Çerkes Mitolojisi – NARTLAR

0
4721

Yaşar Güven

-Anadiliniz yani Adığece geçmişiniz; ne zaman, nasıl -okuma yazma ve konuşma olarak- öğrendiniz?

-Adığeceyi anadilim olarak öğrendim. Evimizde ve köyümüzde hep Adığece konuşuldu. Okuma-yazma öğrenip 2006 yılında KAFFED’in düzenlediği Anadil Eğitmeni Kursu’na katıldım. Bu benim için bir milat oldu, yepyeni bir kültürel dünyanın penceresi açıldı. Bursa Çerkes Derneği’nde yedi yıl çeşitli yaş gruplarına Adığece kursu verdim. Adığece okumaya başladıktan sonra öyle bir deryaya daldım ki 2006 yılından bu yana neredeyse sadece Adığece kitaplar okuyorum. Türkçe çeviri yapmaya katkısı olsun diye daha çok Türkçe kitap okumaya karar verdim.

-Neden Nartlar?

-Nartlar’dan birkaç öykü biliyordum fakat okuma-yazmayı öğrenince ne büyük bir değer olduğunu gördüm. En büyük kültürel değerimizi bilmek, tanımak, anlamak ve kendimizi tanıtmak için bu değerden faydalanmak gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımıza ve gençlerimize de bu büyük değerimizi anlatıp, öğretip, geçmişlerini gurur ve güvenle taşıyıp yaşatmalarını diliyorum.

-Çevirisini yaptığı öyküleri nasıl seçtiniz, isimleri Latinize etmede yaşadığınız zorlukları hangi yöntemle aştınız, görselleri kimlerle çalıştınız?

-Çerkesçe 7 ciltten oluşan Nartlar’ın içinden, Çerkes Nart Mitolojisi hakkında genel bir bilgi edinilebilecek öyküleri seçtim.

Hedeğel’e Asker’in derleyip yazdığı Nartlar’da olduğu gibi bir Nart kahramanına ait bölümleri bir araya getirerek, doğumu, yaptıkları ve ölümü şeklinde bir düzenleme yapıldı.

Çerkesçe isimleri önce Kiril alfabesi ile sonra Latin alfabesi ile yazdım. Her iki alfabenin de herkes tarafından kolaylıkla okunamayacağını düşünerek, okuma-yazma bilmeyenlerin ve Çerkes olmayanların da kolaylıkla okuyabilmesi için transkripsiyon yöntemini kullandım.

Nart resimleri Maykop’ta yaşayan Bırsır Abdullah ve Ankara’dan Hakan Eken tarafından yapıldı.

-Kitabın yabancı dillere mesela İngilizceye çevrilmesi gibi bir çalışmada yer almak ister misiniz?

-Tabii, isterim.

-Latin alfabesi ile Adığece konusunda ne düşünüyorsunuz?

-Türkçede 29 ses kullanılır. Adığecede 65 ses vardır. Latin harflerine harf ve işaret ekleri yaparak bir alfabe oluşturulabilir. Öncelikle yıllardır kullandığımız sembollere farklı anlamlar yüklemek psikolojik bir bariyer oluşturur. Türkçe okurken başka, Çerkesçe okurken başka sesler çıkarmak zorlaşır. En önemlisi de Latin alfabesi ile yazılmış birkaç kitap dışında okunacak bir eser yoktur.

Bugünün koşullarında Latin alfabesi anadilini bilenler arasında bir iletişim aracı olur. Elbette bu da olumlu bir şeydir. Fakat anadili öğretip geliştirmenin bir aracı değildir.

Latin alfabesi ile anadil öğrenenler sonra öğrendiklerini nasıl geliştirebilirler, ne okuyacaklar, tarihimizi, kültürümüzü hangi kaynaklardan öğrenecekler?

Kiril alfabesinin anlamı ve önemi anavatanda kullanılıyor olmasıdır. Dilimizin, tarihimizin, şiirimizin, şarkımızın, romanlarımızın, hikâyelerimizin, destanlarımızın, fıkralarımızın Kiril alfabesi ile yazılmış olmasıdır.

Kiril’in önemi ve değeri; anavatanla ilişkimizi sağlaması, geçmişimizle, tarihimizle, edebiyatımızla, kültür ve sanatımızla bizi buluşturmasıdır.

Kiril alfabesi ile anadilimizi öğrenmez isek:

Meşbeş’e Yishak’ın “Adığeler” şiirini okuyamayız.

Kuyeko Nalbiy’den “Kendini Beğenmiş Sivrisinek”in başına gelenleri bilemeyiz.

Ç’eraşe Tembot’un “Tek Atlı” romanını okuyamayız.

Hunago Sayid’in kadın duyarlılığı ile yazdığı şiirler yüreğimize dokunamaz.

Savsırıko’nın Nartlar’a ateşi nasıl getirdiğini bilemeyiz.

Bırsır Batırbiy, Yevtıh Asye, Zıhe Zavurbiy, Ğuç’e Zamudin gibi bilim insanlarını, gümüş işleme ustalarını, tiyatro sanatçılarını, müzik aleti yapma-çalma ustalarını tanıyamayız.

Bu listeyi daha da uzatabiliriz.

Anavatan ile iletişim içinde olmazsak, Türkiye’ye 156 yıl önce getirip dondurduğumuz, kayıplara uğramış sözlü kültürle yetiniriz.

Kiril alfabesinin çok zor olduğu yönünde görüşler var. Anavatanda yaşayan Çerkesler bu alfabe ile roman, şiir, şarkı, hikâye, masal, destan, oyun yazabilmişler. Latin alfabesini de öğreniyorlar. Ürdün’de yaşayan Çerkesler Kiril, Latin ve Arap alfabesini kullanarak üç dil öğreniyorlar, İsrail Çerkesleri de dört alfabe ve dört dil öğrenebiliyorlar.

-Bugüne kadarki deneyimlerinize göre Adığeceyi en kolay kimler öğreniyor? Çocuklar, gençler, duymuş olanlar, yaşlılar… Kimler en çok öğrenmek istiyor?

-Adığeceyi en kolay çocuklar öğrenir. Önek, sonek, olumsuzluk eki, fiiller, fiil çekimleri, zamirler, isimler, renkler… demeden, doğal konuşma ortamında tüm kuralları ile çocuklar dili öğrenebilir. Ayrıca Adığecede telaffuzu zor sesler vardır. Belli bir yaştan sonra gırtlak yapısı değiştiği için o sesleri çıkarmak zorlaşır.

Gırtlak yapısı henüz değişmemiş gençler de doğru bir yöntem ve disiplinli bir çalışmayla öğrenirler.

Adığeceyi duymuş olmak, kulak dolgunluğunun olması dili öğrenmeye çok yardımcı olur.

Adığeceyi bilip devamlı konuşmadığı için konuşma pratiğini kaybedenler ve bazı kelimeleri unutanlar da kursa geldiler. Unuttuklarını hatırlamalarının, okumayı öğrenip kitap okumaya başlamalarının onları çok mutlu ettiğine şahit oldum.

Sonuç olarak her yaş grubunun ve çeşitli seviyelerde dili bilenlerin yapabilecekleri bir şey var.

 

Huşt Emel Bezek

Bandırma Karaçallık Köyü’nde dünyaya geldi. Bursa’da yaşıyor. Gençlik yıllarından bu yana sivil toplum örgütlerinde aktif olarak yer aldı. Bursa Çerkes Kültür Derneği’nde (BÇKD) yöneticilik ve çeşitli dönemlerde başkanlık yaptı. Bursa’da ilk kadın dernek başkanıdır.
Anadili olan Adığeceyi iyi derecede biliyor.
2006 yılında Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) düzenlediği Anadil Eğitmenleri Yetiştirme Kursu’na katıldı ve Türkiye’de ilk anadili eğitmenleri arasına katıldı. 2010 yılında KAFFED organizasyonu ile Nalçik’e eğitim amaçlı giden ilk anadili eğitmenleri grubunda yer aldı ve çalışmalar yaptı.
BÇKD’de yedi yıl anadili eğitimi verdi.
Bu arada kültür – sanat alanında farklı üretimler de yapmaya başladı.
İlk olarak derleme ve sosyolojik araştırma olarak nitelenebilecek “Gidenler Kalanlar Yitenler” adlı belgeseli, Güney Marmara’nın 7 köyünde Aydın Demirtaş ile yapılan çekimlerle gerçekleştirdi.
Ardından “Lhepkım Yipşaş” – “Halkın Kızı” adlı biyografik belgesel geldi.
Mafeşıko Şengül İyigün’ün bir kadın olarak anavatana dönüş öyküsünün anlatıldığı belgesel Adığece olarak çekildi.
Film Uçan Süpürge Film Festivali’nde ve Çerkes derneklerinde; Maykop’ta Çeraşe Tembot Enstitüsü’nde gösterildi.
Son olarak bir derleme çevirisi olan “Çerkes Mitolojisi Nartlar” yayımlandı.

Nartlar

Kökleri çok eskilere dayanan halkların mitolojileri, destanları, masalları vardır. Onlar halkın düşüncelerini, eğilimlerini, öngörülerini, özlemlerini, dünyaya bakışlarını, sosyal hayatlarını anlatır. Çerkesler’in-Adığeler’ın de; yaşadıkları zorluklar sonucunda, bazı kayıplara uğramış olmalarına rağmen, halen paha biçilemez değerde, binyılların ötesinden gelen, birçok savaşlardan ve zorluklardan koruyarak bugüne kadar getirdikleri Çerkes Nart Mitolojileri vardır.
Nartların çıkış noktası çok eski zamanlarda, Kafkasya’da, Karadeniz ve Azak Denizi kıyısında yaşayan halklardır. Çerkes-Adığe Nart Mitolojisinin gelişimi oldukça uzun bir zaman dilimine yayılmıştır. En eski metinlerin büyük bölümü, Çerkes-Adığe halkının henüz boylara bölünmediği, tek ve büyük bir aile halinde yaşadığı dönemde üretilmeye başlanmıştır.
Nartlar dışardan gelmemiştir, Kafkasya’da doğmuş ve yaşamıştır.
Çerkesler’in-Adığeler’ın yaşam alanı, Nartlar’ın yaşam alanıdır. Setenay Pşız’de (Kuban nehri) çamaşır yıkar; Şebatnıko Tene’den (Don nehri) geçer, atlarını Vuarp’te (Kuban nehrinin bir kolu) sular; Savsırıko yinıjı (devi) Hışütse’de (Karadeniz) dondurup öldürür; Nesren Jake Kafkas Dağları’na çivilenir; Pako kayığı Şhaguaşe’de (Belaya, Kuban nehrinin bir kolu) tek başına karşı kıyıya gönderir; Setımıko kardeşler Tuapse tarafından gelir; Nartlar Hıtuale’den (Kerç boğazı) geçip at getirirler.
Günümüzde edebi ürün, sanat eseri olan Nartlar başlangıç noktasında böyle değildi. O zamanın insanlarında böyle bir bakış açısı, yaratım isteği yoktu. Bunların -destanların- oluşturulma nedeni, yaşam içinde davranış biçimlerini düzenleme ihtiyacıydı. “İyi” ya da “kötü” nedir? “nasıl olmalı?” ya da “nasıl olmamalı?” “kime benzemeli” ya da “kime benzememeli”. Amaç, davranış modelleri göstererek insanları eğitmekti. Onun için eski zamanlarda destanlar örnek alınırdı.
Nartlar iyilikten yana, kötülüğe karşıdırlar. Kötü ile savaşır, zorda olana yardım ederler. Merhametli, cömert, cesur, özgüvenli ve fedakardırlar. İdealleri ve vatanları için canlarını verirler. Düşmana karşı ise korkutucu ve acımasızdırlar.
Nart Mitolojisi’nde anaerkil ve ataerkil dönemin etkileri görülür. Kadınlar, anaerkil dönemde güç ve iktidar sahibi olarak, belli bir eşi olmadan, saygı görerek, gönlünce ve özgürce yaşarlar. Setenay Nartlar’a akıl verir, yol gösterir. Bazı Nart kahramanları; Setenayoğlu Savsırıko, Pakooğlu Teterşav, Zalimkadınoğlu Şevay gibi annelerinin ismi ile anılırlar. Ataerkil döneme geçişle birlikte kadın kahramanlar güçlerini kaybederler, cadılıkla ve büyücülükle suçlananlar olur.

Kadın Kahramanlar

Setenay Guaşe
Nartlar’ın akıl hocası, güzelliğin sembolü, Savsırıko’nun annesi, hep genç, hep güzel Setenay Guaşe.
Nart çocukları doğunca göbek bağını Setenay Guaşe keser, kız çocukları güzel olsun diye ilk banyolarını yaptırır, erkek çocukları akıllı, güçlü, şanslı olsun diye onlara iyi dileklerde bulunur.
Çözüm bulamadıkları sorunlarda Nart Meclisi gelip ona danışır. Darı tohumunun geri getirilmesi, Vorzemes’in düşman elinden kurtarılması için Nart Meclisine akıl verir.
Setenay Guaşe gelecekte olacakları bilir. Vorzemes’i Alecler’in evinde yapılacak ölüm hasesinden kurtarır.
Savsırıko, Tutarış ile yaptığı dövüşte annesinin taktiği sayesinde galip gelir. Savsırıko’nun öldürüleceğini anlar, oğluna öğütler verir fakat ölümünü engelleyemez.
Yeri geldiğinde lafını esirgemez, Nartları eleştirir, işine karışan Lhepş ile kavga eder.
Büyücülükle suçlandığı zaman da olur.

Vuserej
Bilge ve kâhin Nart kadını. Hep yaşlı kadın olarak tarif edilir. Thağelec, Amış ve Mamış’ın annesidir. Setenay’ın Yisp Kralının elinden kurtarılmasında yol gösterir. Cadı olarak adlandırıldığı dönem olur. Günümüzde ise bilge kişi Vuserej erkek karakter olarak tarif edilmektedir.

Çığ Guaşe –
Ağaç Tanrıçası
Belden aşağı ağaca benzer, kökleri toprağın içinde, saçları bulut gibi gökyüzüne uzanan, elleri insan eli, yüzü güzeller güzeli. Dünyayı dolaşmak için yollara düşen Lhepş, Çığ Guaşe ile tanışır. Bir erkek çocukları Güneş Çocuk dünyaya gelir. Çığ Guaşe yer altında, yeryüzünde ve gökte olan tüm bilgileri Güneş Çocuğa verir. Lhepş çocuğu alıp Nartlar’a getirir. Yedi kadının baktığı Güneş Çocuk kaybolur. Tüm aramalarına rağmen çocuğu bulamazlar. Belki de Nartlar’ın sonunu getiren bu olaydır, kim bilir…

Adıyif
Güzel Adıyif, kocası Kortehu ile Küçük Yincıc kıyısında yüksek bir tepedeki kulede yaşar. Nart Kortehu gece talana gidip atlarla geri döndüğünde ışık saçan elini pencereden uzatıp geceyi aydınlatır, güven içinde köprüden geçmelerini sağlar.
Kortehu, Adıyif’in bu özelliğinin yaşamlarına olan katkısını küçümser. Kocasının kendini beğenmiş tavrına kızan Adıyif talandan döndüğü bir gece köprüyü aydınlatmaz. Kortehu atlarla birlikte nehre düşüp boğulur. Adıyif kocasının böyle korkunç bir şekilde ölmesine ağlar, dövünür, kolları paralanır. Kollarından akan kan Yincıc Nehri kıyısındaki kayalıkları kızıla boyar.

Bedef Guaşe
Kespetler’in kızı Bedef Guaşe rüya yorumlar. Bir Nart gencinin rüyalarını yorumlarken;
İnsanlar oturdukları yerden birbirleri ile görüşür olacaklar,
Babalar otururken oğulları meclise gitmeye başlayacak,
Gökyüzüne ve yeryüzüne değmeden insanlar havada dolaşmaya başlayacak,
Ülkede oturan insanların bir yöneticisi olacak, herkes onun sözünü dinleyecek gibi yorumlar yapar.

Dehenağu
Bütün kadınlardan daha güzel ve akıllı kadın diye tarif edilen Dehenağu, birçok derenin, birçok dağın, birçok ormanın ötesinde, birçok muhafızın koruduğu yüksek bir tepede yaşar. Doğaya hükmeder, yağmur yağdırır. Onunla evlenip zengin olmak isteyenleri karşılayıp kılıç ve kalkanı ile dövüşerek öldürür. O tepeye gidip ölenlerin sayısının yüz olmasına bir kalmıştır.
Nartlar adına T’ımıs gider. Aralarında kıyasıya bir çarpışma olur. Dehenağu, T’ımıs’ın toplumsal bir fayda için geldiğini öğrenince teklifini kabul eder ve Nart ülkesine gelin gelir. Nartlar çok mutlu olurlar. Yedi gün eğlence düzenlerler. Dehenağu’nun yeteneği sayesinde Nartlar bolluk içinde yaşarlar.

Akuanda
Alecler’in güzelliği dillere destan kızı. Talipleri çoktur fakat o Şebatnıko’yu sever. Şebatnıko, Çınt’ten Nart’a girdiğinde hemen anlar. Şebatnıko’yu ağırlamak için hazırlıklara girişir. Şebatnıko gelir, mızrağını kapının önünde yere saplar, içeri girer. Akuanda ile konuşurlar. Babası evlenmelerine izin vermez. Akuanda babasının izni olmadan evlenme teklifini kabul edemeyeceğini söyler. Şebatnıko dışarı çıkar, mızrağının yerinden çıkarıldığını görünce çok öfkelenir. Atına binip, kapının açılmasını beklemeden kapını üstünden atlayıp gider.

Laşin
Şiirleri ile ünlü Nart kadını. Aşemez dışında onunla evlenmek isteyen bütün Nart erkeklerine alaycı şiirler yazar. Laşin, Aşemez ile evlenmek istediğini şiirle anlatır. Aşemez ise Nart erkekleri ile alay eden Laşin ile evlenmek istemez.

Siyah Saçlı Güzel
Yüzünün ışığı geceyi gündüz gibi aydınlatan, siyah saçlarını yüzüne döktüğünde günü zifiri karanlık yapan, erkek kıyafetinde dolaşan yaman bir savaşçı, Şevay’ın sevdiği kadın.

Tse’unej
Gelecekte olacakları bilen, yaşlı, kötü kalpli kadın.

Bırımbıhu
Setenay Guaşe’nın kız kardeşi, Albeçler’in gelini, Savsırıko’nun öldürdüğü Tutarış’ın büyücü annesi. Kendisini altın miğfere dönüştürüp Savsırıko ve Thojıy’ın zayıf taraflarını öğrenir. Bunları Nartlar’a anlatır, Savsırıko’nun öldürülmesine yardım eder.

Şebatnıko’nun Annesi
Sağında bir tazı, solunda bir tazı, başının üzerinde dönerek ilerleyen kartalları, miğferi güneş gibi parlayan, mızrağı gök gürültüsü gibi ses çıkaran, yılan boyunlu atının üzerinde hiç tanımadıkları biri gelir. Nart ülkesine giren Çınt ordusunu keser, biçer, Nartlar’ı kurtarır ve gider. Nartlar atlının kim olduğunu birbirlerine sorarlar, kimse tanımamaktadır. O atlı Şebatın’ın karısı, Şebatnıko’nun annesidir.

Nerıbğey
Şevay’ın dev annesi. Kelime anlamı “kötü kişi”dir. Doğurduğu çocukları yediği düşünülür.

Neğuçıts
Çirkin, uzun dişleri olan yaşlı bir kadın olarak tarif edilir. Gelecekte olacakları bilir. Günümüzde batı diyalektinde çok akıllı, girişken kadınlar için kullanılır.

Thaşerıphu
Nartlar’a yardımcı olan, onlar için iyi dileklerde bulunan kutsallık atfedilen kadınlar. Güzel sözler söylediklerinde Nartlar ona iltifat ederler. Söyledikleri hoşlarına gitmeyince olumsuz yakıştırmalarda bulunurlar.

Jokoyan
Peterez’i büyüten bilge kadın.

Pako
Nehir kıyısında bulunan sandalı iterek karşı kıyıya gönderecek kadar fiziksel gücü olan Degujiyeler’in kızı, Teterşavu’nun annesi.

Yısp Guaşe
Cüce insan soyundan olan Yısp Guaşe, Hımış ile evlenirken boyu ile ilgili şaka ve alaycı bir söz söylememesini şart koşmuştu. Marıko ile ava gitmek isteyen kocası için yolluk hazırlarken Hımış acele eder ve karısına “uğursuz cüce” der. Yısp Guaşe hazırlıklarını tamamlayıp Hımış’ı yolcu eder ve evi terk edip baba evine döner. Bu sırada Peterez’e hamiledir. Hımış, Marıko ile gittiği avda pusu kurularak öldürülür. Doğan çocuğun kendilerinden intikam almasından korkan Nartlar, Peterez’i Yısp Guaşe’den alırlar. Yısp Guaşe, Lhepş’ın Nartlar için yaptığı orağın nasıl olacağını tarif eden kişidir.

Malıçıphu
Meleçıphu ya da Kur, diğer Nart karakterlerinden çok farklıdır. Çok akıllı, çok güzel, kısa boylu, sivri dillidir. Mecaz ve ironinin ötesinde adeta şifreli konuşur. Komşu kadından tuz isterken pşerım yivod, vodım yidağe (kelime anlamı olarak şişmanın zayıfı, zayıfın yağı) der.
Yaşadığı dönem, feodal dönem köy yaşamıdır. Bahçeli bir ev, komşuluk ilişkileri, düğünler, yakın köyde cenazeye gitme, cenaze törenindeki gelenekler… Diğer öykülerde günlük yaşam bu kadar detaylı anlatılmaz.
Özdemir Özbay’ın (sevgi ve saygıyla anıyorum) Nartlar’ı Dünya Mitolojileri ile karşılaştırdığı kitabında Dünya Mitolojilerinde böyle bir karakter olmadığını yazar.
Kur, hem düğüne gidip dans eder, hem bebeklerle oynar. Yan yana oturttuğu bebeklerle şöyle konuşur:
-Sabah uyanınca yıkandın mı?
Tanrıya şükrettin mi?
Bu koca dünyada yaşadığın için.
Komşularında olan hayırlı iş için
Sevindin mi?
Yoksa üzüldün mü?

Nartsane Guaşe
Nart topraklarını at toynaklarının titrettiği, at kişnemelerinin inlettiği zamanlarda süslenip oturmak yerine, atını eyerleyip, parlayan mızrağı ve kaması ile gelen düşmanı karşılayan kadınlardandır.
Nartsane Guaşe bir çarpışmada yere serdiği atlının büyük aşkı olduğu görür, atından iner, kendi elleriyle canını aldığı sevdiğinin kaskatı kesilmiş bedenini ısıtmak ister. Güzel sözleri ile kalbinin çarpmasını bekler. Fakat ölü beden hiçbir şey duymaz. Nartsane kamasını çıkarır, göğsüne saplar, sevdiğinin akan kanına kendi kanını karıştırır.
İki gencin kalbinden akan kan toprak altında kalamaz, şifalı Nartsane suyu olarak yeryüzüne çıkar.
O zamandan bu yana Nartsane şifalı suları kırık kalpleri iyileştiriyor, güç verip ömrü uzatıyor.

Nartlar’ın Anne Meclisi
Zeki, akıllı ve yaşlı kadınlar katılırdı. Çocukların nasıl bir yaşamı olmalı, gelenekler ve davranış şekilleri nasıl öğretilir gibi konular konuşulurdu. Kendi yaşamlarından gördükleri, duydukları ve deneyimledikleri doğrultuda sorunlara çözüm getirirlerdi.

Erkek kahramanlar

Savsırıko
En çok tanınan Nart kahramanı, Setenay Guaşe’nin doğurmadığı oğlu, babası Nartlar’ın çobanı.
Nartlar’ın çobanı Ses’in aşk okunun isabet ettiği taştan dokuz aydan biraz fazla bir zaman sonra akkor halinde düşen, Lhepş’in yedi kez suya batırıp çelikleştirdiği, maşayla tuttuğu dizleri çelikleşmeyen, insan vücudu gibi yumuşak kalan, sıska ve demir renginde demir adam. Nartlar ona yamuk bacaklı derler, “çobanın oğlu” diye küçümserler.
Zeki, güçlü, kurnazdır ve büyü yapar.
Thojıy adında uçan, konuşan, ona akıl veren bir atı vardır, Nartlar’ın rehberidir.
Yinıj’ın çaldığı ateşi Nartlar’a geri getirir.
Yemınej’in çaldığı darı tohumunu annesinin yol göstermesi ile yedi dağı, yedi nehri, yedi küçük denizi ve üç büyük denizi aşıp giderek geri getirir.
Teyzesi Bırambıhu’nun oğlu Tutarış ile güç savaşına girerler. Savsırıko annesinin yaptığı planı uygulayarak Tutarış’ı yener, başını keser.
Tanrılar Oşhamafe’de şölen düzenler, şarap içerler. Yılda bir kez yeryüzünden seçilen bir kahramanı davet edip bir kadeh şarap ikram ederler. Savsırıko davet edildiğinde bir kadeh şarap içince çok hoşuna gider. Şarap fıçısını Oşhamafe’den aşağı atar. Şarap yeryüzüne yayılır, içindeki üzüm tohumlarından üzüm yetişir. Bu üzümlerden Nartlar da şarap yapmaya başlarlar.
Diğer yandan Nartlar Savsırıko’dan, gücünden korkarlar. Gitmediği talandan pay almasına kızarlar.
Toplanıp onu öldürmeye karar verirler. Öldüremeyince diri diri gömerler.

Lhepş
Demirciler Tanrısı, Nartlar’ın usta demircisi.
Nartlar’la birlikte yaşar. Nartlar’a silah, orak ve maşa yapar. Kırık kemikleri tedavi eder.
Nartlar’ın istediği her şeyi yaptıktan sonra sıkılmaya başlar. Nartlar’ın faydalanacakları bilgiler bulup getirme niyetiyle dünyayı dolaşmak ister.
Setenay Guaşe’nin tavsiyesi ile demir ayakkabı ve asa yapıp dünyayı dolaşmak için yola çıkar.
Bu yolculukta Çığ Guaşe’ye rastlar. Çığ Guaşe dünyayı dolaşarak bir şey elde edemeyeceğini, yerde ve gökte olan istediği her türlü bilgiyi ona verebileceğini söyler.
Lhepş onu dinlemez, yoluna devam eder. Dünyayı dolaşır, aradıklarını bulamaz. Demir ayakkabıları aşınıp parmakları dışarı çıkmış, asası küçülüp avucunda kalmış bir şekilde Çığ Guaşe’nin yanına döner.
Bir erkek çocukları olmuştur. Kendisinin bütün bilgi ve yeteneklerine sahip Güneş Çocuğu, Çığ Guaşe Lhepş’e verir.
İstedikleri gibi kılıç yaptığı iki adamdan biri kılıcını beğenmez, gelip ayaklarını keser. Lhepş çok uzaklara gidip demircilik yapmaya devam eder. Kıvrılıp sarılabilen bir kılıç yapıp bacağını kesen adama gönderir. “Lhepş deniz ötesinden vurup intikamını aldı” derler.

Thağelec
Sevilen, sayılan tarım ve bereket tanrısı. Beyaz uzun sakalı ile altın asası elinde gülümseyerek dolaşır. Yanından geçtiği ağaçlar ona fısıldar, otlar ona doğru uzanır, çiçekler açıp ona bakar. Nartlar’a toprağı nasıl süreceklerini, nasıl ekip biçeceklerini öğretir.

Nesren Jake
Nartlar’ın tanrılara karşı gelen saygın, bilge lideri. Zalim tanrı Pako Nartlar’ın evlerini, ocaklarını yıkar, soğuk rüzgarlar gönderir, ateşlerini çalar. Ateşi geri getirmek için giden Nesren Jake’yi, Pako Oşhamafe’nin zirvesinde zincire vurur. Zalim Pako’nın kartalı Nesren’in göğsünü parçalar, kalbindeki kanı içer. Nartlar birçok sefer düzenleseler de Nesren’i kurtaramazlar. Peterez atı Kereptsetsıku’ya altın eyerini koyar, savaş giysilerini giyip Oşhamafe’ye çıkar. Pako’nun muhafızlarını öldürüp Nesren’i kurtarır, ateşi alır, Nart ülkesine gelir. Pako kaçar. Nartlar şölen düzenler, koyunlar kesilir, sane içilir, dans edilir, şarkı söylenir.

Vorzemes
Psıtha Guaşe’nin kızı (Nartlar’ın altın elmasını çalarken yaralanan) Mığezeş Guaşe ile Nart Pızığeş’in, yeryüzünde yaşayan Nart ile denizin altında yaşayan Guaşe’nin oğludur. Nartlar’ın saygın thamatelerindendir.
Setenay Guaşe’nin kocası olduğu varyantları vardır.
Vorzemes çocukluğunda girdiği bütün yarışları kazanan, zeki, Nartlar’ın gözdesi bir çocuktur.
Nartlar’ı haraca kesen zalim Pako’yu öldürüp Nartlar’ı kıtlıktan kurtarır.
Yisp kralının kaçırdığı Setenay Guaşe onun sayesinde kurtarılır.
Nartlar’a rahat vermeyen deniz ötesi düşmanlara dahiyane bir planla esir düşüp Nartlar’ın onları zararsız hale getirmesini sağlar.
Nartlar’a tuzu getiren Jemadıvu yani Vorzemes’tir.

Şebatnıko
Doğruluğu, temiz kalpliliği, hile ve düzene tenezzül etmeyen kişiliği ile gerçek kahramanlığın simgesi,
Çırt’tan çıkıp Nart’a gelip, Alecler’in evini soran,
Akuanda’nın görmeden sevdiği, Çırt’tan çıkıp Nart’a girdiğinde geldiğini anlayıp hazırlıklara başladığı Şebatnıko.
Uçan atının üzerinde, iki yanında iki av köpeği,
Başının üzerinde dönerek onunla giden iki kartalı olan,
Miğferi güneş gibi parlayan,
Sağ omuzuna çiğ düşerken, sol omuzuna güneş doğan,
Atının burnundan çıkan yalımlar otları tutuşturan,
Köpeklerin bulup çıkarttığını, kartalların yakaladığı,
İpek kırbacını şaklatınca, yedi ses uzaklığından duyulan,
Kılıcın sivri ucunda dans eden, yüz oku birden atan,
Yaşlananların Yaşlılar Tepesi’nden öbür dünyaya gönderilme geleneğini kaldıran,
Muhteşem Şebatnıko.

Peterez
Babası Hımış, Pşı Marıko tarafından pusu kurarak öldürülüp bedeni kurda kuşa yem edilen Peterez çok öfkelidir. Anne karnında intikam yeminleri eder. Nartlar korkularından Peterez’i annesi Yısp Guaşe’den alıp Jökoyan’a verirler. Jökoyan onu gizlice büyütür. Nartlar babasının kan bedelini ödeyip Peterez’in öfkesini dindirmek isterler. Peterez onlardan gökyüzüne çıkmalarını, şişe takıp tereyağı kızartmalarını, bir boynuz dolusu sivrisinek kanı getirmelerini, elekle su getirip içirmelerini, iki pabuç dolusu ipek külü getirmelerini ve başka yapılması mümkün olmayan şeyler ister. İsteklerini yerine getiremeyen Nartlar’dan intikamı çok kanlı olur.
Zalim tanrı Pako’nun Oşhamafe’ye zincirlediği Nart thamatesi Nesren Jake’yi kurtarır.
Yınıj’ın kaçırdığı Nart gelinini ve kızlarını kurtarır.

Şevay
Kanc’ın ve Yinıj kadının oğlu Şevay, Setenay Guaşe’nin doğum olayına müdahalesi ile hayatta kalır. Ocağın içinde dünyaya gelir, korların üstüne düşer, oynamaya başlar. Setenay Guaşe çocuğu Oşhamafe’nin en yüksek yerine götürür. Buz beşik hazırlar, buzun içinde büyütür.
Çemıdej adında uçan, konuşan olağanüstü bir atı vardır.
Vorzemes’in düzenlediği at yarışını kazanır, kendisine verilen hediyeleri çevresindekilere dağıtır.

Aşemez
Lhegutz Jake, Aşemez’in babası Yaşe’yi öldürür. Babasının intikamını almak isteyen 6 kardeşini de öldürür. Bu sırada Aşemez henüz doğmamıştır.
Aşemez dışarı çıkıp arkadaşları ile aşık oyunu oynamaya başlayıp sürekli onları yenince babasının ölümü ile ilgili ona alaycı sorular sorarlar. Gerçeği annesinden öğrenince gider karısının yardımı ile Lhegutz Jake’yi öldürür.
Bir gün bir ağaç altında yatmış uyurken üzerine bir dal düşer. Ağaç kurtlarının içini oyduğu daldan gelen güzel sesler Aşemez’i uyandırır.
Uzanır, daldan bir parça koparır, üfler, dalın içinden güzel bir müzik sesi yükselir. Gördükleri ve duyduklarından çok etkilenir. O günden başlayarak talana gitmeyi, hayvan getirmeyi bırakır.
Kamıl üfleyerek, insanları neşelendirip mutlu ederek uzun zaman dolaşır. Çaldığı müzik daha güzel olsun diye pheçıç yapar. Bir genci eğitir. Kendisi kamıl üfler, genç pheçıç çalarak şarkılar söylerler. O zamandan başlayarak Adığeler şarkılar besteleyip, çalıp söylediler.

****

Halkın yaşamı içinde ilerleyerek, görerek ve tanıklık ederek, farklı dönemlerden etkilenip, dönemin etkilerini katarak Çerkes Nart Mitolojisi bugüne kadar gelmiştir.
Yüzyıllarca sözlü olarak aktarılan Nart söylencelerinden 20. yüzyıla kadar aktarılanlar, 1946-1968 yılları arasında Hedeğel’e Asker tarafından derlenmiş, 7 cilt olarak yayınlanmıştır. Ciltlerde şarkıların ve öykülerin kimler tarafından anlatıldığının ve kimler tarafından yazıldığının bilgileri vardır. Ayrıca şarkıları söyleyenlerin ve öykü anlatıcılarının resimleri de mevcuttur.
Derlemeler Kafkasya’da, Moskova’da, Türkiye’de, Amerika’da, Suriye’de, Ürdün’de, İsrail’de yaşayan Çerkesler arasında yapılmıştır. Çerkesçe Nartlar’da metinler bölümler halinde düzenlenmiştir. Bir Nart kahramanına ait bölümler bir araya toplanmış, bölüme o kahramanın adı verilmiştir. Nart kahramanının doğumundan ölümüne kadar yaşadıkları sırayla aktarılmıştır. Çeviride de aynı yöntem kullanılmıştır. Şarkı sözleri ve şiirsel anlatımlar çevrilmemiş, sözlü anlatımlar çevrilmiştir.
7 cilt içinden seçmeler yaparak Çerkes Nart Mitolojisi hakkında genel bilgi edinilebilecek bir çeviri yapmaya çalıştım. Kendi adına bir öyküsü olan tüm Nart kahramanlarına yer vermeyi hedeflemiştim. Fakat bunu gerçekleştiremedim. Bu süreç çok zorlu bir çalışma süreciydi. Daha çevrilmesi gereken çok sayıda metin vardır. Tamamının çevrilmesi için kurumsal bir çalışma gereklidir. Yüzyıllar ötesinden sözlü aktarımla bugüne gelen paha biçilemez kültür mirasımızın severek ve sahiplenerek okunmasını, Nartlar’a daha çok merak uyandırıp yeni çalışmaları teşvik etmesini umuyor ve diliyorum.
Huşt Emel Bezek

 

Nartlar, kadın kahramanlar ve erkek kahramanlar Huşt Emel Bezek tarafından derlenmiştir

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz