Şafak Baba Pala
İnsan iki türlü kaybolur. Kendi içinde ve kalabalıklar arasında…
Kimi zaman kendi içinde yolunu kaybeder, farkında olmadan çıkmaz sokaklara sapar ve tam da o anlarda tutunacak, yolunu aydınlatacak bir şey arar. Bu bazen bir saç teli, bazen eski bir fotoğraf, bazen de birkaç güzel söz olur.
İnsan ne zaman kalabalıklardan kaçmak istese yolu mutlaka çocukluğuna çıkar; hem zaten insan kendi içinden başka nereye saklanabilir ki?
Ve zaman… Geçmişle aramızda duran o kenarı tırtıklı, dolapların derinlerine saklanmış, albümde durmaktan sararmış fotoğrafların burnun direğini yakan sızısıdır.
içinde gizlenmiş incecik bir sızı kalacak geriye.