İktidar, hoşgörü dininin kılıcı ile nereye gidiyor?

0
793
Khalke İsa’sı ve Meryem Ana Panosu, Kariye Camii Müzesi

Tarihin derinliklerinde yatan nice imparatorluklar ve imparatorlar vardır. Bu derinliklerden günümüze taşınan o döneme ait gücün, sanatın, kültürün simgeleri olan yapılarıdır. Anadolu bu anlamda dünyanın tüm medeniyetlerine ev sahipliği yapmış, son Göbeklitepe buluntuları ile de insanlık tarihinin yeniden yorumlanmasını sağlamıştır. Bu kıtada yer almış medeniyetlerin değerleri, son yerleşimci Osmanlı İmparatorluğu sürecinden bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ne gelmiştir. Atatürk’ün çağdaş ve Batılı anlayışı ile bu değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması yasal düzenlemelerle ele alınıp başta Ayasofya 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilmiş, Kariye Kilisesi de 1945’te müze yapılmıştır. Bu anlayış her iki mabette de binlerce yıllık birikimlerin en iyi şekilde korunmasını sağlarken, siyasetin dar zamanlarında çıkış yolu olarak da hep kullanılmıştır. Halkı gaza getirecek söylemler ve bazı girişimler oya devşirilmiş ve ne yazık ki siyasetin kullandığı bir araç haline gelmiştir.
İlk kılıç darbesi Ayasofya üzerinden vurulmuş, 1934 yılındaki Bakanlar Kurulu kararı iptal edilerek, Danıştay karar mekanizması kullanılarak, Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmiştir. Siyasetin tüm figürlerinin yer aldığı görkemli bir cuma namazı ile de ibadete açılmıştır. Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasına ait gerekli düzenlemeler yapılmış, mozaik ve fresklerin üzeri perdeler ile kapatılmış, binlerce yıllık varlığı ile günümüze kadar gelen zemin mermerlerinin üzerine de halı serilmiştir. Hemen yanındaki Sultanahmet Camii bomboş dururken Ayasofya’nın ibadete açılması, siyasi bir karardır. Ona rağmen, bu hamle iktidarın oy hesaplarına pek oturmamış, tam aksine ileride kontrol dahi edemeyeceği İslami terör örgütlerine ve onun uzantılarına yeni alanlar açmıştır. Tüm dünyada bu gelişmelerin yankıları sürerken, Ayasofya’nın gelecek nesillere bırakılması gereken bir kültür mirası olduğu da hiç düşünülmemiştir.
Dünya egemen güçlerinin varlıklarının devamı adına, kendilerinin kurup, güçlendirip, silahlandırarak savaştırdıkları dinci terör örgütleri, bu planda her zaman yerini alan, görevlerini yapan bir oluşumla yaşatılmıştır. Gelişmemiş ülkelerde de din bezirgânlığı, oya dönüştürülen en güçlü kaynak olmuş ve hep kullanılmıştır. AKP iktidarı artık yolun sonuna gelmiştir. Kendi araştırmaları da bunu açıkça göstermektedir. İktidarı elinde tutabilmenin tüm hareketlerini yapmak adına Ayasofya ibadete açılmış ve hemen ardından da 1945 yılından beri müze olarak hizmet veren Kariye Kilisesi de Danıştay’ın 19. Dairesi’nin kararı ile camiye çevrilerek ibadete açılmış ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanmıştır.

Dünya kültür mirası olan her eser, dünya insanlarına aittir
Kariye Kilisesi, İsa’dan sonra 300’lü yıllarda yapılmıştır. 14. yüzyıla ait eşsiz mozaik ve fresklerle son dönem Bizans sanatının tüm dünyadaki korunmuş en zengin örneklerini barındırmaktadır. Bu kilisenin de camiye çevrilerek ibadete açılmasıyla, muhtemeldir ki, iç mekânlarda bu mozaik ve fresklerin kapanması ile ilgili bir tadilat yaşanacaktır. Bu kadar değerli mozaik ve fresklerin kapatılması bu mekânda sadece namaz kılmak işlevini sağlamaktan öteye geçmeyecektir. Hemen çevresindeki camilerde namaza ait çok geniş imkânlar olmasına rağmen burada da alınmış olan bu karar, tamamen siyasidir.
Tüm kaynakları tüketilmiş, var olan kamu kaynakları yağmalanmış, üretimden koparılıp dünyaya bağımlı hale getirilmiş, para tüccarlarının günlük manipülasyonlarla para kazandığı, her geçen gün halkın açlığa sürüklendiği ve demokrasinin yok edildiği bir ülkede prim kaybeden iktidar, bu tür oyunlarla yerinde kalmanın yollarını aramaktadır. Olayın siyasi ortama alet edilmesi binlerce yıllık kültürel varlıkları tehlikeye atmaktadır. Buna hiç kimsenin hakkı da yoktur. Tarihin derinliklerinde kaybolmuş bu tür yönetimler yok olup giderken, beraberinde binlerce yıllık birikimleri de ne yazık ki sürüklemektedir. Dünya kültür mirası olan her eser, dünya insanlarına aittir. Onların görevi de bu eserleri gelecek nesillere taşımaktır. Ayasofya ve Kariye’nin müze statüsü derhal geri verilmelidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz