Nerden mezun oldun diye soranlara hemen cevabını yapıştırıyordu…
Mustafa Kemal’in mezun olduğu okuldan mezun oldum, diyordu…
Ekmeği yiyiniz suyu içiniz…
O zamanlar pasta olamayacağına göre, yaşamak için yemek gerektiğini söylüyordu herhalde yazılanlar…
Onu ne besliyordu…
Tavşandağ…
Sözcüklerin Dilinden…
Sayfası az, ama bilgisi çok…
İlk yazdığı kitap…
Sözcüklerin Dilinden Adigeler…
Tarih ve Toplum…
Adige, Hay…
Alıntılayarak yazmışlardı…
Çok şey bildiği için, nereden bildiğini soranlara Mustafa Kemal’in okulundan mezun oldum diyordu…
O zaman kimse Güneş Dil’i soramayacağına göre Sözcüklerin Dilinden Adigeler’i de kimse soramayacaktı…
Şahitlikten vazgeçti, bizzat kendisi yaşama şahit oldu…
Tıjın’a sorduğumda, Abhazya’da aman kimse bulmasın beni diyordu…
Sümerler çok yakınındaydı…
Hititler ve Hattiler kadar üstelik…
…
Babası ben anladım demişti, sen nereden anladın diye soranlara anlattı ama kayboldu dedikleri, Sözcüklerin Dilinden’e kadar…
Mezsaroz ve daha niceleri…
…
Vapurdan inip Beyazıt’a kadar gideceğim, bir okul vakti…
Yolumu değiştirip Bab-ı Ali’ye kadar geliyorum onunla…
Matbaa’dan ilk çıkan kitabı görebileceğim aslında…
Fırından çıkan bir somun gibi, sıcak dumanı üstünde…
Ekmeği yiyecek olan ben, su yanımda…
Hamuru karan, su koyan yanımda…
Arka kapak, üç el var, bir kabzayı tutan üç el…
Kılıç veya kama ne kadar keskin…
Az kesen ama kestiği zaman iyi kesen…
Çift oluk darbesi…
Dil keskindir…
Ateş sarılı kabza sonrası, üç at yelesi dalgalanıyor rüzgarda…
Sayı: 2019 03
Yayınlanma Tarihi: 2019-03-01 00:00:00