lâyıksanız sevilmeye yürekten severim, ama bana kendi bedeninize göre biçtiğiniz kisveyi giyemem.
Cahilce savunma, küstahça saldırma, tarihi çarpıtma gayretiniz yoksa eğer, sizi mesul tutmam ecdadınızın yaptıklarından, ama sorumluları mazur göremem.
“Ben olana ne mutlu” diyorsunuz, hani siz çok mutlusunuz ya, Allah daim etsin, fakat hiç uğraşmayın “Ne mutlu kendim değilim” dedirtemezsiniz bana, diyemem.
Bin yılları maziye gömüp kültürümü terk etmem, üç-beş yitik ruh gibi “yediğim kap” falan asla ve kat’a demem.
Minnet etmek mi, neden ve kime? Mesnetsiz minnet ummayın kimseye minnet etmeyen benden.
Çerkesim; Çerkes ya da Kafkas “kökenli” değilim. Aklınızda bulunsun, ne ben böyle diyenlerdenim, ne de onlar benden.
İyisi mi, siz siz kalın, ben de ben…
Farklılıklarımızla biz olalım.
Siz haddinizi bilin, biz kendimizi
Hasbelkader yaşayıp gidelim birlikte
İnsanca
Dostça
Kardeşçe…
Tanrı izin verdiği müddetçe.

Süha Baytekin
Süha Baytekin
1965 Almanya doğumlu. Baba İstanbul, anne Eskişehirli. Haydarpaşa Lisesi ve Marmara Üniversitesi Uluslararası İşletmecilik mezunu. Yüksek lisansını ve doktorasını İstanbul Üniversitesi Uluslararası İşletmecilik'te yaptı. Koç Holding ile başlayıp sayısız firmada yöneticilik, Hamoğlu Holding ile sonlanan, pazarlama, iletişim kordinatörlüğü... Şu anda emekli. Uzun yıllardır sosyal medya ve çeşitli mecralarda yazarlık... 5.000 fotoğraflık eski Çerkes fotoğrafları arşivi var. Kitapları: "Diasporada Çerkes Olmak", "Çerkes Sürgünnamesi", "Kutsal Ay’ın Kızları-1". Basılacak Kitapları: "Kutsal Ay'ın Kızları-2", "Kutsal Güneşin Çocukları", "Diasporik Hikayeler". Medeni durum: Bekâr.

Yazarın Diğer Yazıları

Nauke Yakup Oğlu Reşit

Manyas’a bağlı Bolağaç Köyü’nden Nauke Yakup oğlu Reşit… Milli Mücadele’ye başından itibaren katılmış bir asker! Ölüme meydan okumuş, aç kalmış, soğukta kalmış, yılmamış, ana baba duasını...

Dile hasret…

Annesi Çerkes, babası Türk olan bir dostum anlattı bu hikâyeyi... 90 yaşına yakındı. Bizim yanımızda yaşıyordu anneannem. Köyde evi barkı kalmamıştı. Annemden başka bir evladı...

Nice kaybolan çocuk anısına…

Zaten zehir olan yaşamları çekilmez bir yük gibiydi artık. Emef olmasaydı., ölselerdi, bu hoyrat diyarlarda da olsa yerin altına girselerdi, toprak örtseydi üzerlerini, görmeseler,...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img